‘Gençlerle aramıza kimseyi sokmayız’
Cumhurbaşkanı Erdoğan Adana'da gençlerle bir araya geldi, şarkı söyledi düet yaptı. Gençlere öğütlerde de bulunan Erdoğan, cezaevindeki anılarını da anlattı, “Bazılarının, bizim gençlerimizle sık ve samimi muhabbet içinde olmamızdan rahatsızlık duyduklarını anlıyorum” dedi.
Yayınlanma :
12.10.2021 10:20
Güncelleme :
12.10.2021 10:20


ADANA (GÜNAYDIN)
“Gece 12'lere kadar çalışırım. Bazen bu 01.00'i de bulur ve ertesi gün mesaimi de ona göre başlatırım.”
“Bizi ancak duvarlar anlatır. Duvarların dili olsa da konuşsa, onlar anlatır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana ziyareti sonrasında Yeni Adana Müzesi'nde 81 ilden üniversite kazanan öğrencilerle gerçekleştirdiği Gençlerle Buluşma Programı'nın görüntüleri paylaşıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, dünyada belki de ilk beşin içinde yer alacak bir müzenin bahçesinde gençlerle güzel bir atmosferde bir araya gelinmesinin çok farklı bir duygu verdiğini söyledi. Müzenin ilk iki ünitesinin bittiğini, üçüncü ünitesini de süratle bitireceklerini ifade eden Erdoğan; “Üçüncü ünite bittikten sonra bu müzemiz dünyada farklı bir yere oturacak. Burası ziyaretçi akınına uğrayacak. İçeride kısa bir gezi yaptık. Bir zamanlar Orhan Kemal'in çalışarak burada romanlarını kaleme aldığı bir müze." dedi.
Ziyaret ettiği her ilde programa gençlerle buluşmayı ilave ettiklerini belirten Erdoğan şöyle konuştu:
‘GENÇLERLE SAMİMİ MUHABBETİMİZDEN RAHATSIZLIK DUYUYORLAR’
"Bazılarının, bizim gençlerimizle sık ve samimi muhabbet içinde olmamızdan rahatsızlık duyduklarını anlıyorum. Halbuki ben lise yıllarımdan bu yana tam 40 yıldır kesintisiz bir şekilde bu yolda gençlerle yürüdüm, gençlerle netice aldım. Kültür sanat faaliyetlerinden siyasetteki görevlerime kadar her ne yaptıysam gençlerle yaptım. İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı olurken de gençlerleydim, siyasi yasaklıyken partimi kurup iktidara gelirken de gençlerleydim. Başbakanlık görevini üstlendiğimde de çalışma ve siyaset arkadaşlarımın çoğu gençlerden oluşuyordu. Cumhurbaşkanı oldum, işte burada gördüğünüz gibi yine gençlerle birlikteyim. Fakat içeri girerken dinlediğiniz müzik parçası damardan. Onun bir tekrarını yapmak lazım. Eğer bir gün Külliye'ye yolunuz düşerse oradaki çalışma ekibimizin çoğunun da gençlerden oluştuğunu göreceksiniz. Bunun için gençlerle aramıza girmeye kalkanlara diyoruz ki 'Siz kendi işinize bakın'. Hangi kuşaktan olursa olsun gençlerimizle aramıza kimseyi sokmayız. Yeni bir terim ortaya koydum. Bizimki hangi kuşaktan? Bizimki Teknofest kuşağı."
“Geçmişte milletimizin tüm fertleriyle birlikte gençlerimizi de tarihinden, kültüründen, inancından, medeniyetinden koparmak için uğraşanlar oldu” diyen
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
‘BİZE OLAN KİN VE NEFRETLERİ SÜREKLİ ARTAN BİR KESİM VAR’
“Hamdolsun milletimiz engin ferasetiyle bu gayretleri hep boşa çıkardı. Ülkemizde yönetime geldiğimizden beri yaptığımız onca esere ve hizmete rağmen bize olan kin ve nefretleri sürekli artan bir kesim var. Aslında yapılan hizmetlerden en çok faydalananlar da bunlar. Öyleyse, niçin bize bitip tükenmez bir husumetle saldırıyorlar, biliyor musunuz? Şimdi Bay Kemal İzmir milletvekili. İstanbul'dan şu an İzmir'e, arabana biniyorsun, azami 3,5 saatte varıyorsun. Peki bir teşekkür var mı? Yok. Yahu bu pırıl pırıl yollar dört dörtlük. Daha önce 6,5-7 saate gidilen yollar bugün eğer 3,5 saate, 3 saat 15 dakikaya düşmüşse, hatta bazıları çok deli sürüyorlar ya o zaman daha da azalıyor, bir teşekkür etmez mi insan ya. Yok, çünkü bunlar bizim gençlerimizi kendi kökleriyle, değerleriyle, medeniyet birikimleriyle buluşturmamıza tahammül edemiyorlar."
‘BAŞKA YÖNETİM OLSAYDI ONU YERE GÖĞE SIĞDIRMAZLARDI’
Geçen günlerde Paris İklim Anlaşması'nı onayladıklarını hatırlatan Erdoğan, bu kararla, gençlere bırakacakları en önemli miras olarak gördükleri 2053 vizyonlarının ilk hedefi olan yeşil kalkınma devrimini başlattıklarını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Eğer bu adımı biz değil, bir başkası veya bir başka yönetim atmış olsaydı emin olun ülkemizde ve dünyada onu yere göğe sığdıramazlardı. Ama biz söz konusu olduğumuz için aynı kesimler adeta sağır ve kör kesildiler. Tek tük takdir sesi yükseltenler de devamındaki ama ve fakatlı ifadelerle içinde bulundukları mahalle baskısının ipuçlarını ele veriyorlar. Hamdolsun, her konuda olduğu gibi yeşil kalkınma devriminde de en büyük desteği gençlerimizden alıyoruz. Türkiye, nasıl salgın döneminde güçlü sağlık altyapısı sayesinde kendini diğer ülkelerden ayrıştırmışsa, inşallah yeşil kalkınma devrimiyle de iklim değişikliği sürecinde aynı başarıyı elde edeceğiz. Allah'ın biz insanlara emaneti olan tabiatın dengelerini koruyarak, imkanlarından makul şekilde istifade ederek gelişmemizi kalkınmamızı sürdüreceğiz. Kimin ne dediğine, kimin hangi hesabın içinde olduğuna değil, ülkemizin hedeflerine, milletimizin emirlerine bakarak mücadeleye devam edeceğiz. Yarın bu 1500 yıllık medeniyet, 1000 yıllık vatan mücadelesi bayrağını sizler devralacaksınız. Gençlerimizden, milli teknoloji hamlesi ve yeşil kalkınma devrimiyle ilk hedeflerini gösterdiğimiz 2053 vizyonu için şimdiden kafa yormalarını istiyorum. Unutmayın, her şey hayal etmekle başlar. Sonra bir bakarsınız ki adım adım o hayale yaklaşmaya başlamışsınız. Rabbim yar ve yardımcınız olsun."
ŞARKI SÖYLEDİ, DÜET YAPTI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra gençlerle Müslüm Gürses'in, "Sevda Yüklü Kervanlar" şarkısını dinledi.
Aşık Veysel'in "Uzun İnce Bir Yoldayım" adlı türküsüne Şahin Kendirci ile düet yapan Erdoğan, gençlerle "İkimiz Bir Fidanın Güller Açan Dalıyız", "Sevdan Olmasa", "Endamın Yeter", "Gül Döktüm Yollarına" şarkılarına da eşlik etti.
‘GECE 12’LERE KADAR ÇALIŞIRIM’
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerin sorularını cevapladı. Çanakkale'den geldiğini belirten bir gencin dizi, film izleme fırsatı bulup bulmadığına ilişkin sorusuna verdiği cevapta Erdoğan, "Doğrusunu konuşayım dizi film izleme imkanım hiç yok. Bütün derdim ülkeme yatırımlar, hizmetler. Çünkü eve girişim, yakın mesai arkadaşlarım bilir, gece 12'lere kadar çalışırım. Bazen bu 01.00'i de bulur ve ertesi gün mesaimi de ona göre başlatırım. Onun için de tabii öyle dizi film, bunlara vaktim yok ve daha çok özellikle acaba yarına hangi tür şeylerle çıkacağım. Ama az önce delikanlının ifade ettiği gibi haftada iki üç gün baskete zaman ayırmaya çalışıyorum." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, 09.00, 09.30 gibi basketbol oynamaya çıktıklarını, haftada iki veya üç gün bunu yapmanın kendi zindeliği için isabetli olduğunu ifade ederek, akşam Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden çıktıktan sonra 4-5 bin adım atmaya gayret ettiğini dile getirdi.
Soru sorarken duygu dolu anlar yaşayan bir genç de gençlik merkezlerinin ve kütüphanelerin çalışma saatleriyle kendi çalışma saatlerinin pek uymadığı, bu nedenle buraların daha fazla açık kalması talebini ve annesinin eve yemek davetini iletti.
Erdoğan, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel'in "Ben size bir teklifte bulunacaktım. Annem güzel yemekler hazırladı. Bizim eve yemeğe gitsek" dediğini anlatarak, "Hocam sen de' dedim, 'İş bitti. Artık biz programlara gidiyoruz. Sen şimdi yemekten bahsediyorsun' dedim. Valide hanımın da çok güzel maharetleri varmış ama tabii artık onu inşallah bir başka gelişte... Sen de şimdi valideye söyleyeceksin." diye konuştu.
Aynı öğrencinin "Nevşehir'deyiz. Nevşehir'e bekliyoruz." sözlerine Erdoğan, "Sen alır gelirsin." karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ankara'da mesela bizim Millet Kütüphanesi 24 saat açıktır. Yani gençlik merkezlerinin de bizim planımızda 24 saat açık olması kaydı vardır. Ben döner dönmez bunu arkadaşlarla konuşacağım. Çünkü gençlik merkezlerinin de 24 saat açık olması... Eğer değilseler onları da 24 saat açık hale getiririz."
Aynı gencin "Son bir isteğim var, bize de dua eder misiniz?" sözlerine üzerine Erdoğan, "Rabbim gönlünüzden geçeni sizlere versin inşallah." şeklinde dua etti.
"Seni kebaptan ve şalgamdan daha çok seviyoruz"
"Adana insanının orijinalliği sık sık gündem oluyor. Bu konuda bir anınız oldu mu sizi güldüren?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Şahin (Kendirci) en güzelini söyledi." dedi ve programda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten "şalgam hikayesini" anlatmasını istedi.
Ömer Çelik de bunun üzerine Erdoğan'la geçen anısını şu şekilde aktardı:
"Sayın Cumhurbaşkanımız siyasi yasaklıydı ve Adana'ya teşrif ettiler. Adana'da İstasyon Meydanı'nda ilk konuşmasını yaparken halen yasaklıydı, henüz yasağın önü açılmamıştı. Orada bir pankart açıldı, 'Seni kebaptan ve şalgamdan daha çok seviyoruz.' diye. Sonra, orada bir danışman arkadaşımız Sayın Cumhurbaşkanımıza dedi ki 'Efendim ben ilk defa böyle bir ifade gördüm.' Biz de dedik ki 'Efendim Adana'da bir insanın bir başkasına duyacağı aşkın en üst ifadesi budur.' Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızı kebaptan ve şalgamdan daha çok sevenler ayağa kalksın ve alkışlasın."
Daha sonra Adana denildiğinde akla kebap ve şalgam geldiğini belirten Erdoğan,
"Kebabı yemeden, şalgamı içmeden öbür dünyaya gidenin vay haline." dedi.
"Yaklaşık bu şekilde 10 bine yakın mektup yazdım"
Gençlerden birinin "Konya'daki gençler olarak sizleri çok özledik. En kısa sürede bizimle de lütfen buluşmaya gelir misiniz?" diye sorması üzerine Erdoğan, "Yakındır, kasım sonu gibi." yanıtını verdi.
Trabzon Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden bir öğrencinin bir sonraki programın Trabzon'da olmasını arzu ettiklerini belirtmesi üzerine Erdoğan, Trabzon programının tarihinin henüz belli olmadığını söyledi ve "Ama Trabzon da boşa çıkmaz." dedi. Aynı öğrencinin, "Bu ülkeye hizmet etmek için çok bedel ödediniz. Bunlardan biri de cezaevine girmekti. Cezaevinde hiç unutamadığınız bir anınız oldu mu? O günleri bize anlatır mısınız?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Cezaevindekilerin içindekileri anlattığımız zaman bir daha bizi içeri mi sokacaksınız? Oranın maceraları ayrıdır ama benim oradaki en önemli hayatım şuydu. Tüm günümü gelen ziyaretçilerimle geçirir, gece de sabah namazına kadar bana gelen mektupların cevabını yazardım ve yaklaşık bu şekilde 10 bine yakın mektup yazdım. Şimdi zaman zaman gittiğim bazı yerlerde o mektuplarla karşıma çıkanlar olur. Benim yazım da fena değildir. Hemen onu karşıma çıkarırlar. Bazıları da onu çerçeveletmiş. Böyle oradaki dört ay on günlük zamanımız oldu. Allahıma hamd ediyorum. Hani derler ya Medrese-i Yusuffiyye diye, hakikaten öyle bir hayat. O tabii bize birçok şeyi öğretti ama orada dersimi iyi çalıştım. Çıktıktan sonra da zaten fazla uzun sürmedi biliyorsunuz, kısa bir zamanda iktidar olduk."
Erdoğan'ın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'e, "Ne kadar zamanda iktidar olduk?" diye sorması üzerine Çelik, gençlerle bir anıyı paylaşmak istediğini bildirdi ve şunları söyledi.
"Siz cezaevindeydiniz, biz sizi ziyarete geliyorduk. Dışarıda 2-3 gün üst üste yaşlı bir teyzeyi gördük. Teyzeye 'Ne iş yapıyorsun, bir şeye ihtiyacın var mı?' diye sorduk. Cezaevinin karşısı arsaydı çünkü. Dedi ki 'Ben', bir ilimizi söyledi, 'Karadeniz'den kalktım geldim, Tayyip'e burada dua ediyorum. Sizden bir ricam var. Bu çay bardağını ona verin, bununla bir çay içsin, sonra da bardağı bana getirin hatıra olarak saklayayım.' dedi. Sadece sizi görmeye gelmişti.
Genç arkadaşlarımız şunu bilsin diye söylüyorum, bu büyük siyasi yürüyüşümüzün arkasında aynı zamanda bu kadar büyük bir bereket, bu kadar büyük dua vardır. Hem gençlerin hem 70 yaşında da olsa gönlü genç olanların bu büyük desteği vardır. Cezaevindeyken de vardı şimdi vardır."
"Biz, duvarların diliyle konuştuk"
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden bir gencin, "İstanbul Gençlik Kolları Başkanıyken bu günleri hayal etmiş miydiniz, bu noktaya geleceğinizi düşünmüş müydünüz? " sorusu üzerine Erdoğan, "İstanbul Gençlik Kolları Başkanı olduğum zamanlarda Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, bu tür şeyleri düşünmekten öte bir dava adamı olarak ne yapmam gerekiyor diye hep bunu düşünür, bununla yatar, bununla kalkardım. Fakat, şunu şöyleyeyim, şimdi o tür günler yok. Yani, o Gençlik Kolları Başkanı olduğumuz dönemlerde bizi ancak duvarlar anlatır. Duvarların dili olsa da konuşsa, onlar anlatır. Şimdi ben ne söylersem o boştur. Biz, duvarların diliyle konuştuk. Duvarların diliyle hep geleceği şekillendirdik ve hamd olsun malik-ül mülk olan Allah'tır. Rabbim, ne tayin ettiyse o olur ve o oldu." diye konuştu.
Süleyman Çelebi'nin, "Ol dedi bir kerre var oldu cihan, olma derse mahvolur ol dem heman." sözlerini hatırlatan Erdoğan, "Mevlam ne yazıyorsa o oluyor. Şairin dediği gibi kaderin üstünde bir kader vardır." ifadelerini kullandı.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: