MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – 12 yıldır Türkiye’yi dolaşan Derviş, Adanalıların konuğu oldu. Ünlü sinema ve tiyatro sanatçısı Gürsel Fırat, ‘Seni anlatabilmek seni’ oyunuyla Doğalpark Amfi Tiyatro’da sevenlerinin karşısına çıktı. Sevgi, barış, kardeşlik ve hoşgörü çağrısının zirveye çıktığı gösteri büyük alkış aldı. Fırat, ‘Korkaklar dostlarını terk ederler mutlaka!’ diyerek, anlayanlara ince bir mesaj gönderdi.
Gösteriye başlamadan önce hayranlarıyla konuşan Gürsel Fırat, “Bu yozlaşma, bu kirlilik, bu ihanet içinde kardeşliğe, barışa, sevgiye ve umuda inandığınız için… Umut çoğaltanlara selam olsun. Hepinize aşk ile eğiliyorum.” dedi
Fırat, “Toprak utandı çocukları bağrına basarken, kuşlar utandı masmavi gökyüzünde süzülürken, ağaç utandı, çiçek utandı rengini kan kırmızıdan aldı diye. Barış utandı kanatlarına ölü çocuklar takıldı diye. Bir insanoğlu utanmadı yaptığından… Der ki bir düşünür; ‘İnsanları neden öldürüyorsunuz biraz bekleyin zaten ölecekler’. Herkes her şeyi hatırlamalı. Hiçbir şeyi unutmak istememiştim. Hep hatırlamak istemiştim. Bellek; o ne güzel, ne müthiş bir sözcük. Ama bellek beden yazısı, bedeninize kayıtlı ve sınırlı. Ne yazık ki, evrenin ve insanın tüm tarihini kapsamayacak kadar sınırlı. Hiçbir şeyi unutmak unutturmak istememiştim ben. Herkes her şeyi hatırlamalı. Tıpkı o pankartlardaki gibi. Unutulmadı, unutulmayacak. Herkes her şeyden sorumlu. En çok da ben.” diye konuştu
HATIRLADIKÇA SUSKUNLAŞIYORUM
Konuşmasında, ‘Hatırladıkça suskunlaşıyorum’ diyen Gürsel Fırat, şunları söyledi: “İvan Karamazov der ki, ‘Yeryüzünde bir bellek ya da vicdan olup dolaşmaktan, bir lanet gibi gece uykularını kaçırmaktan daha anlamlı ne olabilirdi, bu hayatta?. Adalet, adalet varsa eğer, olmalıysa, daha iyi olacaksa, bellek de olmalı o zaman. Hiçbir şeyi unutmak istememiştim ben. Kimse de unutmasın istemiştim sadece. Hatırlıyorum. Hatırladıkça suskunlaşıyorum. Sımsıkı yumuyorum ağzımı. Dişlerim birbirine kilitleniyor. Dilimi ısırıyorum. Susuyorum. İçim dibe iniyor iyice. Hatırladıkça kımıldıyor içim. Diye doğru çöküyor. Birikiyor. Ağırlaşıyor. Artık istesem bile ağzımı açamayacak hale geliyorum. Ağzımı açsam tek bir ses çıkmayacak biliyorum. Kimse anlamayacak. Kimse duymayacak sesimi. Ben bile duymayacağım. Başkasının sesiyle de çıksın istemiyorum. Ağzımda laflar susuyorum. Hatırlıyorum.”
UNUTMAYACAĞIZ
Sinema ve tiyatro sanatçısı Gürsel Fırat şöyle devam etti: “Bir daha asla dönmeyeceğiz. Bir daha asla cennet bahçesine dönmeyeceğiz. Masumiyete dönmeyeceğiz. Hiroşima ve Vietnam öncesine dönmeyeceğiz. Maraş öncesine, 1 Mayıs 1977 öncesine, 12 Eylül öncesine, Sivas öncesine dönmeyeceğiz. Kurşuna dizilmemiş gibi, işkence görmemiş gibi, 17 yaşında idam edilmemiş gibi, bir an tutuklanıp ve bir daha dönmemiş gibi yapamayız. Çocukluğumuza tecavüz edilmemiş gibi, aşklarımız ve inançlarımız elimizden sökülüp alınmamış gibi, töre cinayetlerinde öldürülmemiş gibi, biber gazları ve kapsülleri yüzünden ölmemiş gibi, kör olmamış gibi, günlerce komada yatmamış gibi unutamayız, unutmayacağız. Televizyon karşısına geçip, penguen belgeseli ve sersem sersem gülüp oynayanları aynı şevk ve heyecanla seyredemeyiz. Hiçbir şey olmamış gibi. Unutmayız, unutmamalıyız. Unutmayanlar, hesap sormalı cellatlardan, katillerden düzenbazlardan. Unutma, korkaklar dostlarını terk ederler mutlaka.”
Öte yandan, Türk solunun önemli isimlerinden İbrahim Çenet de Gürsel Fırat ile bir süre aynı sahneyi paylaştı. Geçmiş yaşamından anekdotlar anlatan Çenet, dünyanın tüm çiçekleri olan çocuklara sevgi ve barış çağrısında bulundu.
Yorumlar
Kalan Karakter: