Günümüzde dijitalleşen medya ortamının araştırmacı gazeteciliği de çok gerekli görmediğini anlatan Prof. Dr. Muzaffer Sümbül, “Daha doğrusu yeni okuyucu profili böyledir. Bak-geç gazeteciliği, platform gazeteciliği ve tık haberciliği, yani clickbait almış başını gidiyor. İnsanlara sosyal medyada gördükleri ve okudukları şeylerin büyük oranının gerçeklikle ilgisinin olmadığını; aksine artık büyük bir post-hakikat çağı içinde olduğumuzu anlatmamız gerekir.” ifadelerini kullanıyor.
RÖPORTAJ: MEHMET ŞAHİN
Yapay zekâ, internet ve diğer ileri teknolojiler geleneksel gazetecilik yöntemlerini nasıl dönüştürüyor? Medya sektörü yeni nesil gazetecilik süreçlerine uyum sağlayabiliyor mu?
Yapay zekâ gazeteciliği İngiltere, Çin ve ABD gibi ülkelerde çok önemseniyor. Zaten bu kaçınılmaz sonun yakın olacağını bilmeliyiz. Yani üretken yapay zekâ temelli gazetecilik... Türkiye açısından düşünüldüğünde ben, önemli aşamalardan geçildiği kanısındayım. Kurumsal olarak tamamlanmasa bile bireysel anlamda gazeteciler, bu tip yazılımlarla çoktan buluşmuş vaziyette. Bugün yapay zekâ araçlarını kullanmayan gazeteci sayısı azınlıktadır. Bu anlamda üretken yapay zekâ teknolojileri, medya sektörünü de bireyi de dönüştürüyor.
HABERLER ARTIK SOSYAL MEDYADA
Tiraj konusuna gelince; burada en büyük etken maalesef ne kadar okuyan bir toplum olduğumuzla ilgilidir. Tirajlar büyük devletlerin verileriyle karşılaştırıldığında tarihin her döneminde zaten düşüktü. Bugün gelinen noktada haberler artık gazete, televizyon ya da web sitelerinden değil; sosyal medya ortamlarından takip edilmesi sonucunda şekilleniyor. Teknoloji de tarihin her döneminde en net şekilde habercilik mecrasıyla etkisini görünür kılmıştır. Baskı ve bilgisayar teknolojileri ile internetin tarihine bakıldığında en çok etkilenen/ etkileyen mecranın habercilik olduğuna şahit oluyoruz. Bu dönüşüm ve etkileşim devam ediyor. Ama ben hangi aşamaya gelirsek gelelim, en azından önümüzdeki ilk 50 yıl içinde yazılı basının ortadan kalkacağını düşünmüyorum. Her ne kadar geleneksel okuyucu profili gün geçtikçe azalsa da kâğıttan okuma geleneğinin az da olsa devam edeceğini düşünüyorum.
ARAŞTIRMACI GAZETECİLİK DARALIYOR
Gazeteciliğin koşulları ile tüm dünyada araştırmacı gazeteciliğin olanakları da daralıyor. Bu hem uzmanlık hem siyasal ve kültürel iklim hem de altyapı anlamında geriliyor. Maalesef ki en kıymetli haberler de yine araştırmacı gazetecilik sayesinde bizlerle buluşuyor. Bugün dijitalleşen medya ortamı araştırmacı gazeteciliği de çok gerekli görmüyor. Daha doğrusu yeni okuyucu profili böyledir. Bak-geç gazeteciliği, platform gazeteciliği ve tık haberciliği, yani clickbait (tık tuzağı; dikkat çekici, merak uyandırıcı başlık veya görsel kullanmak, ama içeriğin başlıktaki kadar değerli, doğru veya tatmin edici olmaması), almış başını gidiyor.
BİR POST-HAKİKAT ÇAĞINDAYIZ
Biz bunları öğrencilerimize, gazeteler ise topluma ne kadar iyi anlatırsa, haberciliğin evrimi de o kadar ilerler. Aksi halde doğru, güvenilir ve sağlıklı bilgi ve haberlere erişmek her geçen gün zorlaşacaktır. İnsanlara sosyal medyada gördükleri ve okudukları şeylerin büyük oranının gerçeklikle ilgisinin olmadığını; aksine artık büyük bir post-hakikat çağı (insanların nesnel gerçeklerden çok duygulara, inançlara veya kişisel görüşlere dayalı bilgi ve haberleri öncelik verdiği dönem) içinde olduğumuzu anlatmamız gerekir. Hele yapay zekâ ve deepfake, (yapay zekâ teknolojisi kullanılarak bir kişinin yüzü, sesi veya hareketlerinin gerçekte yapmadığı şeyleri yapıyormuş gibi gösterilmesi) etkisini de düşününce açıkçası endişelerim artmıyor değildir. Ancak sosyal medyanın geleneksel haberciliğe bazı olumsuz etkilerini kabul etmekle beraber, –yeni istihdam ve uzmanlık alanları ile habere hızlı erişim olanaklarını düşününce–, ben genel olarak sosyal medyanın haberciliğe iyi geldiğini düşünenlerdenim…
YENİ NESİL GAZETECİYE İHTİYAÇ
Evet, okuyucular basılı gazeteleri bayiden almaya gerek görmüyor. Ama gazeteciliği bekleyen sınav da budur. Bu okuyucu kitlesine bayiye gitmese bile bize ulaşabileceğini gazeteler olarak gösterebilmek gerekiyor. Sosyal medya sayfanızı ziyaret ediyorsa sizin bir sayınızı satın almış demektir, bana göre. Sosyal medya demek doğru ve güvenilir haber demek değildir. Tam aksine doğru ve güvenilir haber için emek sarf etmek gerekliliğidir. Okuyucu belki doğru habere erişmekte zorlanacaktır. Ama ulaşabileceğini biliyor olması önemlidir. Okuyucu doğru haber ortamlarına kanalize olursa, yani tercihlerini doğrudan yana kullanırsa doğru habere erişecektir. Diğer yandan okuyucunun haklarını ve kendisinin de sorumluluklarını bilen yeni nesil muhabir, editör ve yazarlara her zaman ihtiyaç olacaktır.
YENİ ADANA GAZETESİ REHBERİMİZ
Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin yerel ve yaygın basına ilişkin güncel araştırmalarından örnekler verebilir misiniz?
Bu konuda yapay zekâ araştırmaları, medya okuryazarlığı, YouTube haberciliği, podcast yayıncılığı, alternatif gazetecilik, yurttaş gazetecilik, çevre haberciliği, sözlü kültür ve tarih çalışmalarına ilişkin örnekler verilebilir. Burada bir örnek çalışmamız üzerinde durmak isterim. Bu çalışmamız sözlü kültür ve tarih araştırmasıdır. Ben ve Doç. Dr. Yunus Emre Çekici tarafından gerçekleştirildi. “Ve Hayaller Gerçek Oldu: Çukurova Üniversitesi’nin Kuruluş Öyküsü” adlı bir kitap ve belgesel film olarak hazırlandı. Yeni Adana Gazetesi’nin 1950-1973 yılları arasındaki tüm sayıları tarandı. O dönemde Adana’da üniversitenin kuruluşuna dair her bilgi kırıntısı titizlikle toplandı. Yeni Adana Gazetesi, yaptığı haberlerle bizim rehberimiz oldu. İşte biz burada bir kez daha gördük ki, yerel habercilik kentin hafızasıdır; geçmişidir.
MEDYA ANALİSTİ GİBİ OLMALILAR
İnternet ve dijital teknolojiler dünyanın küresel bir köye dönüşmesine neden oldu. Günümüzde hemen tüm gelişmeler “iletişim ve enformasyon” merkezli ilerliyor. Bu bağlamda; İyi bir gazeteci / iletişimci hangi özelliklere sahip olmalıdır?
Öncelikle iyi bir gazeteci geleneksel habercilerin niteliklerinin ötesinde bazı özelliklere sahip olmalıdır. Şunu kastediyorum. Yeni nesil haberciler eskiden olduğu gibi sadece haber üretenler olmamalıdır. Daha çok analitik ve eleştirel düşünen, yeni dijital beceriler geliştirmiş kişiler olmalıdır. Gazeteci yerine medya analisti gibi olmalılar. Örneğin; bazı veri analiz programa dilleri bilmeliler. Örneğin; Phyton, R veya Tableau vb. diğer bir deyişle kodlama bilmeliler. Çünkü niceliğin nitel ile birleştiği ve anlam kazandığı bir dünyada yaşamaya başladık. Bu nedenle bu beceriler artık ihtiyaçtır. Yabancı dil bilgisi de çok önemlidir. Biz de bu becerileri eğitim programımızla destekliyoruz.
NİTELİKLİ İLETİŞİMCİLER İHTİYAÇ
Nitelikli iletişimciler ülkesine ve toplumuna büyük katkı sağlayabilir. Ben yeni küresel krizler içerisinde en önemli olanlardan birinin iletişim krizi olduğunu kanısındayım. Bu bağlamda düşünüldüğünde anlatmak ve anlaşılmak için gerekli bir meziyet iletişimci olabilmek. İletişimci bir mesajın nasıl, ne zaman, hangi kanalla ve hangi etkiyle verilmesi gerektiğini analiz edebilen kişidir.
Biz bunun gibi bir yaklaşımla iletişimci yetiştirmeye çalışıyoruz. Tabii ki iletişim camiasının önde gelenleri olarak bazı eksiklik ve tespitlerimiz var. Ama çağa ayak uydurmaya çalışıyoruz. Daha iyisi için elimizden geleni de yapmaya gayret ediyoruz.
BASINLA İLİŞKİLERİ ÖNEMSİYORUZ
ÇÜ iletişim Fakültesi ve Adana basını iş birliği çerçevesinde neler yapılıyor? Bu anlamda fakülte dekanı olarak Adana medyası ve STK'larından beklentileriniz nelerdir?
Kent ile bağ kurulması bağlamında paydaşlarımız olan; Çukurova Gazeteciler Cemiyeti, Basın İlan Kurumu ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Bölge Müdürlüğü başta olmak üzere basın çalışanlarıyla sıcak temasımız var. Adana yerel basını ülkemizde yaşanan zorlukların benzerleri ile var olamaya çalışıyor. Çalışan gazeteciler gününde birçoğunu fakültemizde misafir ettik. Gazeteci-Yazar Mehmet Uluğtürkan moderatörlüğünde Çukurova İletişim Refleksi adlı bir program yapıyoruz. Bu faaliyet fakültemiz ile kent arasına yerel basın üzerinden kurulmuş çok kıymetli bir köprü oldu. Kentin iş insanları ile öğrencilerimizi buluşturduk. Bu ilişkileri çok önemsiyoruz…
Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mıdır?
Teşekkür ediyorum, fakültem ve şahsım adına…
Yorumlar
Kalan Karakter: