MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sema Çetin Baycanlar, Türk edebiyatında Londra, Paris ve Berlin’in büyük önem taşıdığını belirterek, Türk yazarların bu kentlerdeki anılarını ve sözlerini paylaştı. Baycanlar, “Yazarlarımıza göre, kent bedense, şehir ruhtur” dedi.
Çukurova Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkoloji Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Deniz Abik, bu hafta Kısacıkzade Konağı’nda Doç. Dr. Sema Çetin Baycanlar’ı konuk etti.
Prof. Dr. Deniz Abik, her hafta yoğun ilgi gösteren edebiyat ve sanatseverlere de katılımlarından dolayı teşekkür ederek, önümüzdeki haftalarda da güzel etkinlikler hazırladıklarını dile getirdi.
‘BERLİN GURBET OLMAKTAN ÇIKTI’
“Türk Edebiyatında Batı Kentleri, Londra, Paris, Berlin” konulu sunumunda çeşitli yazarlardan örnekler veren Doç. Dr. Sema Çetin Baycanlar, yazar Gültekin Emre’nin “Berlin gurbet olmaktan çoktan çıktı: Bu kent, kimileri için epeydir ikinci vatan, çocukları içinse ‘anavatan’dır artık” sözünü anımsatırken, yazar Salah Birsel’in “Paris Fransızlardan çok Jön Türklerindir” sözünü paylaştı.
AVRUPA’DA BİR CEVELAN
Berlin’in, Ahmet Resmi Efendi’den 80 yıl sonra Berlin sefiri Mustafa Sami Efendi’nin Avrupa Risalesi’nde ayrıntılı bir biçimde Türk okurların dikkatine sunulduğunu anımsatan Baycanlar, “1867’de imparator 3. Napolyon’un daveti üzerine Avrupa turuna çıkan Sultan Aziz Berlin’e de uğrar. Berlin’de altı yıl büyükelçi olarak görev yapan Sadullah Paşa, 13 Eylül 1879’da yazdığı bir mektupta kente ve Avrupa’ya ilişkin gözlemlerine ayrıntılı yer verir. Avrupa’da bir Cevelan’da Berlin’i çeşitli yönleriyle, yer yer Paris’le karşılaştırarak değerlendirir Ahmet Mithat Efendi. Ahmet İhsan ise Berlin’in yapılarına, sokaklarına, kenar mahallelere, zenginlerin oturdukları semtlere ayrıntılı olarak eğilir.” dedi.
‘BAYRAMLIKLARINI GİYMİŞ TOY GENÇ’
Doç. Dr. Sema Çetin Baycanlar, “Şerefeddin Mağmumi, Fransa’da ve Almanya’da Seyahat Hatıraları’nda Berlin’in öteden beri önemli caddelerinden biri olan ‘Friedrichstaresse’yi genişçe betimlediğini öğreniyoruz. Mehmet Enis’in Alman Ruhu başlıklı seyahatnamesi de Berlin betimlemeleriyle dikkat çeker. Celal Nuri, Şimal Hatıraları ve Kutup Muhasebeleri’nde Berlin gözlemlerini okurlarıyla paylaşır. Mehmet Akif Ersoy’un 796 dizelik 1915’te yazdığı Berlin Hatıraları’nı da unutmamak gerekiyor. Cenap Şahabettin’in Avrupa Mektupları da alanında önemli bir yer tutar. Ona göre; ‘Berlin bir tarih değil, bir şiir değil, fakat süslü ve güzel bir gazete’dir. Çünkü Berlin’de biraz ‘bayramlıklarını giymiş, bir toy genç hali vardır.” şeklinde konuştu.
SAİT FAİK ÜÇ GÜN PARİS’TE
Paris’in, Ahmet Haşim’e kadar, sanatçıların kaleminden genellikle erdemleriyle anlatılan bir kent olduğunu dile getiren Baycanlar, “Ahmet Haşim bu geleneği bozar ve klişelerden uzak bir Paris portresi çizer. Bundan Fransız edebiyatını yakından tanımasının da etkisi vardır. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Paris ilgisi zamanla zayıflar. Sait Faik Abasıyanık üç gün kalabilir Paris’te. Memleket hasretine dayanamaz. 1950’lerden sonra Paris tek model değildir. 1980’lerden sonra ise esin perisinin suyu çekilmiştir.” ifadesini kullandı.
‘PARİS AVRUPA’NIN SONU’
Baycanlar şöyle devam etti: “Londra henüz keşfedilmemişken yazarlarımıza göre ‘Paris Avrupa’nın sonudur’. Kent o kadar etkileyicidir ki Ahmet Haşim, ‘Bize Göre’ adlı eserinde ‘Seyahate çıkan bir dostunuzun, size her vardığı yerden muntazaman mektup, kart yazarken birden bire susması, ya öldüğüne veyahut Paris’e vardığına işaret eder’ der. Bu yönüyle kentlerin yazarlar üzerinde büyük etkisi vardır.”
Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sema Çetin Baycanlar, daha sonra etkinliğe katılanların sorularını yanıtladı.
Konuşmaların ardından Prof. Dr. Deniz Abik, başarılı sunumundan dolayı Doç. Dr. Sema Çetin Baycanlar’a bir plaket verdi.
İYİ Kİ DOĞDUN DURU SU
Etkinliğin en sonunda Prof. Dr. Deniz Abik, Türkoloji Araştırma Merkezi’nin en küçük müdavimi Duru Su Yaz’a doğum günü sürprizi yaptı. Prof. Dr. Abik, babası Kadir Yaz ile hiçbir sanatsal ve edebiyat etkinliğini kaçırmayan Duru Su Yaz’a kitap armağan etti ve ona başarılı bir ömür dileğinde bulundu.
Edebiyatçı, akademisyen ve yazarlarla kızının doğum günü sevincini paylaşan Kadir Yaz, duygusal anlar yaşandı. Doğum gününde büyük bir sürprizle karşılaşan Duygu Su Yaz yaş pastasını keserek, davetlilerle paylaştı.
Yorumlar
Kalan Karakter: