Çocuk Kardiyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Alev Arslan, çocuklarda görülen masum üfürüme dikkat çekerek, “Bir üfürüm duyulduysa, kalp hastalıklarının belirtisi olabilecek bulgular gözleniyorsa kalp değerlendirilmesinin yapılması gerekir” dedi.
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Kardiyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Alev Arslan, çocuklarda doğumsal kalp hastalıkları hakkında bilgi verdi. Dr. Öğr. Üyesi Alev Arslan, ‘’Yaklaşık yüz canlı doğumunda bir sıklıkta görülen doğumsal kalp hastalığı, kalbin anne karnında gelişimi sırasında oluşan yapısal bir bozukluktur. Doğumsal kalp hastalığı ile doğan bebeklerin üçte biri, özel bakım ya da müdahaleye ihtiyaç duyan önemli patolojilerdir, mutlaka yakın çocuk kardiyoloji takibi gerekir’’ diye konuştu.
Yılda 4 bin çocuğun doğuştan kalp hastası olarak dünyaya geldiğini ifade eden Dr. Arslan, "Yenidoğan bir bebekte belirtileri emmeme, emerken inleme veya yorulma, hızlı nefes alıp verme veya bebeğin dudaklarında, tırnaklarında morarma şeklinde olabilir. Gebeliğin 16. haftasından itibaren detaylı yapılacak anatomik tarama ve fetal ekokardiyografi ile bu önemli patolojilerin tanısı konulup, yakın gebelik takibi ve müdahale edilebilecek uygun merkezlerde doğum planlanması yapılması bebek ölümlerini azaltabilir. Bazı doğumsal defektler ise çocuğun genel durumunu çok etkilemediğinden herhangi bir bulgu oluşturmayabilir ve ilerleyen yaşlarda rutin muayene sırasında şüphe nedeniyle veya tesadüfen yapılan kalp değerlendirilmesinde tanı konabilir. Özellikle süt çocukluğu döneminde gelişme geriliği, alt solunum yolları enfeksiyonlarına yatkınlık gibi durumlarda doğumsal kalp hastalığından şüphelenilmelidir. Daha büyük çocuklarda efor sırasında çabuk yorulma, bayılma ve göğüs ağrısı da görülen yakınmalar arasında yer alır. Ailelerin bebeklerinde ya da çocuklarında bu bulguları gözlemlemesi durumda mutlaka bir doktora başvurmalıdır’’ şeklinde konuştu.
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Kardiyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Alev Arslan, çocuklarda doğumsal kalp hastalıkları hakkında bilgi verdi. Dr. Öğr. Üyesi Alev Arslan, ‘’Yaklaşık yüz canlı doğumunda bir sıklıkta görülen doğumsal kalp hastalığı, kalbin anne karnında gelişimi sırasında oluşan yapısal bir bozukluktur. Doğumsal kalp hastalığı ile doğan bebeklerin üçte biri, özel bakım ya da müdahaleye ihtiyaç duyan önemli patolojilerdir, mutlaka yakın çocuk kardiyoloji takibi gerekir’’ diye konuştu.
Yılda 4 bin çocuğun doğuştan kalp hastası olarak dünyaya geldiğini ifade eden Dr. Arslan, "Yenidoğan bir bebekte belirtileri emmeme, emerken inleme veya yorulma, hızlı nefes alıp verme veya bebeğin dudaklarında, tırnaklarında morarma şeklinde olabilir. Gebeliğin 16. haftasından itibaren detaylı yapılacak anatomik tarama ve fetal ekokardiyografi ile bu önemli patolojilerin tanısı konulup, yakın gebelik takibi ve müdahale edilebilecek uygun merkezlerde doğum planlanması yapılması bebek ölümlerini azaltabilir. Bazı doğumsal defektler ise çocuğun genel durumunu çok etkilemediğinden herhangi bir bulgu oluşturmayabilir ve ilerleyen yaşlarda rutin muayene sırasında şüphe nedeniyle veya tesadüfen yapılan kalp değerlendirilmesinde tanı konabilir. Özellikle süt çocukluğu döneminde gelişme geriliği, alt solunum yolları enfeksiyonlarına yatkınlık gibi durumlarda doğumsal kalp hastalığından şüphelenilmelidir. Daha büyük çocuklarda efor sırasında çabuk yorulma, bayılma ve göğüs ağrısı da görülen yakınmalar arasında yer alır. Ailelerin bebeklerinde ya da çocuklarında bu bulguları gözlemlemesi durumda mutlaka bir doktora başvurmalıdır’’ şeklinde konuştu.