Anadolu Üniversitesi Türk Dili Bölümü’nden Okutman Dr. Mustafa Ever, “Doğu-Batı Divanı Üzerinden Enis Batur Şiiri” söyleşisinde Enis Batur’un kendisini yazarak var eden ünlü bir edebiyatçı olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Deniz Abik’in ev sahipliğini yaptığı ÇÜTAM Kültür Evi’ndeki söyleşiye katılan Ever, “Batur, 1970’li yıllarda kendisini edebiyat alanında iktidardaki toplumcu gerçekçi anlayışın dışında konumlandırmıştır. Batur’a göre şiirin muhalif ve devrimci niteliğini, herhangi bir ideolojik söyleme angaje olmadan kendi iç dinamikleriyle sürdürmesi gerekir. Sürekli bir devrim düşüncesini içeren şiir, günlük dilden uzaklaşmalı, yeni bir karşı dil ve söylem gerçekleştirmelidir.” dedi
EN ÇOK KİTAP YAZAN EDEBİYATÇI
Enis Batur’un kitaplarını izlemenin neredeyse imkansız olduğunu vurgulayan Ever, “Enis Batur hiç tartışmasız şimdilik Ahmet Mithat Efendi’den sonra Türk edebiyatının en çok kitap yazan ve yayımlayan bir iki edebiyatçısından biri oldu. Şimdilik 150’yi geçmiş durumda. Onu bütünüyle izlemek neredeyse imkansız bir şey. Öte yandan, Enis Batur tehlikeli bir adamdır da. Tehlikesi; geniş bilgisiyle, tek bir yazının içinde sıraladığı tanımadığımız onlarca yabancı adla, kavramla, bilgiyle, okuyanı terörize eder, sarsar, sarsmıştır. Nitekim onun için ‘kültür teröristi’ demişlerdir.” şeklinde konuştu
EDEBİYATIN ŞEKİLLENMESİNDE ETKİSİ OLMUŞTUR
1978 yılı sonrasında Enis Batur’un Türk edebiyatının şekillenmesinde önemli bir etkisinin olduğunu vurgulayan Mustafa Ever, “Türkiye’nin değişim geçirdiği, çevrenin kenti çepeçevre kuşattığı, çevre merkez çelişkisinin belirginleşip siyasal dünyamızı biçimlendirdiği, bir anlamda feodal kültürün çözülmeye başladığı süreçte yazdığı yazılarla, çıkardığı ya da çıkmasına katkıda bulunduğu dergilerle, çevirttiği kitaplarla modernizmin etkili olmasını, şehir kültürünün hâkim kılınmasını dar bir çerçevede de olsa sağlamıştır. Bunda, elbette 12 Eylül ile gelen ortamın da etkisi vardır ama değişim önceden başlamıştır aslında: Nitekim onun Yazı dergisinin çıkış tarihi önce 1975, sonra 1978’dir.” diye konuştu.
Ever şunları söyledi “Zaman-mekan algısı ve ikisinin arasında kalmışlık, parçalanmışlık, onun şiirinin ana eksenini oluşturur. ‘Varlık nedir?’ sorusu, onun için ‘Dünyaya atılmış bir varlık olarak ben kimim’e dönüşür.”
ŞİİRLERİNDE GİRİFT BİR ATMOSFER VAR
Enis Batur’un şiirlerinde Doğu ve Batı medeniyetinin derinliklerine açılan derin, girift ve kendini kolay ele vermeyen bir atmosfer olduğunu anlatan Anadolu Üniversitesi Türk Dili Bölümü’nden Okutman Dr. Mustafa Ever, şöyle devam etti; “Bu durum, Enis Batur’un Türk edebiyatı içerisindeki konumu konusunda kafa karışıklığı yaratmıştır. Öte taraftan Türkiye’nin keskin karşıtlıklar üzerinden şekillenmiş, toplumcu şiir, bireyci şiir tartışmalarına indirgenmiş 1980’lerin edebiyat ve şiir ortamı da Batur’un poetik duruşu bağlamındaki tartışmaları çeşitlendirmiş ve ortaya birbirinden oldukça farklı değerlendirmelerin çıkmasına zemin hazırlamıştır”.
Katılımcıların sorularıyla zenginleştirdiği söyleşinin ardından Prof. Dr. Deniz Abik, katkılarından dolayı Okutman Dr. Mustafa Ever’e plaket verdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: