PELİN ERKOCU ADANA (GÜNAYDIN)- 7 Haziran Genel seçimlerinde milletvekili seçilen CHP’li Zülfikar İnönü Tümer, TBMM’de yemin ettikten sonra halktan kopmayan bir milletvekili profili çizdi. Zamanının çoğunu Adana’da geçiren Tümer, tıpkı seçim döneminde olduğu gibi seçim sonrasında da örgüt, ilçe ve köy ziyaretlerini sürdürerek dikkatleri üzerine çekti. Halkla birebir diyaloglar kuran Tümer, seçildiği makamın halkın makamı olduğunun bilinciyle hizmet etmeye çalışıyor. Pozantı Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik saldırıyı duyar duymaz olay yerine hareket eden, bölgemizdeki şehit cenazelerinin tamamında şehit ailelerini yalnız bırakmayan, halkın sorunlarıyla dertlenen bir gönül adamı olan Tümer, geçtiğimiz günlerde Yalova ve Karabük’te de CHP ile AKP arasında gerçekleştirilen koalisyon görüşmelerinde yaşananları sivil toplum örgütlerine anlattı. Tümer, tüm bu yoğun temposunun içinde bize zaman ayırarak sorularımızı yanıtladı: - Milletvekili olduktan sonra hiçbir şehit cenazesini kaçırmadığınızı biliyoruz, taşra ilçelerinin köylerine dahi gittiğinizi görüyoruz. Halk 7 Haziran’daki seçim sonuçları için ne diyor?- Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, halkımız CHP’nin 7 Haziran’dan bu yana süregelen tavrını net ve ülkemiz açısından gayet olumlu buluyor. Oy kaybına uğrayan iktidar partisinin tavrını ve Türkiye’nin çıkarlarından çok kendilerini düşünmesini ve siyasi hırslarını çok iyi okuyor. Vatandaşlarımız kendi hür iradeleriyle gittiği sandıktan çıkan sonuçlara göre hareket edilmesini istedi ancak Cumhurbaşkanı’nın kişisel hırsları nedeniyle ülkenin yeni bir seçim sürecine sokulmasına tepki duyuyor. Ekonomik ve toplumsal istikrar bekleyen vatandaşlarımızın iradesini kimsenin yok saymaya hakkı yok.
Maalesef 7 Haziran’dan sonra hemen her gün şehit haberleriyle kahroluyoruz. Vatandaşlar soruyor elbette… Ne oldu da seçimden hemen sonra şehit cenazeleri gelmeye başladı? Adana ve Osmaniye’de şehit olan tüm polis ve askerlerimizin cenaze törenlerine katıldım. Ailelerini ayrıca ziyaret ettim. Gerçekten yürek dağlayan görüntülerle karşılaştım. Şehitleri bir, iki ya da üç şehit şeklinde sayı sayarak ifade etmemek gerekiyor. Her şehit cenazesi evlere, ocaklara ateş düşürüyor.Kan ve gözyaşının artık dinmesi gerekiyor. Cenaze törenlerinde ağlayan anaları, babaları, kardeşleri ve çocukları gördükçe derin acılar yaşıyorum. Başsağlığı için gittiğimiz evlerden yayılan ağıtlar yürek parçalıyor. Kan ve gözyaşının artık dinmesini diliyorum. Halkımızın da yaşanan terör olayları karşısında sağduyusunu elden bırakmamasını ve tahriklere kapılmamasını ümit ediyorum. - CHP 7 haziran seçimleri öncesinde kendisini yeterince anlatabildi mi?- 7 Haziran 2015 genel seçimleri öncesinde CHP’nin parti politikalarına ve vatandaşa verdiği sözlere bakıldığında her projenin gerçekçi ve uygulanabilir olduğu açıkça görülecektir. Çiftçi, işçi, memur, öğrenci, emekli, yaşlı, engelli, çocuk ve öğrenci, kısacası toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren önemli ve çağdaş gelişmelere ışık tutacak olan tek partinin CHP olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu açıdan bakıldığında CHP’nin seçimlerden en çok oy alan parti olması gerektiğini görüyoruz. Çalışmalarda eksiğimiz ya da hatamız olabilir ancak biz halkımıza kendimizi daha çok anlatacağız. Daha çok yere ulaşacağız. En ücra köşede tek başına yaşayan vatandaşımıza dahi kendimizi, partimizi ve ülkemizin içinde bulunduğu durumu anlatacağız. Ülkemizin ve vatandaşımızın refahı, huzuru ve güvenliği için uğraş verdik, vermeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran parti CHP’dir ve bu gün içinde bulunduğumuz kıskaçtan ülkeyi düzlüğe çıkaracak tek parti yine CHP’dir. CHP kadroları inançlı, kararlı, çalışkan, dürüst ve ilkeli politikalarla vatandaş odaklı çalışmalarına aralıksız devam edecek, herkese her kesime ulaşma gayretinde olacaktır. - Cumhurbaşkanı’nın hükümeti kurma görevini CHP’ye vermemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?- Ülkemiz saray entrikalarıyla adeta bir iç savaşa doğru sürüklenmekte, Atatürk devrimlerinin kazanımları bir bir yok edilmekte, Cumhuriyet değerleri aşındırılmakta, tüm komşularıyla sorunlu ve hızla Ortadoğu bataklığına sürüklenmektedir. Doların 3 TL’yi bulduğu ve ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya kaldığımız bu zorlu süreçte tek amacı iktidarını biraz daha uzatmak olan Saray sakini “Üç kuruşa beş köfte” söylemleriyle ülke sorunlarına karşı umursamaz tavrını göstermiştir.
7 Haziran’dan bugüne dek; ülkemizin refahı ve esenliği için, barış için, ülkemizin hükümetsiz kalmaması için ,13 yıldır mücadele ettiğimiz AKP ile masaya oturmayı dahi göze aldık. Ancak bugün geldiğimiz süreçte, salt Cumhurbaşkanı seçim istiyor diye, 7 Haziran’da ortaya çıkan irade yok sayılarak ülke hükümetsiz bırakılmıştır. Yasa ve teamüller yok sayılarak, Anayasanın 116. Maddesindeki hükümler işletilmekte ve 45 günlük sürenin dolması bile beklenmeden Cumhurbaşkanı Meclis Başkanı’nı çağırarak seçim kararı almaktadır. Ne yazık ki Cumhurbaşkanının iradesine teslim olan Ahmet Davutoğlu da her ne kadar koalisyona sıcak baksa da ülke menfaatlerini ve milli iradeyi bir yana bırakarak adeta sarayın emir eri olmayı tercih etmiştir.- Sizce neden erken seçim kararı alındı?- Yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı, yani Cumhurbaşkanı’nın hırsları nedeniyle ön seçim kararı alındığını görüyoruz. CHP bu süreçte üzerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirdi. Genel Merkezimizin açıkladığı gibi, görüşmeleri ‘Önce Türkiye, sonra partimiz’ politikasıyla sürdürmemize rağmen, tüm olumlu çabalarımıza karşın iktidarın Cumhurbaşkanı eliyle herhangi bir koalisyon çalışmasına, samimi değerlendirmelerine tanık olmadık. Ülkeyi ve vatandaşları oyalayan AKP’nin tarihi sorumluluktan kaçtığını düşünüyorum. - Erken seçim doğru bir karar mı?- Ülke ekonomisi ve vatandaşların iradeleri göz önüne alındığında erken seçimin doğru bir karar olmadığını görüyoruz. Ancak sorumluluklarını bilerek hareket eden, vatandaşlarını gözeterek görüşmeler yapan CHP’nin bu etaptan sonra erken seçime en iyi şekilde hazırlanacağını belirtmeliyim. AKP’nin istikrarsız ve çelişkili politikalarından usanan, MHP’nin uzlaşmaz tavırlarından bıkan yurttaşlarımızın ülkemizin çağdaş ve aydınlık yüzü olan CHP’ye yöneleceğine inanıyorum. Öte yandan önceki yıllarda erken seçimi vatana ihanetle eş değer tutanların şimdi erken seçim olması için adeta çırpınmalarını da kamuoyunun takdirine bırakıyorum. - Yalova ve Karabük’te koalisyon görüşmelerini sivil toplum örgütlerine anlattınız. Yaptığınız görüşmelerde insanların bu konuya bakış açısı nasıldı?
- Genel merkezimizin görevlendirmesiyle milletvekilleri olarak Türkiye’nin dört bir yanına dağıldık. Sivil toplum örgütlerine, gazetecilere, vatandaşlarımıza koalisyon sürecini ve AKP’nin anlaşılmaz tavrını anlattık. Halk, sandıkta oyunu verdi. CHP bu süreci ılımlı değerlendirdi. Halk da bunun farkında. Tüm kesimlerin bundan bir sonuç çıkarmak zorunda olduğuna inanıyor. Yaptığımız görüşmelerde Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından milli iradenin yok sayıldığına inanılan görüşler ağırlık kazandı. Yüksek bir katılımla gerçekleşen 7 Haziran seçimlerinde bütün partilere sorumluluk yükleyen bir sonuç ortaya çıktı. Halkımız hiçbir partiye tek başına iktidar olma imkanı vermedi. Seçim sonuçlarını bu şekilde okuyan partimiz ekonomiden- eğitime, ülkenin temel sorunlarını içeren 14 ilkesini kamuoyuna ilan etmiş ve tüm partilere çağrıda bulunarak ülke sorunlarına çözüm önerilerini ve önceliklerini kamuoyuna ilan etmeleri yönünde bir çağrıda bulunmuştur. Bu çağrıyla Cumhuriyet Halk Partisi sorunun değil, çözümün adresi olacağını ilan etmiştir. - 1 Kasım’da yeniden milletvekili adayı gösterileceğinize inanıyor musunuz? Aday gösterilmezseniz tavrınız ne olur?
- Genel Merkez tarafından aday gösterilen, atadan, babadan bir partili olarak CHP’nin ilkeleri ve parti disipliniyle hareket eden bir bireyim. Aday gösterilip gösterilmemek tamamen genel merkezimizin tasarrufundadır. Bundan önceki yıllarda olduğu gibi bundan sonraki yaşamımda da CHP’nin daha çok büyümesi ve daha çok kesimlere ulaşması için çalışacağım şüphe götürmez. Bu nedenle CHP çatısı altında milletvekili olarak görev yapmak benim için bir onur ve gurur kaynağıdır. Tüm milletvekillerinin de benimle aynı fikirde olduğuna inanıyorum. Bizler, ülkemizin ve partimizin gelişiminden yanayız ve milletvekili adayı gösterilip gösterilmemekten öte CHP’yi ülke genelinde iktidar görme arzusundayız. - Erken seçimden nasıl sonuç çıkar?
- Seçimlere en hazırlıklı parti CHP’dir. Önümüzdeki seçimlerde Adana’da milletvekili sayımızın artacağını, yurt genelinde de oy oranımızın oldukça yükseleceğini düşünüyorum. - Eklemek istedikleriniz nelerdir?
- Son günlerimiz şehitliklerde ve cenaze evlerinde geçiyor. Zor günler yaşıyoruz. Bu acılar artık bir son bulmalı. Millet olarak el ele verip kenetlenmeliyiz. Attığımız her adım iyi niyet ve şeffaflık çerçevesinde gerçekleşmiştir/gerçekleşmeye devam edecektir. Ülkemizin Cumhuriyet değerlerine sahip, ilerici ve yurtseverlerine bugün her zamankinden daha büyük bir görev düşmektedir. Bugün ciddi bir rejim kriziyle karşı karşıya bulunmaktayız. Eğer gereken duyarlılığı ve fedakarlığı gösteremezsek bu son seçimimiz olabilir! - Teşekkür ederiz sayın Tümer.
- Duyarlılığınız için ben de size teşekkür ederim
Maalesef 7 Haziran’dan sonra hemen her gün şehit haberleriyle kahroluyoruz. Vatandaşlar soruyor elbette… Ne oldu da seçimden hemen sonra şehit cenazeleri gelmeye başladı? Adana ve Osmaniye’de şehit olan tüm polis ve askerlerimizin cenaze törenlerine katıldım. Ailelerini ayrıca ziyaret ettim. Gerçekten yürek dağlayan görüntülerle karşılaştım. Şehitleri bir, iki ya da üç şehit şeklinde sayı sayarak ifade etmemek gerekiyor. Her şehit cenazesi evlere, ocaklara ateş düşürüyor.Kan ve gözyaşının artık dinmesi gerekiyor. Cenaze törenlerinde ağlayan anaları, babaları, kardeşleri ve çocukları gördükçe derin acılar yaşıyorum. Başsağlığı için gittiğimiz evlerden yayılan ağıtlar yürek parçalıyor. Kan ve gözyaşının artık dinmesini diliyorum. Halkımızın da yaşanan terör olayları karşısında sağduyusunu elden bırakmamasını ve tahriklere kapılmamasını ümit ediyorum. - CHP 7 haziran seçimleri öncesinde kendisini yeterince anlatabildi mi?- 7 Haziran 2015 genel seçimleri öncesinde CHP’nin parti politikalarına ve vatandaşa verdiği sözlere bakıldığında her projenin gerçekçi ve uygulanabilir olduğu açıkça görülecektir. Çiftçi, işçi, memur, öğrenci, emekli, yaşlı, engelli, çocuk ve öğrenci, kısacası toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren önemli ve çağdaş gelişmelere ışık tutacak olan tek partinin CHP olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu açıdan bakıldığında CHP’nin seçimlerden en çok oy alan parti olması gerektiğini görüyoruz. Çalışmalarda eksiğimiz ya da hatamız olabilir ancak biz halkımıza kendimizi daha çok anlatacağız. Daha çok yere ulaşacağız. En ücra köşede tek başına yaşayan vatandaşımıza dahi kendimizi, partimizi ve ülkemizin içinde bulunduğu durumu anlatacağız. Ülkemizin ve vatandaşımızın refahı, huzuru ve güvenliği için uğraş verdik, vermeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran parti CHP’dir ve bu gün içinde bulunduğumuz kıskaçtan ülkeyi düzlüğe çıkaracak tek parti yine CHP’dir. CHP kadroları inançlı, kararlı, çalışkan, dürüst ve ilkeli politikalarla vatandaş odaklı çalışmalarına aralıksız devam edecek, herkese her kesime ulaşma gayretinde olacaktır. - Cumhurbaşkanı’nın hükümeti kurma görevini CHP’ye vermemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?- Ülkemiz saray entrikalarıyla adeta bir iç savaşa doğru sürüklenmekte, Atatürk devrimlerinin kazanımları bir bir yok edilmekte, Cumhuriyet değerleri aşındırılmakta, tüm komşularıyla sorunlu ve hızla Ortadoğu bataklığına sürüklenmektedir. Doların 3 TL’yi bulduğu ve ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya kaldığımız bu zorlu süreçte tek amacı iktidarını biraz daha uzatmak olan Saray sakini “Üç kuruşa beş köfte” söylemleriyle ülke sorunlarına karşı umursamaz tavrını göstermiştir.
7 Haziran’dan bugüne dek; ülkemizin refahı ve esenliği için, barış için, ülkemizin hükümetsiz kalmaması için ,13 yıldır mücadele ettiğimiz AKP ile masaya oturmayı dahi göze aldık. Ancak bugün geldiğimiz süreçte, salt Cumhurbaşkanı seçim istiyor diye, 7 Haziran’da ortaya çıkan irade yok sayılarak ülke hükümetsiz bırakılmıştır. Yasa ve teamüller yok sayılarak, Anayasanın 116. Maddesindeki hükümler işletilmekte ve 45 günlük sürenin dolması bile beklenmeden Cumhurbaşkanı Meclis Başkanı’nı çağırarak seçim kararı almaktadır. Ne yazık ki Cumhurbaşkanının iradesine teslim olan Ahmet Davutoğlu da her ne kadar koalisyona sıcak baksa da ülke menfaatlerini ve milli iradeyi bir yana bırakarak adeta sarayın emir eri olmayı tercih etmiştir.- Sizce neden erken seçim kararı alındı?- Yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı, yani Cumhurbaşkanı’nın hırsları nedeniyle ön seçim kararı alındığını görüyoruz. CHP bu süreçte üzerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirdi. Genel Merkezimizin açıkladığı gibi, görüşmeleri ‘Önce Türkiye, sonra partimiz’ politikasıyla sürdürmemize rağmen, tüm olumlu çabalarımıza karşın iktidarın Cumhurbaşkanı eliyle herhangi bir koalisyon çalışmasına, samimi değerlendirmelerine tanık olmadık. Ülkeyi ve vatandaşları oyalayan AKP’nin tarihi sorumluluktan kaçtığını düşünüyorum. - Erken seçim doğru bir karar mı?- Ülke ekonomisi ve vatandaşların iradeleri göz önüne alındığında erken seçimin doğru bir karar olmadığını görüyoruz. Ancak sorumluluklarını bilerek hareket eden, vatandaşlarını gözeterek görüşmeler yapan CHP’nin bu etaptan sonra erken seçime en iyi şekilde hazırlanacağını belirtmeliyim. AKP’nin istikrarsız ve çelişkili politikalarından usanan, MHP’nin uzlaşmaz tavırlarından bıkan yurttaşlarımızın ülkemizin çağdaş ve aydınlık yüzü olan CHP’ye yöneleceğine inanıyorum. Öte yandan önceki yıllarda erken seçimi vatana ihanetle eş değer tutanların şimdi erken seçim olması için adeta çırpınmalarını da kamuoyunun takdirine bırakıyorum. - Yalova ve Karabük’te koalisyon görüşmelerini sivil toplum örgütlerine anlattınız. Yaptığınız görüşmelerde insanların bu konuya bakış açısı nasıldı?
- Genel merkezimizin görevlendirmesiyle milletvekilleri olarak Türkiye’nin dört bir yanına dağıldık. Sivil toplum örgütlerine, gazetecilere, vatandaşlarımıza koalisyon sürecini ve AKP’nin anlaşılmaz tavrını anlattık. Halk, sandıkta oyunu verdi. CHP bu süreci ılımlı değerlendirdi. Halk da bunun farkında. Tüm kesimlerin bundan bir sonuç çıkarmak zorunda olduğuna inanıyor. Yaptığımız görüşmelerde Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından milli iradenin yok sayıldığına inanılan görüşler ağırlık kazandı. Yüksek bir katılımla gerçekleşen 7 Haziran seçimlerinde bütün partilere sorumluluk yükleyen bir sonuç ortaya çıktı. Halkımız hiçbir partiye tek başına iktidar olma imkanı vermedi. Seçim sonuçlarını bu şekilde okuyan partimiz ekonomiden- eğitime, ülkenin temel sorunlarını içeren 14 ilkesini kamuoyuna ilan etmiş ve tüm partilere çağrıda bulunarak ülke sorunlarına çözüm önerilerini ve önceliklerini kamuoyuna ilan etmeleri yönünde bir çağrıda bulunmuştur. Bu çağrıyla Cumhuriyet Halk Partisi sorunun değil, çözümün adresi olacağını ilan etmiştir. - 1 Kasım’da yeniden milletvekili adayı gösterileceğinize inanıyor musunuz? Aday gösterilmezseniz tavrınız ne olur?
- Genel Merkez tarafından aday gösterilen, atadan, babadan bir partili olarak CHP’nin ilkeleri ve parti disipliniyle hareket eden bir bireyim. Aday gösterilip gösterilmemek tamamen genel merkezimizin tasarrufundadır. Bundan önceki yıllarda olduğu gibi bundan sonraki yaşamımda da CHP’nin daha çok büyümesi ve daha çok kesimlere ulaşması için çalışacağım şüphe götürmez. Bu nedenle CHP çatısı altında milletvekili olarak görev yapmak benim için bir onur ve gurur kaynağıdır. Tüm milletvekillerinin de benimle aynı fikirde olduğuna inanıyorum. Bizler, ülkemizin ve partimizin gelişiminden yanayız ve milletvekili adayı gösterilip gösterilmemekten öte CHP’yi ülke genelinde iktidar görme arzusundayız. - Erken seçimden nasıl sonuç çıkar?
- Seçimlere en hazırlıklı parti CHP’dir. Önümüzdeki seçimlerde Adana’da milletvekili sayımızın artacağını, yurt genelinde de oy oranımızın oldukça yükseleceğini düşünüyorum. - Eklemek istedikleriniz nelerdir?
- Son günlerimiz şehitliklerde ve cenaze evlerinde geçiyor. Zor günler yaşıyoruz. Bu acılar artık bir son bulmalı. Millet olarak el ele verip kenetlenmeliyiz. Attığımız her adım iyi niyet ve şeffaflık çerçevesinde gerçekleşmiştir/gerçekleşmeye devam edecektir. Ülkemizin Cumhuriyet değerlerine sahip, ilerici ve yurtseverlerine bugün her zamankinden daha büyük bir görev düşmektedir. Bugün ciddi bir rejim kriziyle karşı karşıya bulunmaktayız. Eğer gereken duyarlılığı ve fedakarlığı gösteremezsek bu son seçimimiz olabilir! - Teşekkür ederiz sayın Tümer.
- Duyarlılığınız için ben de size teşekkür ederim