İBRAHİM AKYOL
DEM Parti Yüreğir İlçe Örgütü’nde yapılan son kongre sonrası eş başkanlık görevine seçilen Zeynep Payam ve Mehmet Zakir Boran, Türkiye’deki barış sürecine dair yaptıkları ilk açıklamayla dikkat çekti. Yeni eş başkanlar, süreci bir dönüm noktası olarak değerlendirerek, barışın sadece hükümetin değil tüm toplumun ortak çabasıyla inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
Gençlerimiz Bilime ve Üretime Çaba Harcamalılar
Geleceğe Umutla Bakan Bir Türkiye İçin
"Çocuklarımızın ve gençlerimizin, bundan böyle enerjilerini silahlara değil; bilime, üretime ve ortak geleceğimizi inşa etmeye harcamasını istiyoruz. Savaşın değil barışın, yıkımın değil kalkınmanın, korkunun değil umudun egemen olduğu bir toplum için çalışmalıyız.
Her çaba, bir laboratuvarda yapılan deney kadar kıymetli; her fikir, bir çatışmanın önüne geçebilecek kadar değerlidir. Bu tarihsel süreci sahiplenmek, sadece bugün için değil, gelecek kuşaklar içinde bir sorumluluktur.
Barış Süreci Bir "Milat" Olacaktır
Yeni eş başkanlar, yaptıkları açıklamada silahların susması ve çatışmaların sona ermesini "toplumsal barış ve kalkınma adına tarihi bir fırsat" olarak nitelendirdi. Sürecin sadece siyasi değil, sosyolojik ve insani boyutlarıyla ele alınması gerektiğine dikkat çekti.
Tüm Kesimlere Ortak Sorumluluk Çağrısı
Payam ve Boran’ın mesajında şu ifadeler öne çıktı:
“Barışın tek tarafı olmaz. Bu yalnızca hükümetin değil, hepimizin sorumluluğu.”
Siyasi görüş fark etmeksizin, herkesin sürece destek vermesi çağrısında bulundular. Süreci yalnızca bir kesimin değil, toplumun bütün bileşenlerinin ortak refahı için değerlendirilmesi gerektiğini vurguladılar.
Barış, Ekonomik Kalkınmanın Temeli Olacaktır
Açıklamada Barışın sadece güvenlik değil, refah ve umut getireceği ifade edildi. “Kitap yerine kurşun sesiyle büyüyen çocuklar” örneği ile barışın gelecek nesiller için kritik önemi hatırlatıldı.
Kültürel Diyalog ve Ortak Gelecek Hepimizin İsteği Olmalı
Payam ve Boran Sürecin yalnızca bir anlaşma değil, farklı kimliklerin ortak yaşamı inşa edebileceği bir zemin olduğunu savundu. Kürt sorunu, eğitim ve kimlik politikaları gibi konularda yapıcı bir diyalog çağrısında bulundu.
Süreci Güçlendirme Çağrısı
“Bu tarihi süreci güçlendirmek ve kalıcı hale getirmek ancak el birliğiyle mümkündür.” Diyalogun hâkim olduğu, şiddetten uzak bir Türkiye hedefiyle toplumsal dayanışmaya davet edildi.
Yorumlar
Kalan Karakter: