Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Av. Meryem Türktekin, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Bugün, aynı zamanda Birleşmiş Milletler tarafından her yıl 25 Kasım–10 Aralık arasında kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla yürütülen *“16 Günlük Aktivizm Kampanyası”*nın ilk günüdür. Bu vesileyle bugün bir kez daha haykırıyoruz: Kadına yönelik şiddet bir insanlık suçudur ve asla kabul edilemez” dedi.
Av.Türktekin açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Gelecek Partisi İnsan Hakları Başkanlığı olarak, ülkemizde kadına yönelik şiddetin ulaştığı vahim boyut karşısında bu yıl 25 Kasım–10 Aralık tarihleri arasında yürütülen Kadına Yönelik Şiddete Karşı 16 Günlük Aktivizm Kampanyasına aktif katkı sunma kararı almış bulunuyoruz.
Bu 16 gün boyunca hem sahada hem dijital mecralarda farkındalık yaratacak çalışmalarla, şiddetin her türüne karşı sesimizi yükselteceğiz.
Bu süreçte bizler sadece istatistikleri değil, hayatları savunacağız.
Şiddetin normalleştirilmesine, cezasızlığa ve suskunluğa karşı duracağız.
Hukuki reform çağrılarımızı, kamu vicdanına seslenen mesajlarımızla birleştireceğiz.
Kadın cinayetleri farklı illerde, farklı evlerde yaşanıyor olsa da aslında hepsi aynı karanlığın içinden geliyor.
Yaşadığımız sosyal çürüme karşısında her gün daha da hoyratlaştırılan, değersizleştirilen insan hayatının karanlığından…
Bu karanlıktan çıkmak zorundayız.
Çünkü her ölüm, yaratıcı karşısında hepimizin üzerinde bir vebal bırakıyor.
Unutmayalım ki hukuku da üreten toplumdur; ahlakı da üreten toplumdur.
Bu 16 günün bitiş tarihinin 10 Aralık olması da bir tesadüf değildir; o gün İnsan Hakları Günüdür.
Bununla, “kadın hakları = insan hakları” olduğu net biçimde vurgulanmak istenmiştir.
Bu 16 günlük süreç, kadınların yaşam hakkı ile insan haklarının ayrılmaz bir bütün olduğunu haykırmak içindir.
HAYKIRIYORUZ!
Kadına yönelik şiddet bireysel bir suç değil, insan hakları ihlalidir!
Türkiye’de artık insanlığa karşı suç boyutuna ulaşmıştır!
Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz kalmamıştır!
Toplumda oluşturulan cezasızlık kültürü sonucunda kadına yönelik şiddet öylesine sistematik ve yaygın bir hâl almıştır ki, koruma kararı almış kadınlarımız bile artık korunamamakta; en güvende olması gereken yerde, evinde, iş yerinde katledilmektedir.
Bu, bir devletin yaşayabileceği en büyük utançtır.
Kadınlar şiddete uğradığında devlet kurumlarına güvenemedikleri için artık kadın derneklerine ve sivil toplum kuruluşlarına koşmaktadır.
Devletin görevini sivil toplum kuruluşları üstlenmek durumunda kalmaktadır.
Buna rağmen yetkililer hâlâ “Türkiye Yüzyılı” masalları anlatıyor.
Böyle bir “Türkiye Yüzyılı”nı asla kabul etmiyoruz!
Devletin öncelikli görevi yaşam hakkını korumaktır.
Adalet bir “telafi” kurumu değildir; her şeyden önce zararı önleme sorumluluğudur.
Ülkemizde kadınların yaşadığı insan hakları ihlalleri artık tahammül gösterilemeyecek noktadadır.
Bu itibarla Gelecek Partisi İnsan Hakları Başkanlığı olarak 25 Kasım–10 Aralık 2025 tarihleri arasında, 16 gün boyunca durmadan, yorulmadan kadına yönelik şiddetle mücadele farkındalık çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Sokakta, meydanda, sosyal medyada, basın açıklamalarında, eğitimlerde, panellerde…
Her yerde olacağız ve çözüm önerilerimizi dile getireceğiz.
Çünkü biz, her kadının ve her vatandaşımızın “yaşam hakkının korunduğu, huzur içinde yaşayabildiği bir Türkiye” istiyoruz.
Ve Gelecek Partisi olarak;
KADINA ŞİDDETİN SON BULDUĞU, KADINLARIN TOPLUMUN HER ALANINDA EŞİT KOŞULLARDA VAR OLDUĞU BİR GELECEK İNŞA ETMEYE KARARLIYIZ!”
Yorumlar
Kalan Karakter: