ADANA(GÜNAYDIN)- Adana'da 2011 yılındaki konuşmasında "terör örgütü propagandası yaptığı" iddiasıyla 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a kovuşturmanın ertelenmesi verildi. Demirtaş, haklarında yaklaşık 500 fezleke hazırlandığını bunun yüzde 90'nını FETÖ'cü savcıların hazırladığını iddia etti. Kendisine fezleke hazırlayan başsavcı vekilinin ise şu anda FETÖ'den tutuklu olduğunu söyledi.
Adana 2.Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Demirtaş avukatıyla birlikte terör soruşturması kapsamında tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi'yle Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) katıldı. Adana’daki mahkemede de 2 avukatı Demirtaş’ı savunurken HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ile bazı HDP yöneticileri de duruşmayı izledi.
‘MAAŞIM 14 BİN LİRA’
Demirtaş kimlik tespitinde, mesleğinin avukat olduğunu maaşının ise 14 bin lira olduğunu söyledi. Savunmasına dokunulmazlığının kaldırılması sürecinin Anayasa’ya aykırı olduğunu söyleyerek başlayan Demirtaş, “Anayasa’nın 83. Maddesine uygun olarak dokunulmazlığımız kaldırılmadığı için yargılamanın bu aşamada durdurulmasına karar verilmesi gerekir, dokunulmazlığın kaldırılması hem komisyonda hem de genel kurulda ayrı ayrı ele alınarak kaldırılması gerekir” dedi.
HDP olarak Anayasa’nın 83. Maddesinde kapsamlı bir değişiklik yapılmasını teklif ettiklerini belirten Demirtaş savunmasında şunları söyledi:
‘DOKUNULMAZLIKLARIMIZIN KALDIRILMASI İÇİN SİYASİ BASKI YAPILDI’
“Biz dokunulmazlığın kaldırılmasını kürsü dokunulmazlığı şeklinde teklif ettik. Ancak bizim bu teklifimiz ana muhalefet partisinin desteklemesine rağmen iktidar partisi milletvekillerinin oyu ile AKP’nin arzuladığı şekilde parlamentodan geçti. Dokunulmazlığımın kaldırılmasından bir yıl önceki süreçte Cumhurbaşkanı dokunulmazlıklarımızın kaldırılması yönünde siyasi bir baskı yaptı. ‘Kamuoyunun arzusu neden yerine getirilmiyor’ diye parlamentoya emirler yağdırdı. Anayasamızda Cumhurbaşkanının parlamentoya emir vermesi ve teklifte bulunması hakkı yoktur. Sadece MGK Başkanı olması sebebiyle tavsiye kararı aldırabilir. Anayasaya göre yürütmenin başıdır. Bizim dokunulmazlıklarımın kaldırılması ne yargının ne halkın ne de milletvekillerinin isteği ile olmuştur. Cumhurbaşkanını emir ve talimatıyla gerçekleştirilmiştir.”
‘BİZ HUKUKSUZLUĞA KARŞI ÇIKTIK’
Geçmiş dönemlerde cemaate mensup hakim ve savcıların hükümetin desteği ile etkin bir göreve gelip kadrolaştığını ifade eden Demirtaş, bu gerekçeden dolayı ifade vermeye gitmeyeceklerini belirttiklerini söyledi. Demirtaş, “Bu yargıya ve devlete kafa tutmak olarak değerlendirilemez, biz hukuksuzluğa karşı çıktık. Biz her zaman yargının bağımsızlığını ve üstünlüğünü savunduk halen de bu karardayız” dedi.
‘FEZLEKEYİ HAZIRLAYAN SAVCI FETÖ’DEN TUTUKLU’
Savcının görevinin sadece aleyhe olan delilleri toplamak değil lehine olan delilleri de toplamakla görevli olduğunu ifade eden Demirtaş, kendisi hakkında meclise gönderilen fezlekeyi düzenleyen Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Abidin Bozkan olduğunu, bu savcının şu anda FETÖ’den tutuklu olduğunu belirtti. Fezlekenin düzenlendiği tarihin yaptığı konuşmadan aylar sonra düzenlendiğini iddia eden Demirtaş savunmasını şöyle sürdürdü:
‘FEZLEKELERİN YÜZDE 90’NINI FETÖCÜSAVCILAR HAZIRLADI’
“Fezlekenin düzenlendiği tarih olan 7.2.2012, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrıldığı gündür. Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatı ile ifade vermeye gitmemiştir. Şimdi o dönemde MİT müsteşarının savcıya ifade vermeye gitmemesi devlete kafa tutmak olmuyor da şimdi bizim mi ifadeye gitmememiz devlete kafa tutmak oluyor. Buna dikkat çekmek istiyorum. Çünkü fezlekenin tarihi aynı gündür. Bu tür fezlekeler o sırada devam eden çözüm sürecine ve Kürt sorununun çözülmesine darbe vurmak amacı ile Fettullahçı yargı tarafından özellikle yapılıyordu. Bizim grubumuz hakkında yaklaşık 500 fezleke düzenlenmiştir. Bunun yüzde 90’ ı Fettullahçı yapıya ait savcılar tarafından hazırlanmıştır. Bu iddianamede o dönemde hazırlanan fezlekeden yola çıkılarak hazırlanan iddianamedir. O dönem bu sinsi yapılanma konusunda yaptığımız uyarılar hükümetçe dikkate alınmamış ve devam eden süreç 15 Temmuz darbe girişimine kadar devam etmiştir. “
‘İDDİANAME USULE UYGUN DÜZENLENMEMİŞTİR’
İddianamedeki suçlamalarla ilgili de savunma yapan Demirtaş, Anayasa’nın 83. Maddesinde düzenlenen milletvekili sorumsuzluğu hususunun iddianamede değerlendirilmediğini iddia etti. Milletvekili sorumsuzluğunun kürsü dokunulmazlığını da içerdiğini ifade eden Demirtaş, “Kaldırılan sadece milletvekili dokunulmazlığı olduğundan kürsü dokunulmazlığı hususunda benim mecliste, parlamentoda ve grup toplantılarında bu tür konuşma yapıp yapmadığımın araştırılması gerekir, bu araştırıldıktan sonra iddianame tanzim edilmesi gerekirdi. Bu iddianame bu nedenle usule uygun düzenlenmemiştir. İade edilmesi gerekir. Milletvekillerinin söylemiş olduğu sözlerden dolayı yargılanmaları düşünülemez, bu siyasete yapılmış bir müdahaledir. Benim hakkımda düzenlenen 102 fezlekenin tamamı yapmış olduğum konuşmalardan kaynaklanmaktadır. Milletvekilinin en temel hakkı söz söyleme hakkıdır. İddianamede söylenen sözlerin meclis başkanlığından sorulmak suretiyle böyle bir konuşma yapıp yapmadığının araştırılması gerekir. Eğer mecliste de böyle bir konuşma yapmış isem mahkemenizce derhal düşme kararı verilmesi gerekir. Eğer bu konuşmam toplumda infial yaratmışsa neden 5 yıl boyunca fezleke meclise gönderilmemiştir. Dokunulmazlıkların kaldırılması aşamasında 5 yıl sonra fezleke meclise alelacele meclise gönderilmiştir. İddianamede benimle ilgili tek somut suçlama 4 satırlık paragraftır. Ondan önceki bölüm benim yaptığım konuşmanın çözümüdür. Söylediğim sözler ve konuşma yaptığım ortam derken neyi kastettiğini iddia makamının açıklaması gerekir. Suçsuzluğumu ispatlama külfeti tamamıyla bana bırakılmıştır. Konuşmamın içeriği tamamıyla barışçıl bir konuşmadır. Partimin propagandası dışında başka bir propaganda yoktur. Ne şiddet çağrısı, ne şiddet övgüsü, ne de şiddete teşvik vardır. Ağır ceza mahkemesinde bir milletvekilinin, bir eş genel başkanın bu şekilde suçlanması, karşı karşıya getirilmesi yargının da siyasetin de ciddiyetine ve güvenirliğine gölge düşürmüştür. “
‘BU UTANÇ BANA AİT DEĞİLDİR’
Şu anda TBMM’de Anayasa görüşmeleri olmasına rağmen HDP’nin 11 milletvekilinin tutuklu olduğunu hatırlatan Demirtaş, “Toplantılara katılamıyoruz, görüş bildiremiyoruz, yasama görevimiz elimizden alınıyor. Ben yapmış olduğum bir konuşmadan dolayı adil ve bağımsız yargı adına utanç duyuyorum. Bu utanç bana ait değildir. Bunu yaratana ait bir utançtır. Ülkemiz daha yüksek standartlarda bir demokrasiyi hak ediyor. 80 milyon insanımız daha bağımsız bir adil yargılanmayı hak ediyor. Daha özgür ve daha demokratik siyaseti ve parlamentoyu hak ediyor. Biz yasama, yürütme, yargı olarak burnu sağlayamadık. Halka karşı borçlu olduğumuzu belirtmek istiyorum. Arkadaşlarımla birlikte ifade vererek küçük de olsa adil ve bağımsız yargıyı güçlendirmeye katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bu dosyada hızlı bir neticeye varılması gerektiğini düşünüyorum. Kimseye kafa tutmadık” dedi.
Daha sonra mahkeme savcısı mütalaasını verdi. Savcı, Demirtaş’ın eylemini 6352 sayılı yasanın geçici 1.maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklaması yöntemiyle işlediğini belirterek kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilmesini istedi.
Savcının mütalaasının ardından Demirtaş söz alarak, mütalaaya katılmadığını belirterek beraatini istedi.
KOVUŞTURMA ERTELENDİ
Mahkeme heyeti, savcının talebini yerinde görüp ayrıntılı gerekçeli karar daha sonra açıklanmak üzere Demirtaş’a kovuşturmanın ertelenmesi kararı verdi. Erteleme kararının verildiği tarihten itibaren 3 yıl içinde ilgili 6352 sayılı yasaya göre yeni bir suç işlememesi halinde düşme kararı verileceği, yeni bir suç işlemesi halinde ise bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkum olunduğu taktirde ertelenen kovuşturmaya devam edileceği hatırlatıldı.
Duruşmanın ardından HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, açıklama yaptı. Millitvekili Beştaş, dokunulmazlıkların siyasi baskı ile yapıldığını belirtti.
Yorumlar
Kalan Karakter: