VURAL KÖSE
ADANA (GÜNAYDIN)- Türkiye’de engelli olmak oldukça zor. Önyargılar nedeniyle engellilik durumu ne yazık ki muhtaçlıkla eşdeğer görülüyor. Hatta çoğu zaman engelli kişi bir birey olarak bile algılanmıyor, değer görmüyor. İşin daha da kötü yanı, engellilik konusunda faaliyet gösteren bir çok sivil toplum örgütü de ne yazık ki önyargılarla oluşmuş toplumsal algı doğrultusunda faaliyet gösteriyor, bu durumu farklı yöntemlerle kullanma yolunu tercih ediyor. Tüm bu olumsuzluklara karşın engellilik alanında hak temelli çalışan sivil toplum örgütleri de yok değil. Bunlardan biri de Adana Barosu Engelli Hakları Komisyonu. Adalet sistemi içerisinde yer alması nedeniyle komisyonun çalışmaları ayrıca bir önem taşıyor. Av. İsmail Sarı’dan başkanlık görevini devralan Av. Özlem Kara ve komisyon üyeleri, engelli hakları ve sorunları konularında komisyonu, daha etkin bir hale getirmek için çalışıyor.
Av. Özlem Kara başkanlığındaki Av. İsmail Sarı, Av. İlker Bahçeci, Av. Mert Evrenkaya, Av. Günseli Gonca Köse, Av. Derya Göksuçukur, Av. Halit Bülent Ok, Av. Emine Ufuktepe ve Av. Mustafa Çinkılıç’tan oluşan Adana Barosu Engelli Hakları Komisyonu’yla engellilik konusunda konuştuk
Komisyon ne zaman kuruldu?
İSMAİL SARI :2013’te kuruldu ama ilk dönem olduğu için ne yapacağımızı çok da bilmiyorduk. Çok faal da değildik.
Komisyonu kurma fikri nasıl oluştu?
İSMAİL SARI : Üç yıl boyunca takip ettiğim bir işitme engelli arkadaşımızın velayetin iptali davası vardı. Ben de engelli olmama rağmen bir işitme engellinin sorunlarının bu kadar büyük olduğunu hiç düşünmemiştim. Davada anne-baba da çocuk da işitme engelliydi. Davayı açan babaanne sürekli, “Bu işitme engelliler bu çocuğa bakmıyor, ağlasa duymuyor” deyip velayetin iptalini istiyordu. Mahkemede çocuğun da anne-babanın da derdini bir türlü anlatamadık. Mahkeme, çocuğu davayı açan babaanneye verdi. Ayrıca, anne-babanın çevresindeki işiten çevrelerin, bunları ekonomik olarak sömürdüğünü de fark ettim ve sonrasında engelli hakları komisyonunun kurulması gerektiğini düşünerek Baro Başkanımız Mencücek Gazi Çıtırık’la görüştük ve komisyon kuruldu.
Komisyonu kurduktan sonraki süreçte neler yaptınız?
Adana Adliyesinin hem konumunun hem de fiziki yapısının engelliler için uygun olduğunu söylemek mümkün değil. Engelli avukatlar olarak adliye içerisinde gerçekten de hareket edemiyoruz.Bu ve benzeri pek çok duruma dikkat çekmek ve çalışma yapmak üzere, Baro’ya komisyonun kurulması istemiyle yaptığımız talep kabul edildi ben de komisyonun çalışma yönergesini hazırladım.
Komisyon olarak aldığınız ve uyguladığınız ne gibi kararlar oldu?
Baromuzdan engellilere adli yardımdan avukat görevlendirmesi yönünde bir karar almıştık. Şu anda o uygulama devam ediyor. Bunun dışında özellikle yerel seçimler döneminde birkaç tane radyo-TV programında engelli haklarına dair programlara katıldık?
Çalışmalarınız sadece adliye içerisindeki engellilik sorunları üzerine mi oldu?
Hayır. Şöyle ki, Adana adliyesinde yapacağımız her çalışmanın kentteki ve ülkedeki tüm kamu kurumlarından en azından hukuksal anlamda bir farkındalık yaratabileceğini düşünüyoruz. Çünkü sürekli engellerle karşılaşıyoruz ve bu engeller Adana Adliyesi’ne özgü değil. Her engel grubunun ortak ve engel grubuna has sorunları var. Adliye içinde ortopedik ve görme engelli avukatlar ve vatandaşlar açısından ciddi sorunlar mevcut ancak bir işitme engelli açısından durum çok daha zor. İşitme engelli ve zihinsel engelli bir bireyin derdini anlayabilecek kimse yok adliyede.
Adliyede engellilik konusunda ne tür sorunlar var, somutlaştırabilir misiniz?
Örneğin adliye girişleri engelliler için uygun değil. Aynı şekilde duruşma salonlarındaki avukat olarak durmamız gereken yerler de öyle… Geçtiğimiz günlerde duruşmada ayakta duruyordum, hakim, “Avukat bey ayağa kalksın” dedi. “Zaten ayaktayım, boyumuz kısa diye görmüyor musunuz” dedim. Sonra baktı ve özür diledi. Bu sorunlar elbette ki zaman içerisinde çözülecek. Mesela kapıların arkasında açılmasınlar diye hidrolik itecekler var. Bu nedenle kapıları açmakta zorluk çekiyoruz. Ben ya bastonları tutacağım ya da kapıyı açacağım. Bunların hepsi başlı başına bir sorun. Cezaevinde de çok ilginç bir durum yaşadım. İnfaz koruma memuru “Bu kapıdan x-ray cihazı ötmeden geçmen lazım” dedi ama benim elimde iki tane baston var ve öyle geçme şansım yok. Sonra “o zaman üst aramasına izin vereceksiniz” dedi. “Tamam üst araması yapacaksınız ama makulü ne? Çıplak soyacak mısınız” diye sordum. “Yok ama arama detaylı olacak” dedi kez de. “Fransa’da detaylı aramada kişiyi çırılçıplak soyup makatına bakacak kadar detay var. Öyle bir şey varsa müvekkilimi bırakır giderim” dedim. “Yok, o kadar da değil” dedi. “Kolunuza gireriz” dediler sonra. Ben de “Binbaşı, yüzbaşı koluma girer götürürse olur” dedim. Sonraki süreçte ne zaman cezaevine gitsem “Avukat bey ince arama yapmıyoruz” diye espri yapıyorlar.
Anladığım kadarıyla adliyede en azından fiziksel sorunların tespiti yapılmış. Bu sorunların çözümü konusunda atılan bir adım oldu mu?
Başsavcıyla da görüşmüştüm. Bu taraftaki asansör sürekli olarak bozuk olduğu için ya aşağıdan beşinci kata kadar asansörle çıkıp bir kat yukarı yürüyerek çıkmam ya da diğer taraftan altınca kata çıkıp binanın içinde 360 derece dönecek şekilde yaklaşık 400 metre yürümem gerekiyordu. Bunu anlattım. Başsavcı, “Neresi doğru ki, burası zaten yıkılacak” dedi. O şekilde atıl kaldı. Gördüm ki hiç kimse bir çalışma yapmayacak.
Özlem Hanım, siz komisyonun yeni başkanısınız. Zor bir görevi devraldınız. Biraz engellilikten konuşmak gerek sanırım. Engelli hakları dediğimizde ne anlamalıyız?
ÖZLEM KARA: Özünde, engelli hakları insan haklarının bir parçası. Dolayısıyla insan hakları komisyonu gibi engelli hakları komisyonu da bir hak mücadelesi yapıyor. Engelliler, toplum içerisinde dezavantajlı konumda olan ve ayakta kalabilmek için sürekli birtakım şeylerle mücadele etmek zorunda kalan bireyler. Dolayısıyla o sorunları biraz daha görünür hale getirmek, o sorunlarla mücadele etmek, bir şeylerin yoluna girmesi için çaba göstermek anlamında kuruldu komisyon. Başlangıca dönecek olursak sadece engelli avukatların hakları değil aynı zamanda tüm engellilerin yaşadıkları sorunlarla doğrudan ilgilenip, onlara temas etme ve onlarla birlikte çözüm arama gibi bir derdi var engelli hakları komisyonunun.
Engellilik konusundaki en önemli sorun erişim gibi görünüyor. Engellilerin adalete erişimi konusunda da sıkıntı var mı?
Ne yazık ki, engellilerin önemli problemlerinden bir tanesi de adalete erişim. Engelli bireyler adalete erişemiyorlar. Çünkü evlerinden çıkamıyorlar. Çıksalar da gelecekleri adalet binaları onların haklarını aramaları için uygun değil. İşaret dili tercümanı yok, tekerlekli sandalyedeki bir bireyin rahat hareket edebilmesine olanak tanımıyor, görme engelli bir birey rahat hareket edemiyor. Dolayısıyla engelsiz bireyler kadar hak arama ve adalete erişim olanaklarından mahrumlar.
Görme engelli bir avukat olarak siz ne tür sorunlar yaşıyorsunuz adliye içinde?
Mesela haftanın beş gününü burada yani adliyede geçiriyorum. Ancak Adana adliyesinin 3-4 tane hizmet binası var. Görme engelli bir birey ve avukat olarak işlerimi takip edebilmek için bir şekilde bu duruma çözüm bulmak zorundayım. Bu çözümü ben bulmak zorundayım.
Benim görev yapmakta olduğum kurumun sağlamış olduğu olanaklar mesleğimin sorunsuz şekilde yapmama olanak tanıyor ama birçok meslektaşım için bu olanaklardan söz etmek mümkün değil.
Buradan hareketle göreve başlar başlamaz sayın başsavcıyla bir görüşme yaptık. Bizi gayet ilgili karşıladı. Bu konuyla ilgili problemlerin çoğunun farkında olduğunu ancak bazı handikaplar olduğunu söyledi.
Ne tür handikaplar?
Bu bina çok eski ve birtakım düzenlemeler yapmak da fiziken pek de olanaklı değil. Çok sıkışık, iş yükü çok fazla vs. Yine de çözülebilecek sorunlar için adım adım atacağını söyledi. Bildiğiniz gibi yeni adliye binamız yapılıyor. Başsavcı Bey, “O binanın yapımı sırasında göz önünde bulundurulacak şeyler neler? O konuda daha hassas olalım, başta tedbir alalım” da dedi. Bu çok kıymetli bir şeydi. Yeni yapılan binayı biz de takip ediyoruz zaten, onlar da gerekli notları aldılar. Fiziksel olanaksızlıkların ortadan kaldırılması için bu şekilde bir adım attık. İşaret dili tercümanı bulundurulmasıyla ilgili de bir talebimiz oldu. Çünkü işitme engelliler için sorun çok daha ciddi.
O taleple ilgili nasıl bir yanıt aldınız?
Sayın Başsavcı, çalışan memur arkadaşlardan işaret dili bilenlerin başvuru bankolarında görevlendirilebileceği yönünde bir öneride bulundu. Önümüzdeki süreçte ne olacağını takip edeceğiz. Böyle ufak ufak, en azından çevremizden başlayıp ne farklılaşabilir, ne olabilir gibi küçük adımlarla işe başladık. Bundan sonrasında da başta fiziksel erişilebilirlik sorunu olmak üzere, avukat olmayan engellilerin de yaşadıklarıyla ilgili yaşadıkları sorunların çözümü için bize ulaşmaları ve adalete erişim mekanizmalarını birlikte işletmek, ayrıca bu konuda hem kamu kurumlarına hem diğer kurumlara danışmanlık yapmak istiyoruz. Çünkü Engellilerin Haklarına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi"nin Ek İhtiyari Protokol'ü yürürlüğe girdi ve bu protokol bununla birlikte kamu kurumlarına ve diğer kuruluşlara görevler yüklüyor. Yükümlülükler yerine getirilmediği taktirde de yaptırımları olacak.
Ne tür yaptırımlar?
İdari para cezaları, belki görevi ihmalden kaynaklı bir takım yargılamalar olacak… Aslında bu sorunların ortadan kalkması noktasında biz çoğu şey bilinmediği için yapılmıyor. Farkında olup da ne yapacağınızı zaman zaman bilemeyebilirsiniz, farkında olmak da yetmez. O farkında olduğunuz meseleyi doğru şekilde çözmek, doğru şekilde alternatif üretmek de önemli. Belki o anlamda bir danışmanlık görevi yapmak gibi de bir derdimiz var. Çünkü engelli hakları komisyonu sadece engelli avukatlardan oluşmuyor. Bizimle dayanışan, engeli olmayan meslektaşlarımızın da desteği ve katkısı bizim için önemli. Çünkü sorunları aslında birlikte yaşıyoruz. Yani birimizin sorunu diğerimizin sorunundan çok da bağımsız değil. Onlar başka şekilde yaşıyor, biz de başka bir yönüyle yaşıyoruz o sorunu. O yüzden belki birbirimizin sorunlarını görmek ve bu anlamda dayanışmak da diğer meslektaşların farkındalığını artırmak anlamında da kıymetli olabilir.
Adana’da çok engelli avukat var mı?
MERT EVRENKAYA: Net bir sayı elde edemedik çünkü baromuzun da bu konuda net bir bilgisi yok.
ÖZLEM KARA: Avukatların engelli olup olmadığıyla ilgili bir veri sistemi yok. Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra staj yapmak için baroya müracaat edildiğinde diplomaya bakıyorlar. Türkiye Barolar Birliği’yle ilişki de bunun üzerinden kuruluyor. Yani avukatın engeli var mı, varsa engel oranı kaç gibi veriler yok. Bu veriler toplanmadığı için de sen özellikle söylersen ya da bu, dikkat çekecek bir duruma gelirse belki bir şey olabilir. Dolayısıyla sayı çok yüksek değil ama önümüzdeki süreçte Türkiye Barolar Birliği ile bağlantı kurup böyle bir istatistik yapılması için girişimde bulunabiliriz.
Adana’da dört adliye binası var. Engelli avukatlar için daha mı zor?
İSMAİL SARI: Engelli olmayan bir arkadaşıma kıyasla benim o duruşmaya yetişebilmem için yola daha erken çıkmam, oraya daha erken gitmem lazım. Mesela UYAP programının kullanımında da görme engellilerin erişimi konusunda sorun var. Şu ya da bu şekilde en azından yönlendirme işaretlerinin olması gerektiğini düşünüyorum. Fiziksel anlamda da ben koltuk değneğiyle yürüyor ve çok da ihtiyaç duymuyorum ama biraz daha yavaş yürüyorsunuz sonuçta.
ÖZLEM KARA: Biraz da kişisel ilişki üzerinden yürüyor. Mesela zamanla bir mübaşirle, hakimle bir ilişki kuruyorsun. Birlikte sürekli aynı davaları takip ettiğin insanlar da oluyor. Biraz geciktiğinde “Özlem hanım gelirdi, bir arayalım” diyorlar ama demeye de bilir. Demediğinde de örneğin duruşma salonunda olabilirim ve 5 katı aşağı koşarak inme şansım yok benim. Kalabalık koridorlarda da öyle rahat bir biçimde ilerleme ve kalabalık bir koridordan geçip beş kez duruşma salonunu kontrol etme şansım da lüksüm da yok. Ben o kalabalık koridordan bir kez gidip gelebilirim, engelsiz bir meslektaşım ise yarım saatte 10 defa gider kontrol eder. Dolayısıyla bu eşitsizliği ortadan kaldıracak bir çözüme hep birlikte ihtiyacımız var. O çözümü hep birlikte arıyoruz. Komisyon bu sorunlara da dikkat çekip çözüm bulma peşinde.
Sorunlar üç aşağı, beş yukarı zaten belli gibi, yeni dönemde bunları çözebilmek için bir girişimde bulundunuz mu?
ÖZLEM KARA: Somut olarak başsavcıyla bir görüşmemiz oldu ama Türkiye Barolar Birliği’yle bağlantı kurup çalışmaları ortaklaştırma gibi bir planımız var. Örneğin, engelli hakları komisyonu olan Ankara, İzmir, İstanbul barolarıyla da bağlantı kurup böyle bir süreçte onlar ne yaptılar, biz ne yapıyoruz diyerek belki çalışmaları ortaklaştırıp TBB ile bir görüşme yapmamız olanaklı olabilir. Çünkü çatı kurumumuz TBB. Birçok talebimizi de genel anlamda TBB üzerinden dile getiriyoruz.
Siz görme engelli bir avukat olarak ne tür sorunlar yaşıyorsunuz İlker Bey?
İLKER BAHÇECİ: Ben genelde işin kolayına kaçanlardanım. Yanımda bir yardımcı bulunduruyorum. Sonuç itibariyle yapılan işi ve işin icra edildiği alanları düşündüğümüz zaman sorunlar üç aşağı beş yukarı aynı. Netice itibariyle buraya gidip gelmemiz ve bölünmüş adliyeleri düşündüğümüz zaman ciddi sıkıntı oluyor. Bu sadece bizim için de değil aslında. 4 parçalı bir adliye yapısında sorunlar bizim için katmerli bir hal alıyor. Adliyenin biri trafiğin karşısında, biri tapunun orada bir kısmı da burada, idare mahkemeleri de stadyumun oradaki binaya taşınacakmış. Dolayısıyla sorunlar paralel. Bunların çözümü adına oluşturulan komisyonda da biz de elimizden geldiği ölçüde çalışmaları birlikte yürütüyoruz.
İsmail Bey, sohbetimizin başında engelli vatandaşlara adli yardımdan ücretsiz avukat verilmesi için bir çalışma yapıldığını söylemişti. Daha önce bu yönde bir pozitif ayrımcılık uygulaması yok muydu?
GÜNSELİ GONCA KÖSE: Normalde adli yardımdan sadece kadınlar, o da boşanma davalarında yararlanabiliyorlardı. Engellilere bağlanan maaşlar nedeniyle birçok dava var. 2020 sayılı yasadan dolayı aldıkları engelli maaşı örneğin adres değişikliği bildirilmediği için kesilebiliyor. Alacak davaları açılıyordu. Bu olaylara çok tanık oldum ve bilirkişilik yaptığım için engellilerle iletişim kurmaya başladım. Geçen dönem komisyon üyesi olarak görev yapıyordum ve İsmail Bey başkanlığında adli yardıma başvuran engelli vatandaşlara şartsız avukat görevlendirilmesi anlamında adli yardım komisyonuyla irtibat kurup bunu sağlamıştık. Örneğin birkaç gün önce zihinsel engelli bir vatandaşımız tecavüze uğramış hem işitme hem de zihinsel engelliymiş. Derdini anlatamıyormuş. Karakola da gitmiş kimse ilgilenmemiş. Mesela ona da adli yardımdan ücretsiz avukat verildi. Bu bizim komisyonun başarısıdır.
Geçtiğimiz günlerde Tarımcılar Derneği Baro’ya iki tekerlekli sandalye bağışladı. Baro bu sandalyeleri nerede kullanmayı planlıyor? Tekerlekli sandalye ihtiyacı olan avukat var mı?
GÜNSELİ GONCA KÖSE: İsmail Bey’in katkılarıyla iki tane tekerlekli sandalye bağışlandı. Bunlar avukatlarımıza değil adliyeye gelen bir bağıştı. Engelli olmamasına rağmen, 80-90 yaşlarında adliyeye gelen vatandaşlarımız var. Yürüyemiyorlar, bu sandalyeleri onların kullanabilmesini sağlayacağız.
ÖZLEM KARA: O tekerlekli sandalyeler çok iyi oldu, çünkü insanlar asansöre binemiyor, hareket edemiyor. Adliyeye gelip yürüyebilecek durumda olmayan insanlar için baroya müracaat etmeleri halinde tekerlekli sandalyeyi adliyede işleri bitene kadar kullanabilecekler, ayrılırken de bırakacaklar.
Özetle, ilçe belediyelerimizi ve Adana Valisi Sayın Mustafa Büyük’ü de ziyaret edip kenti nasıl erişilebilir bir kent haline dönüştürürüz sorusunun yanıtını yöneticilerle birlikte arayacağız. Bu sürece biz nasıl katkı sunabilirizi konuşacağız.
Teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için, alışmalarınızda da başarılar dilerim.
Biz teşekkür ederiz.
Yorumlar
Kalan Karakter: