Neşet KARADAĞ
ADANA (GÜNAYDIN) - Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında açılan davada, Fetullah Gülen ve eski Adana Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz'ın da aralarında olduğu 2'si tutuklu 17 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklardan sanayici Mustafa Vural ile tutuksuz sanıklar Zihni Aldırmaz, Cengiz Dinçer, Oya Erişen, Hasan Uzun ve Mustafa Demir katıldı. Başka bir suçtan Erzurum'da tutuklu bulunan Ferhat Yüksel ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmada hazır bulundu. Tutuklu Eski Adana Ticaret Borsası Başkanı Muammer Çalışkan ise Adana F Tipi Cezaevi'nden Osmaniye 2 Nolu T Tipi Cezaevine nakledildiği için duruşmaya katılamadı.
’17 YIL ÖNCE HİMMET TALEP ETTİLER’
Duruşmada tanık olarak dinlenen eski Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, FETÖ'nün kumpası sonucu belediye başkanlığı görevinden alındığını iddia ederek bunu gizli tanıkların da doğruladığını savundu. FETÖ'nün kendisinden 17 yıl önce himmet talep etmeye başladığını, 1999'daki seçimlerde Zaman Gazetesi'nde manşetten lehine haber yapıldığını belirten Durak, şöyle konuştu:
‘O MÜFETTİŞ İÇERDE’
"Gazete manşetinden sonra Fatih Üniversitesi'nin genel sekreteri beni arayıp 'senin lehine haber yaptık.' dedi. Ardından da talepleri gelmeye başladı. Birini bana danışman olarak görevlendirmek istediler. Yanıma geldi. FETÖ ekibinde önemli biriydi. Belediyenin ekmek fabrikaları olduğu için 'size patates püresi, fidan satacağız' dedi. Bir türlü yakamı bırakmadılar. Burç okullarının önündeki büyükşehir belediyesine ait arsayı benden istediler. Müfettiş Mustafa Uysal, 14 yıl önce ağır ithamlarla hakkımda dava açılmasını sağladı. 86 soruşturma geçirdim. Çok sayıda dava açıldı, hepsinden beraat ettim. Zihni Aldırmaz 55 soruşturma geçirdi. Bu başmüfettiş Zihni Bey'e takipsizlik kararı verdi. Şimdi o müfettiş içeride."
‘İLİŞKİ İÇİNDELER’
Zaman Gazetesinin bu kez anketlerle oyunu düşürmek için kendisini 3. sırada göstererek aleyhine haber yaptığını aktaran Durak, "Kapatılan Kanuni Üniversitesi arazisi için geldiler. Gelenlerden biri şu anda tutuklu büyük bir sanayiciydi. Kendi arsalarını üniversiteye veriyorlardı. Benden imar değişikliği talebinde bulundular. Ben de sakınca görmedim ‘hay hay’ dedim. Kanuni Üniversitesi Mütevelli Heyeti, Milli emlak ve belediye ile FETÖ arasında ilişki olduğu kanaatindeyim. Benden sonra belediyede sahtecilik yapmışlardır. Burası konut alanına çevirilip rant elde edilmiştir." dedi.
‘NE KADARININ CEMAATE GİTTİĞİNİ BİLMİYORUM’
Durak, davaya konu İsot arazisiyle iligili de Osman İsot'un oğluyla görüşme yaptıklarını anlatarak, "Bu arsanın kamulaştırılmasında cemaate yüklü miktarda para gitti. Osman İsot'un oğlu, arsa için 2 milyon lira istedi. kabul etmedim. Kendisini ikna edip, bir buçuk milyon liraya anlaşma yapıldı. Benden sonra bu arsa 5 milyon 229 bin liraya kamulaştırıldı. Bu paranın ne kadarının cemaate gittiğini bilmiyorum. Hep cemaate yüklediler, çoğu da rüşvete gitti." değerlendirmesinde bulundu.
‘KUCAĞIMDA BİR AJAN BULDUM’
Durak, sanıklardan büyükşehir belediyesinin İmamı olduğu iddia edilen Ferhat Yüksel'i kendisinin belediyeye aldığını belirterek, "Ferhat, zeki ve kurnaz bir çocuktu. Daha sonradan ben belediyenin imamı olduğunu öğrendim. Kucağımda bir ajan buldum. Benden sonra da bu işlerin tetikçisi olduğunu öğrendim." ifadelerini kullandı.
‘ÜZÜLDÜM’
Yüksel ise bu sözler üzerine, "Kendisi hacdan gelmiştir. Şahsım adına söylediklerine üzüldüm. Durak, Zihni Aldırmaz'ın aday yapılmasını istedi, 'müsait biridir, yumuşak ruhlu yönlendirmeye müsait biri’ dedi" diye cevap verdi.
‘MECLİS ÜYELERİ SATIN ALINIYORDU’
Mahkeme Başkanının görevden alınmasıyla ilgili sorusu üzerine de Durak şunları söyledi:
"Kozanlı Ömer, Kemal Elibal, Hilmi Özdil, Hüseyin Nuri Çomu, beni görevden uzaklaştırmak için bir araya gelmiş. Beni görevden aldıktan sonra da cemaate daha fazla himmet verileceğini belirtmişler. Bunu gizli tanıklar da söylemekte. Bu işin içinde Zihni Aldırmaz'ın olduğu da söylenmektedir. Aldırmaz'ın başkan vekili seçilmesinde partiler arası havuz kuruldu. Rüşvet alıyorlardı. Para transferi yapıldı. Meclis üyeleri çoğu zaman satın alınıyordu. Zihni Aldırmaz, bu işleri organize etmeyi iyi bilir, 30 yıl beraber çalıştık."
‘DEVLET BAHÇELİ FETÖCÜ MÜ?’
Sanık avukatlarından Yusuf Akıncı, Durak'a hangi içişleri bakanı tarafından görevden alındığını, bu içişleri bakanının da FETÖ'cü olup olmadığını sorusu üzerine Durak, "Benimle kim uğraştıysa Fetullahçıdır. 4 yıldır benimle uğraşan polisler, emniyet müdürleri, hakim ve savcılar hepsi içeride. Hakkımı vermeyen yargıtay üyleri de içeride." diye cevap verdi.
Avukat Akıncı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisine söylediği "Aklan da gel" sözünü hatırlatıp, "Devlet Bahçeli de mi FETÖ'cü" sorusunu, Mahkeme Başkanı sorunun dosyayla ilgisi olmadığını belirtip talebi ret etti.
‘BÖYLE BİR ÖRGÜTÜ NALETLİYORUM’
Tutuklu sanık sanayici Vural, kendisinin bu yapıya Allah rızası ve eğitime katkı sunmak için yardımcı olduğunu söyledi.
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün daveti üzerine Arnavutluk ve Kazakistan'a gittiklerini anlatan Vural, "O zaman yanımızda Bakan Zafer Çağlayan da vardı. Biz sülale olarak eğitim için gönül verdik. Böyle bir örgütü lanetliyorum. Nalet olsun. Dini duygularımızı kullanmışlardır. Benim 2 okuluma şehitlerin adı verildi. Bu yüzden sevinçliyim. FETÖ'den ceza alacağıma idamımı istiyorum" diyerek en ağır adli kontrol şartıyla tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına, yakalamalı sanıklar Fetullah Gülen, Kemal Elibal, Cemal Soncu, Ömer Ekinci'nin yakalama kararlarının devamına kararlaştırıp, duruşmayı gelmeyen tanıklardan AK Parti eski Adana İl Başkanı Abdullah Doğru'nun dinlenmesi için 6 Ocak 2017'ye erteledi.
Fetullah Gülen için ağırlaştırılmış müebbet isteniyor
13 Ocak'ta yapılan operasyon sonucunda haklarında dava açılan 17 sanıktan Fetullah Gülen'in "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüsten" ağırlaştırılmış müebbet, eski Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz'ın da "terör örgütüne üye olmak, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet, nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 35 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Diğer sanıklar için de 5 yıldan 27 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede, vasfı üniversite alanı olan arazinin konut alanına çevrilerek, terör örgütü ile mensuplarına yüksek meblağlarda finansman sağlandığı, hiçbir faaliyette bulunulmamasına rağmen çeşitli ülkelere gidildiği ve masrafların belediyeye ödetildiğine yer verilmişti.
Yorumlar
Kalan Karakter: