SUDET KARAGÖZ
ADANA(GÜNAYDIN) – Bir Temmuz sıcağında yolunuz Adana’ya düşerse, Saimbeyli’ye bitmesini istemeyeceğiniz bir yolculuk yapmayı unutmayın. Önce Kozan’ın geniş ovaları karşılar sizi. Hani o mantarı ve sedir ağacıyla ünlü Feke’ye doğru giderken dağ ve nehir manzarası ile bilinmedik diyarlara gidersiniz. Sonra Toros sedirlerinin ihtişamlı siluetleri yolunuzu keser. Gılgamış ve Endiku’nun sesini duyar gibi olursunuz, Torosların sessiz çığlığında. Biraz yukarıda Tufanbeyli sizi konuk etmek için sabırsızlansa da Saimbeyli Mavisi kanat çırpışıyla bekler sizi…
Saimbeyli’ye mi ulaştınız, Torosların eteklerinde yürürken soluyacağınız hava müthiş bir keyif verir. Bir günde gezilecek bir alan olarak düşünmeyin. Obruk Vadisi’nde, şelaleler ve mağaraları gezmek. Karaçam ve sedir ağaçlarından sonra yol boyu size eşlik eden ardıç ağaçlarıyla yürüyüşünüz saatlerinizi alır. Doğanın tüm renklerinin buluştuğu çiçekleri görmek için Saksağan Boğazına ve bin bir çeşit kelebeğin dansını izlemek için de Cöbük karaçam ormanlarına uğramayı da unutmayın.
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyometri ve Genetik Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Zeynel Cebeci ile Türkiye’ de 161 kelebek türünün bulunduğu, 10 kelebek alanından birisi olan Saimbeyli’yi, kendi kelebeğini keşfet projesi ve Saimbeyli Mavisi (Polyommatus theresiae) üzerine konuştuk. Doğa fotoğrafçılığına başladıktan sonra Türkiye’nin birçok yerini gezdiğini söyleyen Prof. Dr. Zeynel Cebeci; ”Saimbeyli’nin önemli bir kelebek alanı olduğunu biliyorduk. Yakınımızda olduğu halde hiç gitmemiştik. Fotoğraf makinelerimizi alıp, kelebek türlerini keşfedelim dedik. Mehmet Çelik ve Fatih Güvercin’le çıktığımız bu yolda şans bizden yanaydı “ diyor.
“ Mavi parlak kanatları adeta bizi büyüledi”
Çok dar bir alanda uçan Saimbeyli Mavisini görmenin kendileri için büyük bir şans, tarif edilmesi imkânsız bir mutluluk olduğunu ifade eden Cebeci, sözlerine şöyle devam ediyor; “22 yıl önce Schurian ve arkadaşlarının keşfiyle, dünya onu tanıdı. O keşiften sonra bir daha kimseye görünmedi. Ta ki Alman kelebek bilimci Martin Wiemers ‘in tekrar onu 1998’de fotoğraflayıncaya kadar. Zamanlama hatası ya da farklı bir şeyden olacak ki uzun süre yine görünmedi hiç kimseye, 2012’nin Ağustos ayında onun fotoğrafını çekinceye kadar. Mavi, parlak kanatları adeta bizi büyüledi. Muazzam bir andı.”
“Saimbeyli Mavisi kraliçe karıncanın sesini taklit ediyor”
Saimbeyli Mavisinin çok dar bir coğrafya da yaşaması ve nadir görülen bir tür olmasından dolayı uzun süre görülmemiş olabileceğinin altını çizen Cebeci; “Benzer mavi kelebeklere göre daha iri yapılı ve kanat açıklığı 4 cm olan Saimbeyli Mavisi, Temmuz ayının sonu Ağustos ayının başında kısa bir sürede Saimbeyli’de görülen endemik bir tür. Bir sonraki Temmuz ayına kadar görmeniz imkânsız. Zaten yılda bir kez ürüyor.” Saimbeyli Mavisini bir insan eliyle üretmenin imkânsız olduğunu, tırtılın üreme sürecini karınca yuvasında geçirdiğini belirten Cebeci, sözlerine şöyle devam ediyor; ”Tırtıl büyüme döneminde, kraliçe karıncanın şarkısını taklit ediyor. Karıncalar, onu kendi kraliçeleri sanarak yuvalarına götürüyorlar. Bu süre içerisinde bir pupa ören tırtıl, 1 yıl sonra pupadan çıkarak, karınca yuvasını çok kısa sürede terk ediyor.” Kelebeklerle ilgili yanlış bilinen bir kanıya da dikkat çeken Cebeci;” Bir kelebeğin ömrünün 1-2 gün olduğu söyleniyor. Oysa kelebeklerin yaşam süreleri türlerine göre değişiyor. Saimbeyli Mavisinin 15 gün uçtuğunu tahmin ediyoruz. Yapılan çalışmalar aylarca yaşayan kelebeklerin olduğu gibi 1 yıl yaşayan kelebeklere de rastlamanın mümkün olduğunu gösteriyor.”
“Kendi Kelebeğini Keşfet”
Saimbeyli’nin, Torosların eteklerinde yer alması ve Anadolu çaprazının başlangıç noktası olmasından dolayı, Türkiye’deki biyolojik çeşitliliğin büyük bir kısmının burada görüldüğünü belirten Cebeci; ”Saimbeyli iklim zonlarının kesiştiği alanda yer alması, biyoçeşitliliği yani bitki ve hayvan çeşitliğini artırıyor. Bu yüzden bölge araştırmacılar için önemli bir alan. Bu da Saimbeyli’yi özel bir yere taşıyor. Adana Toros Dernekleri Federasyonu tarafından hazırlanan ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Anadolu Efes ortaklığı ile yürütülen "Gelecek Turizmde" Projesi kapsamında desteklenen, Kendi Kelebeğini Keşfet Projesi ile Saimbeyli’de 161 kelebek türünün varlığını tespit ettik. Bir kitap içerisinde toplayarak hizmete sunduk.” Saimbeyli ve Toroslarda onlarca ismi konulmamış kelebeğin uçtuğuna emin olduklarını ve herhangi bir doğa meraklısı kendi kelebeğinin, fotoğrafını çekebileceğini ifade eden Cebeci, sözlerini şöyle tamamlıyor;” Saimbeyli Mavisi ender türlerden biri, gelin siz de bu eşsiz güzelliği fotoğraflayın. Belki de onları fotoğraflarken, doğa mucizesini gösterir ve kendi kelebeğinizi keşfetme fırsatını siz de bulursunuz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: