Başarılı öngörüleriyle tanınan ekonomist Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Sekreterliği görevine getirildiği gün Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Adana Şubesi’nin konuğu oldu. MÜSİAD Adana Şubesi’nin düzenlediği ‘2019’a 5 Kala Türkiye ve Dünya Ekonomisindeki Fırsatlar ve Tehditler’ başlıklı toplantıda konuşan Prof. Dr. Kerem Alkin, yeni yılın iş dünyası için zor bir dönem olacağını ancak, dışa odaklanan şirketler için de farklı fırsatlar sunacağını söyledi. Yeni Ekonomi Programı’nda 2019 yılı büyüme hedefinin 2.3 olduğuna vurgu yapan Alkin, “Bunun 1.8’i net ihracattan bekleniyor. İç piyasanın büyümeye katkısı 0.5 olarak öngörülüyor. O zaman her sektörün gözünü daha fazla dışarıya çevirmesi gerekiyor. İç piyasada hizmet sektörü de dışarı açılmak zorunda” dedi.
HAC TURİZMİNE DAHİL OLMALIYIZ
Konuşmasında Türkiye’nin karşısındaki bazı fırsatlara da değinen Prof. Dr. Kerem Alkin şunları söyledi: “Avrupa ve ABD, Asya’nın, Afrika’nın çocuklarına yan gözle bakarken, ülkelerinde almakta tereddüt ederken, Türkiye bu çocukların eğitimini üstlenebilir. Eğitim büyük bir pazar olarak karşımızda duruyor. Yaklaşık 400 bin nüfuslu KKTC’de dışarıdan gelen öğrenci sayısı 100 bini aştı. Bu gelirden Türkiye de yararlanabilir. Sağlık turizminde hala alabileceğimiz yol var. Malezya’dan, Endonozya’dan hac organizelerine Türkiye destinasyonu eklenebilir. Onlara İstanbul’u, Konya’yı ve Şanlıurfa’yı gezdirdikten sonra Kudüs programı yaptırtacak sonra Mekke ve Medine’ye taşıyacak turizm şirketlerimiz olmalı.”
HIZLI BALIK OLABİLİRİZ
Türkiye’nin ihracatının yüzde 60’nın Avrupa’ya gerçekleştirildiğini ancak Avrupa’nın ithalatında Türkiye’nin yerinin hala yüzde 1’lerde olduğunu belirten Prof. Dr. Alkin, “Sarı yelekliler sokaklarda. Bunlar sadece Avrupa’nın işsizleri değil. Aralarında esnaf, KOBİ temsilcileri var. Birçok Avrupalı yaşam standartlarının düştüğünü, geçim sıkıntısının daha da artacağını düşünüyor. Avrupalı bakıyor. Marka mağazaları, ülkelerine göçmen ya da turist olarak gelenler doldurduğunu görüyor. Ciddi bir rahatsızlık var. Avrupalı finans kuruluşları kendi KOBİ’lerine kredi musluklarını hayli kıstı. Tüketicisinin talebi daralıyor. Çin’e milyon bazında verilen siparişler binler bazına düştü. Çinli üretici binler bazına düşen siparişten mutlu olmayacak. Bu çerçevede Türk KOBİ’leri hızlı balık rolünü üstlenebilir ve pazar payını artırabilir” dedi. Türk bankalarının şu anda topladıkları mevduatın üzerinde kredi kullandırdığını artık eskisi gibi libor üzerinde birkaç puan faizle sendikasyon kredisi bulamadığını anlatan Alkin, şirket yöneticilerine finans kuruluşlarıyla ilişkilerini iyi yönetmeleri tavsiyesinde bulundu. Hem reel sektörün hem bankacıların süreci birbirlerini anlayarak geçirmeleri önerisinde bulunan Alkin, “Kredi imkanlarının daha daralacağı yeni yılda bankacılarınıza süreçten birlikte çıkabileceğiniz mesajını verin” dedi.
HAC TURİZMİNE DAHİL OLMALIYIZ
Konuşmasında Türkiye’nin karşısındaki bazı fırsatlara da değinen Prof. Dr. Kerem Alkin şunları söyledi: “Avrupa ve ABD, Asya’nın, Afrika’nın çocuklarına yan gözle bakarken, ülkelerinde almakta tereddüt ederken, Türkiye bu çocukların eğitimini üstlenebilir. Eğitim büyük bir pazar olarak karşımızda duruyor. Yaklaşık 400 bin nüfuslu KKTC’de dışarıdan gelen öğrenci sayısı 100 bini aştı. Bu gelirden Türkiye de yararlanabilir. Sağlık turizminde hala alabileceğimiz yol var. Malezya’dan, Endonozya’dan hac organizelerine Türkiye destinasyonu eklenebilir. Onlara İstanbul’u, Konya’yı ve Şanlıurfa’yı gezdirdikten sonra Kudüs programı yaptırtacak sonra Mekke ve Medine’ye taşıyacak turizm şirketlerimiz olmalı.”
HIZLI BALIK OLABİLİRİZ
Türkiye’nin ihracatının yüzde 60’nın Avrupa’ya gerçekleştirildiğini ancak Avrupa’nın ithalatında Türkiye’nin yerinin hala yüzde 1’lerde olduğunu belirten Prof. Dr. Alkin, “Sarı yelekliler sokaklarda. Bunlar sadece Avrupa’nın işsizleri değil. Aralarında esnaf, KOBİ temsilcileri var. Birçok Avrupalı yaşam standartlarının düştüğünü, geçim sıkıntısının daha da artacağını düşünüyor. Avrupalı bakıyor. Marka mağazaları, ülkelerine göçmen ya da turist olarak gelenler doldurduğunu görüyor. Ciddi bir rahatsızlık var. Avrupalı finans kuruluşları kendi KOBİ’lerine kredi musluklarını hayli kıstı. Tüketicisinin talebi daralıyor. Çin’e milyon bazında verilen siparişler binler bazına düştü. Çinli üretici binler bazına düşen siparişten mutlu olmayacak. Bu çerçevede Türk KOBİ’leri hızlı balık rolünü üstlenebilir ve pazar payını artırabilir” dedi. Türk bankalarının şu anda topladıkları mevduatın üzerinde kredi kullandırdığını artık eskisi gibi libor üzerinde birkaç puan faizle sendikasyon kredisi bulamadığını anlatan Alkin, şirket yöneticilerine finans kuruluşlarıyla ilişkilerini iyi yönetmeleri tavsiyesinde bulundu. Hem reel sektörün hem bankacıların süreci birbirlerini anlayarak geçirmeleri önerisinde bulunan Alkin, “Kredi imkanlarının daha daralacağı yeni yılda bankacılarınıza süreçten birlikte çıkabileceğiniz mesajını verin” dedi.