Bi dolu iş sığdırmış hayatına... Başarılı bir iş kadını, birçok STK'da aktif rol oynuyor, belediye meclis üyesi...
"Genç bir kadınsınız. Nasıl yapabildiniz bunca işi?" diye sorduğumda "Henüz yolun başındayım" diyebilecek kadar enerjisi ve motivasyonu yüksek.
Ailesi en büyük destek ona. 'Her başarılı erkeğin ardında bir kadın var' söylemini yıkarak öne çıkmış, hayatının her döneminde ve yaptığı her işte önce ailesinin desteğini almış.
"Taşı yerinden hafif oynatınca duvarı ördüğünü sanan" bir egosu yok. Hem başarılı hem samimi, içten...
BPW Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Yönetim Kurulu Başkanı Ayça Katlav ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Kadını, mobingi, Türkiye siyasetinde kadın rolünü ve daha birçok konuyu konuştuğumuz işte o röportaj...
Öncelikle sizi biraz tanıyalım, kendinizden bahseder misiniz?
Adana doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimini Adana’da tamamladım. Kuzey Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezuniyetimin ardından Çukurova Üniversitesi İİBS Fakültesi Ekonomi Bölümü’nde yüksek lisans yaptım. Ardından Seyhan Belediyesi İmar Müd. Proje Kontrol Şubesi’nde altı buçuk yıl çalıştım Halen Katlav Mücevherat ve Neka İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklarından ve yönetim kurulu üyesiyim. Mimarlık ve kuyumculuk sektörünün içerisinde olmamın yanı sıra Çukurova Belediye Meclis Üyesiyim ve birçok sivil toplum kuruluşu görevlerim de var. Türkiye Uluslararası İş ve Meslek Sahibi Kadınlar (Business Professional Women) Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Kulübü Başkanı görevini yürütmekteyim.
Siyasette de etkin, aktif bir isimsiniz. Milliyetçi Hareket Partisi Çukurova Meclis Üyesisiniz. Siyasete atılma fikri nereden doğdu?
ÇOCUKLUĞUMUN HAYALİYDİ
Aslında benim çocukluktan bu yana gönlümden yatan aslandı. Ülke ve dünya gündemini takip ediyordum. Aileden gelen bir şey bu… Hem ileride hem şehrim hem ülkem adına iyi şeyler yapabilmek adına siyasette olmak istiyordum. Allah bir şeyi çok isteyince elde etmenizi sağlıyor. Ben de Milliyetçi Hareket Partisi'nde kadın kollarından başladım.
Milliyetçi Hareket Partisi'nde çok fazla kadına rastlayamıyoruz. Parti içerisinde gerek yerel gerekse ulusal anlamda sıkça isminden söz ettiren ve birçok erkek siyasetçinin de önünde yer alan bir kadın olmak nasıl bir duygu?
Benim için en önemli faktör baba. Babam benim için hep rol modeldi ve bugüne kadar yaptığım her işte arkamda bir erkek, babam vardı.
Ailenizin arkanızda olması en büyük etken olmuş anlaşılan...
AİLEM EN BÜYÜK DESTEĞİM
Ben aslında kendimi hiç kadın olarak görmedim. Kadın ya da erkek ayrımına gitmeden kendimi bir birey olarak gördüm, ailem böyle yetiştirdi beni. Sosyal hayatın içerisinde maalesef kadın erkek ayrı tutuluyor. Tabii ki kadınların temsiliyeti olması gerek. Kadının derdini kadın daha iyi anlar. Aynı şeyleri hissederler, ortak paydaları var. Ben belki de yetiştirilme tarzımdan dolayı öndeyim, kendimi hiç bir zaman erkeklerden ayrı görmediğim için...
Türkiye'de genel olarak şu var: Kadın siyasetçiler cinsi özelliklerden sıyrılarak bir erkek modeliyle yer alıyorlar siyaset içerisinde. Kısa saçlar, koyu giyimler... Bu Tansu Çiller'de de böyleydi Fatmagül Demet Sarı'da da böyle...
ERKEK EGEMEN BİR SİYASET VAR
Bu mahalle baskısı ve siyasetin erkeklerin yoğun yer aldığı bir ortam olmasından kaynaklanıyor. Biraz daha farklı davranırsanız daha farklı yorumlara sebep olabilir. Saç kestirmek, giyim kuşam sizi biraz daha ciddi göstermek durumunda hissettiriyor.
Kadınlar aslında erkek egemen bir siyasete girdiklerinin farkında...
Tabii ki... Erkeklerin dünyasında erkek gibi çarpışmak zorunda kalıyorsunuz bazen. Oyunu erkeklerin istediği gibi onların kurallarıyla oynuyorsunuz.
Sizce bu durum ilerde değişebilir mi?
İLERDE DEĞİŞECEK
Ben bu durumun değişeceğine inanıyorum. Hatta bundan eminim. Bu nasıl olacak derseniz belki de savaşlardan dolayı erkeklerin azalmasından dolayı olacak (tabi bunları senaryo gibi söylüyorum). Belki de üçüncü dünya savaşı sonrası olacak. Ama illa ki olacak, inanıyorum!
Türkiye'de aktif siyasette kadınların oranını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeterli mi sizce?
ÇOK EKSİĞİZ
Kesinlikle yeterli değil. Dünya'da ABD'de, Avrupa ülkelerinde %40'larda olan kadın temsili Türkiye'de %13'lerde. Çok düşük bir rakam, eksiğiz...
Birazcık geri tarihlere gidelim. 2014 Yerel Seçimleri'nde Ayça Katlav gece gündüz çalışıp çabaladı, sahada her zaman gördüğümüz isimlerdendiniz. Bu çalışma temposunun sosyal yaşamınıza etkisi nasıl oldu?
Seçim sürecinde yalnızca seçime odaklanıyorsunuz, işinizi gücünüzü bırakmak zorundasınız. Ben ailemle birlikte çalıştığım için işi onlara bıraktım iş yerime gitmedim çoğunlukla. Seçim sürecinde yalnızca seçime kilitlendim. Sabaha karşı uyuyup sabah erken saatlerde sahaya indik. Bu aylarca sürdü. Ama kazandığınızda o yorgunluğu, telaşı unutuyorsunuz...
Mobing denildiğinde eskiden yalnızca kadın akla geliyordu. Şimdilerde iş biraz daha değişti psikolojik bir boyuta ulaştı. Mobinge uğradınız oldu mu?
MOBİNG KANAYAN BİR YARA
Eskiden mobing deyince ilk akla gelen kadın, taciz geliyordu. Ama mobing şuan Dünya'da kadına ve erkeğe her anlamda kullanılan bir baskı. Yanındaki arkadaşına mobing uyguluyor çalışma arkadaşınız.Kendi çevremde de buna defalarca şahit oldum. Bunun önüne nasıl geçilecek bilmiyorum ama kanayan bir yara...
Birazcık BPW Kulübü'nden bahseder misiniz? Orada neler yapıyorsunuz? Adana'nın kulübe bakış açısı nasıl?
110 ÜLKE 4 KITADA VARIZ
BPW Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Başkanıyım. 110 ülkede 4 kıtada yaklaşık elli bin üyesi olan Dünya'nın en önemli kadın organizasyonlarından biriyiz. Adana'daki tek uluslar arası kadın kulübüyüz. Dünya'nın her yerinde kız kardeşlerimiz var. BM danışmanıyız.
Her yıl şubat sonu martın başı gibi ABD'de toplantı yapılır ve orada uluslar arası STK'lardan temsilciler katılır. Birleşmiş Milletler'in danışmanlığını yapıyoruz. Onlar Dünya'daki kadınların sıkıntılarını BM'ye sunar. Bir de bizim bu sene en büyük avantajımız Uluslar arası anlamda ilk Türk kadını bizim eski federasyon başkanımız Arzu Özyol BM komisyonuna girdi. Bizler hak savunuculuğu yapıyoruz. Kadınlar ve erkeklerin ekonomik ve sosyal olarak eşit olduğunu savunuyoruz. Adımızdan da anlaşılacağı gibi iş ve meslek sahibi kadınlardan oluşuyoruz. Nisan ayı içerisinde uluslar arası bir "eşit işe eşi ücret" aktivitemiz var. Bu Türkiye'de baskın bir problem değil ama Dünya'da kadın ve erkeğin eşit şartlarda eşit saatlerde mesai yapmasına rağmen kadınların yalnızca kadın oldukları için düşük ücretli çalıştırılması ciddi bir problem, özellikle gelişmiş ülkelerde.
Türkiye'de ücret eşitliği sorununu konuşacak düzeye gelemedik henüz. Biz hala kadın ve erkeğin cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin birey olarak değerlendirilmesini tartışıyoruz... Türkiye'de kadının çalışma hayatının olmaması büyük problem...
Farklı bakış açılarından baktığımızda elbette doğru söylüyorsunuz. Ama şöyle bir gerçek var: buluşmuş ülkelerde kadın işkence görmüyor, şiddet yok, kadın erkek eşit gibi görüyoruz ama öyle değil. Gelişmiş ülkelerde de kadına şiddet var. Oralarda da mobing inanılmaz derecede var.
Çok kıskanıyorlar mı sizi? Kıskanıldığınızı hissettiğiniz zamanlar oluyor mu?
KISKANÇLIK DEĞİL HAYRANLIK
Hayranlık diyelim biz ona... Hayran olan, benim gibi olmak isteyen arkadaşlarımız tabii ki var. Ben daha ve hala yolun başındayım. Bizim de model aldığımız isimler var.
Meclis üyesi olarak ilerde gerçekleştirmeyi düşündüğünüz bir proje var mı?
ADANA'YI GÜZEL İŞLER BEKLİYOR
Önümüzdeki günlerde Adana Büyükşehir Belediyesi ile bir projemiz var.
Biraz daha açsak mı konuyu...
Daha olgunlaşmadı. Ama Adana'yı güzel şeyler bekliyor.
KKTC Mezunlar Vakfınız var sanırım. Oradan da bahseder misiniz?
TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK VAKFI OLACAĞIZ
KKTC'den mezun olmuş öğrenciler olarak Kuzey Kıbrıs Mezunlar vakfını kuruyoruz.Ben de kurucu üyelerden biriyim.Geçtiğimiz cumartesi günü 2.çalıştayımızı Ankara da yaptık.Kurucu Onursal Başkanımız Aydın Keskin ve Yönetim Kurulu Başkanımız Çağatay Aytekin Bey. Genel Koordinatörümüz Müjdat Carhoğlu yönetiminde Türkiye'nin en büyük vakfını kuruyoruz.Yaklaşık 30.000 kişiyiz ve de çok heyecanlıyız.
24 saati kendinize yetirebiliyor musunuz?
Plan ve program içerisinde yetirmeye çalışıyoruz. Ama bazen çok komik durumlarda yaşıyorum. Gece saat 22.30'da-23.00'de eve döneceğim zamanlarda alışveriş yapmak için açık market arıyorum. Ama o saate kadar kapanmış oluyorlar. Keşke daha geç saatlerde açık olsa diyorum bazen...
Ben onlara uyamıyorum onlar bana uysun diyorsunuz yani...
Aynen öyle.
Evdeki Ayça Katlav nasıl? Mutfağa girer mi mesela?
YEMEK YAPMAYI DA YEDİRMEYİ DE SEVERİM
Ben yemek yapmayı çok severim.
Ben de yemeyi.
Ben bir de yedirmeyi de çok severim. Ben yapıp yedirdikten sonra yemeği yedi mi ne diyecek acaba diye gözünün içine bakar güzel olmuş eline sağlık derlerse tepsiyi önlerine koyarım.İnsanların hobileri vardır. Yemek yapmak benim için bir terapi diyebiliriz.
Son olarak vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
ADANA DAHA İYİYİ YAŞAMALI
Adanalıyım ve bu kenti gerçekten çok seviyorum. Adana'nın daha iyi yerlerde olmasını istiyorum. Ekonomik, sosyal olarak... Yurt dışına gittiğimde Adana'nın geri kaldığını düşünüyorum. Bir STK başkanı olarak çok yol kat edemediğimizi düşünüyorum.
Artık meslektaşınız bir Çevre ve Şehircilik Bakanı var. Sizce katkı sağlayacak mı Adana'ya?
ADANALI BİR BAKANIMIZ VAR
Evet eskiden bir bakanımız yoktu ama artık önemli bir bakanlığı var Adana'nın. Ankara'nın kente gereken desteği bundan sonrasında vermesi gerekiyor.
Bizim Kültür Turizm Bakanlığımız da vardı ama Adana turizmde hep sınıfta kaldı...
Ama Demet Hanım Adana'yı seviyor. Demet Hanım'ın Adana'ya ciddi katkıları olacağını düşünüyorum. Ve son olarak daha güzel, daha huzurlu bir Adana diliyorum her bir vatandaşımız için.
Teşekkür ederim...Ben teşekkür ederim...
Yorumlar
Kalan Karakter: