ADANA (GÜNAYDIN) – Adanalı ünlü kitap eleştirmeni ve yazar Saba Kırer, yazar Faruk Duman’ın ikinci deneme kitabı ‘Tom Sawyer’ın Kitap Okuduğu Kulübe’ adlı kitabı farklı bir bakış açısıyla ele alıyor.
Saba Kırer, meraklı okurları için bakın kitap hakkında hangi eleştirilerde bulunuyor: “Faruk Duman’ın ikinci deneme kitabı Tom Sawyer’ın Kitap Okuduğu Kulübe, geçtiğimiz aylarda Can Yayınları arasında yerini aldı. Kitap ismiyle bile henüz kapağını açmadan bizi çocukluğumuza doğru sürüklüyor, bu vaadini de çocukluktan başlayıp geniş bir zamana yayılan bölümlerde ziyadesiyle yerine getiriyor.
Eser, yazarın belleğinde çocukluğuna yaptığı yolculukla beraber editörlüğünü sürdürdüğü Can Yayınları’nın kurucusu Erdal Öz’le sohbetlerine varan geniş bir zaman aralığında seyrediyor. Kitap, yine Duman’a has özel bir dokuyla örülmüş, üzerinde onun ismini görmezsek bile iç rahatlığıyla “işte bu Duman’ın metni” diyebiliriz.
“Bir köşede ak bir keçi peyda olur, hayvan yanımıza sokularak bir zaman sonra konuşmaya başlardı. Soluğumuzu tutarak dinlerdik onu. Bazen küçükler hafiften ağlamaya başlar, titreyerek bize sokulurdu… Hoş keyfimizi kaçırtırdı bu. Çünkü hikâye, üzerine titrenilesi bir şeydir; büyüsü hemen kaçıverir ve baştan alındığında asla aynı tadı vermez.”
Neden böyle olduğu üzerine aslında pek düşünmemiş olsam da bıçaklar nerede olursa olsun ilgimi çekmiştir hep. Belki de Caravaggio’nun eserlerinden daha çok onun da bıçaklara olan düşkünlüğüdür beni onun dünyasına çeken şey. Tom Sawyer’ın Kitap Okuduğu Kulübe’de her ne kadar ilk “Çocukluk Çağı”nı okuduktan sonra ancak “Bıçaklar” bölümüne atlamışsam da bu bıçaklara duyduğum ilgiyi azaltan bir durummuş gibi görülemez. Özellikle de kapalı çarşılarda, iş hanlarında, bakır- kalay dükkânlarında ilk baktığım ve en fazla süre harcadığım yer bıçakçılar olagelmiştir hep. Kitabın “Bıçaklar” kısmı Evrenye bıçakları üzerine yazılan tezden hareketle kurulmuş. Bu bölümü okumadan diğer bölümlere geçemezdim. Bu yüzden kitaptan okuduğum ikinci denemeydi bu. Nerede görürsem göreyim onun parlak yüzeyinin göz alıcılığına hemen dikkat kesilmişimdir hep. Orada bir süre zaman geçirmiş, orada o keskin, kesici, som dünyaya yolculuk yapmışımdır. Evrenye Kastomonu’nun köylerinden biridir. Evrenye’de körük adı verilen işliklerin bıçağı üreten bir yer olmanın yanı sıra ustaya yaşama gücü de verdiğini belirtir Duman. Duman’ın “Bıçaklar” üzerine denemesi zengin alıntılarla dolu. Deve eyerleri yapan bir usta, develer azalıp tek bir deve kalınca işini gücünü bırakıp yalnızca devenin sağlığı için didinmiş durmuş. Duman, eyerlerle ilgili unutulmaması gereken şeyi şu sözlerle bağlar: ”Devenin ölümü yalnızca eyerlerin değil, ustaların da ortadan kalkması demektir.”
Yorumlar
Kalan Karakter: