Kadın-doğum, tüp bebek ve kısırlık çalışmaları ile adını uluslararası tıp literatürüne yazdıran Adanalı Prof. Dr. Bahar Uslu, 'Uluslararası Geleceğin Tıbbi Öncüleri Kongresi’ni düzenleyecek. Türkiye'den yola çıkarak tüm dünyaya yayılacak kongrede, genç doktorlar kendi alanlarında 10-20 yıl sonra olmasını bekledikleri değişiklikleri anlatacak.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Uzmanı Adanalı Prof. Dr. Bahar Uslu, kadın-doğum, tüp bebek ve kısırlık çalışmalarında 40 yıldır uygulanmakta olan tedavi yöntemlerindeki eksik ve sakıncalı yönlerini bularak, daha pratik ve doğru sonuçlar alınmasını sağlayan yeni bir yöntem geliştirdi.
Türk doktorun geliştirdiği yöntem dışarıdan destekli hamilelik, tüp bebek edinme gibi bilimsel araştırmalar kapsamında ‘Uslu Yöntemi’ olarak tıp literatürüne geçti.
Quinnipiac Üniversitesi Frank H. Netter MD School of Medicine Fakültesinde bilimsel çalışmalarını sürdüren, Prof. Dr. Bahar Uslu, üniversitenin komitesi tarafından ‘Olağanüstü profesör eğitimci’ ödülüne aday gösterildi. Bu ödüle aday gösterilen de ilk Türk oldu.
Prof. Dr. Uslu, hem genç doktorlara ilham vermek hem de henüz hastalığına çare bulamamış kişilere yardımcı olmak amacıyla 8-9 Mayıs tarihlerinde tüm dünyada yayınlanacak 'Uluslararası Geleceğin Tıbbi Öncüleri Kongresi’ni düzenlemeye karar verdi. Türkiye’den dünyaya yayılacak kongre öncesinde Adana’ya gelen Prof. Dr. Bahar Uslu, kongrede geleceğin tıbbını anlatacak.
“Geleceğin tıbbında yapay zekada olacak”
20 yıl sonraki tıp dünyasında yapay organ bankalarının olacağından bahseden Uslu, “20 yıl sonra yapay organ bankalarından bahsedeceğiz. Her insan artık operasyondan çok yedek organını kullanacak. Mesela yapay zekadan bahsedeceğiz. Yapay zekadan oluşturulmuş programlar kullanılacak. Yalnız tıp mensupları değil herkes bu programları kullanacak” dedi.
Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı’nın Türkiye ve dünyada 2-3 ülkede var olduğunu, bunun da büyük bir başarı sağladığını kaydeden Prof. Dr. Uslu, “Bu konuda biz çok şanslıyız. Dolayısıyla Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı’ndan kaynak alarak oluşturduğumuz Türkiye modelini dünyaya sunmak beraberinde planın gerçekleştirilmesine bir rehber olmuyor aynı zamanda bunun hukukuna ve etiğine zemin oluşturmuş oluyor” ifadelerini kullandı.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Uzmanı Adanalı Prof. Dr. Bahar Uslu, kadın-doğum, tüp bebek ve kısırlık çalışmalarında 40 yıldır uygulanmakta olan tedavi yöntemlerindeki eksik ve sakıncalı yönlerini bularak, daha pratik ve doğru sonuçlar alınmasını sağlayan yeni bir yöntem geliştirdi.
Türk doktorun geliştirdiği yöntem dışarıdan destekli hamilelik, tüp bebek edinme gibi bilimsel araştırmalar kapsamında ‘Uslu Yöntemi’ olarak tıp literatürüne geçti.
Quinnipiac Üniversitesi Frank H. Netter MD School of Medicine Fakültesinde bilimsel çalışmalarını sürdüren, Prof. Dr. Bahar Uslu, üniversitenin komitesi tarafından ‘Olağanüstü profesör eğitimci’ ödülüne aday gösterildi. Bu ödüle aday gösterilen de ilk Türk oldu.
Prof. Dr. Uslu, hem genç doktorlara ilham vermek hem de henüz hastalığına çare bulamamış kişilere yardımcı olmak amacıyla 8-9 Mayıs tarihlerinde tüm dünyada yayınlanacak 'Uluslararası Geleceğin Tıbbi Öncüleri Kongresi’ni düzenlemeye karar verdi. Türkiye’den dünyaya yayılacak kongre öncesinde Adana’ya gelen Prof. Dr. Bahar Uslu, kongrede geleceğin tıbbını anlatacak.
“Geleceğin tıbbında yapay zekada olacak”
20 yıl sonraki tıp dünyasında yapay organ bankalarının olacağından bahseden Uslu, “20 yıl sonra yapay organ bankalarından bahsedeceğiz. Her insan artık operasyondan çok yedek organını kullanacak. Mesela yapay zekadan bahsedeceğiz. Yapay zekadan oluşturulmuş programlar kullanılacak. Yalnız tıp mensupları değil herkes bu programları kullanacak” dedi.
Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı’nın Türkiye ve dünyada 2-3 ülkede var olduğunu, bunun da büyük bir başarı sağladığını kaydeden Prof. Dr. Uslu, “Bu konuda biz çok şanslıyız. Dolayısıyla Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı’ndan kaynak alarak oluşturduğumuz Türkiye modelini dünyaya sunmak beraberinde planın gerçekleştirilmesine bir rehber olmuyor aynı zamanda bunun hukukuna ve etiğine zemin oluşturmuş oluyor” ifadelerini kullandı.