Alem'in gözü dışarıda

1979 İstanbul doğumluyum. Paris Üniversitesi Uluslararası İletişim ve Görsel Medya uzmanlığından mezun oldum. Mezun olduğum yıl 2001’de bir holdingin uyguladığı yönetici adayı programı kapsamında Alem Dergisi'nde çalışmaya başladım. İlk etapta editoryal kısımda yer aldım. Aynı zamanda o dönem hiçbir yerde yapılmamış olan dekorasyon ve moda anlamında çekimler gerçekleştirdik. Sonrasında tüm bu ortaya çıkan projelerin, finansal kısımlara destek sağlaması reklam pazarlama bölümüne geçmeme neden oldu. Instyle ve Cosmopolitan gibi mecralarda çalıştım. Fakat TÜRKMEDYA Grubu'nun sadakat ve aidiyet duygusu çok kuvvetlidir. Burada çalışan kolay kolay çıkamıyor. Bir telefonla hayatım değişti. 4.5 yıl önce şimdiki ismi 360 olan Sky Türk’e yeni yayın dönemiyle birlikte yaşam ve stile dair bir program yapılması düşünülmüştü. Bana aslında ‘Kim yapabilir?’ şeklinde öneride bulunmuşlardı. Fakat ‘Ben yaparım’ deyince televizyonculuk hayatım başlamış oldu. Her gün yayımlanan 15 dakikalık bir programdı. İstanbul’da neler olup bittiğini izleyiciye aktarıyordum. Sonrasında ‘Tatlı Hayat Rehberi’, ‘Dünya Küçük’ ve ‘Başka Bi Dünya’ isimli seyahat programlarıyla dünyayı gezdik. Alem Dergisi'nde köklerime yeniden dönüp vizyon ve misyonumu başka dünyalarda buluşturma önderliğime sahip olacağımdan dolayı mutlu ve heyecanlıyım.

Güçlü adımlarla ilerleyeceğiz

Melis Aygen’i tanımla deseler; empatik, ulaşılabilir, samimi ve yenilikçi olarak anlatabilirdim. Alem lüks bir mecra ama işlediği konular ve hedef kitlesiyle koruduğu hoş bir mesafesi var… Böyle bir dergiyi yönetmek benim için gurur vericidir. Alem’i Alem yapan değerlerden biri de kemikleşmiş ekibidir. Çok gururluyum, heyecanlıyım ve yapmak istediğim şeyler var. Yavaş yavaş, sakin ve güçlü adımlarla ilerlemek istiyoruz. Benim için Alem bir nostalji. Şimdi ise 14 senenin tüm tecrübelerini birleştirip, aktaracağım yeni geleceğim.

ALEM OKUMAK BİR KÜLTÜRDÜR
Alem, motive eden, sürekli meraklı tutan bir mecra olarak yoluna devam edecek. Gerek dijital platformu gerek TV programı ve önümüzdeki yurtdışına açılma hedefleriyle Alem heyecanımıza heyecan katacak. Dergimiz yurtiçinde başarısını kanıtlamış bir lider marka olarak, yurtdışında da ikon bir marka olmayı hedefliyoruz.

Mücevheri parlatmak görevim

Alem dergisi 22 senedir çok güçlü bir marka. Gücüne güç katacağımızı düşünüyorum. Dergimiz gerçekten bir miras ve mücevher. İlk defa yayın yönetiminde olan bu değişikle bu mücevheri parlatmak benim en önemli görevim.

ARŞİVLİK BİR DERGİ OLACAK
Dergiler %80, görüntüsüyle dikkat çekiyor ama Alem, biraz daha arşivlik bir dergi olmalı. Çünkü çok hızlı bir ürün… 5 günde bir basılıyor. Her hafta raflarda yeni bir hali var. İnsanın içi gidiyor bu kadar emekle bu kadar hızlı bir ürünün hareket ediyor olması… Biz buna biraz hikayesel başlıkları olan konular katarsak, biraz daha okunabilecek ve saklanabilecek bir alt yapı oluşturulursa arşivlik ve klasik dergiler olarak da adlandırılan bir gruba dahil olmasını sağlayabiliriz.

İÇERİĞİMİZ OLDUKÇA ZENGİN
Alem lüks bir dergi. İçeriği de oldukça zengin. Kimler dergide yer alabilir ya da kimler yer alamaz tarzında bir hava yaratmak istemiyoruz. Ama sosyal sorumluluk projelerine hassasiyet gösteren, yaptıkları işlerde başarı kazanmış, yaşam sanatı ve hayat tarzıyla ön plana çıkan herkese yer vereceğiz. Eğer ki yaşam dergisi diyebiliyorsak o zaman bundan tat almayı bilen isimler, giyinmeyi sevenler, sanata düşkünler, koleksiyonerler, seyahat etmeyi sevenler, kalplere dokunanlar bu dergide olacak.