MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – Öyküyü okuduktan sonra içimden fırına gidip bir lavaş almak ve evde güzel bir nohut dürümü yapmak geldi…
Eserlerini okumaktan gurur duyduğum usta yazar Necati Güngör, “Bir Hikaye Yaz İçinde İnsan Olsun” adlı kitabında, Nohut Dürümü öyle bir anlatmış ki okurken canım çekti.
Yazar öyküde, “… Koltuğumun altında tuttuğum torbadan bir lavaş çıkarıp avucuma serdim. İki kaşık nohut koyup ezdim, sonra tuz biber serperek lavaşı yuvarladım.” diyor.
Bu öykünün hepsini siz de okusanız, inanın benim gibi fırına koşup bir lavaş alırsınız ve evde güzel bir nohut dürüm yaparsınız.
Sosyal medyada çok değerli edebiyat paylaşımlarıyla dikkat çeken Necati Güngör’ün , “Bir Hikaye Yaz İçinde İnsan Olsun” adlı kitabı, aslında ‘Nohut Dürümü’ gibi bir nefeste okunup bitirilecek arı ve akıcı bir dil içeriyor. Bunun yanı sıra, sade, doyurucu ve bittikten sonra okurun dimağına farklı bit tat kazandıran aydınlatıcı bir eser olarak iz bırakıyor.
Kullandığı dilde okuruna ayrı bir keyif veren Necati Güngör, ‘Dördüncü Gün’ adlı eserinde, insanın bittiği dediği yerde başlayan umudu öyle muhteşem bir dille anlatıyor ki; daha öykü bitmeden kahramanları kendi kendinize yargılamaya başlıyorsunuz.
Kitabın girişinde, “İlk insanlık derslerini aldığım iki değerli varlığım, annem Mürüvvet Güngör’e, babam Mahmut Güngör’e” diyen Necati Güngör, öykülerinde zihinlere kazınacak bir insanlık dersi veriyor.
Günışığı kitaplığı da, editörlüğünü Müren Beykan’ın yaptığı Necati Güngör’ün “Bir Hikaye Yaz İçinde İnsan Olsun” adlı eseriyle Türk edebiyatına eşsiz bir kitap kazandırıyor.
İyi okumalar dileğiyle.
Yorumlar
Kalan Karakter: