Güzelliğiyle büyülüyor

Karadayı dizisinin genç yıldızı Leyla Lydia Tuğutlu, İçimdeki Ses sinema filmiyle izleyici karşısına çıkıyor. Tuğutlu ile hayata ve stiline odaklı gerçekleştirdiğimiz sohbette güzel oyuncuya beyaz kombinasyonlar eşlik ediyor.

Berlin doğumluyum. Türk bir baba, Alman bir annenin kızıyım. 5-6 yaşlarında İstanbul’a geldik, dolayısıyla iki kültürle birden büyüdüm. Küçük yaşta piyano çalmaya başladım ve yarı zamanlı olarak konservatuara girdim. O zamanlarda da temposu yoğun bir çocuktum; sabah okula akşam konservatuar derslerine giderdim. Farklı bir dil konuşmayı küçükken hep reddetmişim. Annem Almanca konuşur, ben ona Türkçe cevap verirdim. İyi ki Türkçeyi unutmama izin vermemişler, şimdi bu durumun bana sağladığı avantajları görebiliyorum”.

Çocukluğundan beri stiline dair net kuralları var
“Modayı bu sektörde olunca ister istemez takip ediyorsun ama özellikle ilgilendiğimi söyleyemem. Stilimi en güzel feminen detaylar, koyu renkler, rahat ve şık parçalar tarif eder diye düşünüyorum. Çocukluğumda da stilimle ilgili belirgin kurallarım vardı, bana kimse karışamazdı ne istersem onu giyerdim, hala da öyleyim”.

Çanta ve ayakkabı tutkunu
“Genelde alışverişe gittiğimde farkında olmadan birbirine yakın parçalar alıyorum. Bir bakıyorum sevdiğim siyah skinny bir pantolonu küçük detayları yüzünden defalarca almışım. Bir de aklımda eğer bir parça varsa onu bulana kadar arayabilirim. Çanta ve ayakkabı tutkunuyum. Dünyada moda alanında vazgeçemediğim isimler Karl Lagerfeld ve Emilio Pucci”.

Kendine yakışanı bilen erkekleri çekici buluyor
“Erkeğin kendine yakışanı bilmesi ve üzerindekileri iyi taşıması onu çekici kılan detayların başında gelir. Erkeklerde stil odaklı düşündüğümde sanırım güzel bir gömlek, jean, uğraşılmamış saç dikkatimi ilk çekenler. Daha detaylı bakacak olursak hem kadında, hem de erkekte karizma ve zeka güzeldir. Gözler ise yine her iki cinste de samimiyeti ve ruhu okumanızı sağlayacak yegane şey”.

Gündeminde dizi ve sinema projesi var
“Karadayı’da canlandırdığım Songül karakteri 70’lerde geleneksel bir ailede büyümüş, üzerinde evin en küçük kızı olmanın verdiği hafif bir şımarıklık var. Azimli, biraz çekingen, akıllı, haksızlığa tahammülü olmayan bir genç kız. İçimdeki Ses ise ikinci sinema filmim. Ayşıl karakteri senaryoyu ilk okuduğumda beni çok heyecanlandırdı. Yurt dışında dünyaya gelmiş, farklı kültürlerde büyümüş, özgüveni yüksek, özgür ruhlu, sosyal bir karaktere hayat veriyorum”.