Neşet KARADAĞ
ADANA(GÜNAYDIN)-Adana Büyükşehir Belediyesi’nde taşeron şirketinde işçi olarak çalışırken kadroya alınmayıp işine son verilen S.Y., işe geri dönmesi ve kadroya alınması için açtığı davayı kazandı.
Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir taşeron şirketinde 1994 yılında işçi statüsünde çalışmaya başlayan S.Y., taşeron işçilerin kadroya geçmesi ile ilgili 696 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) gereği kadrolu olabilmek için başvuruda bulundu. Başvurusu Tespit Komisyonu’nca uygun görülen S.Y., katıldığı sözlü ve uygulamalı sınavlarda da başarılı oldu. Ancak, yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonuçlarının Tespit Komisyonu’nca değerlendirilmesi sonucunda S.Y.’nin sürekli işçi statüsüne geçiş başvurusu kabul edilmeyip işine de son verildi.
Kadroya geçemediği gibi işinden de olan S.Y., avukatı Kemal Derin aracılığıyla Adana 3.İdare Mahkemesi’ne başvurarak, yeniden kadrolu işe alınması için dava açtı. Av.Derin, müvekkili ile aynı durumda olup da daimi kadroya geçirilen başka kişilerin de bulunduğunu, isnat edilen suçlamanın maddi dayanaktan yoksun olup müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu öne sürerek verilen kararın iptal edilip, tekrar sürekli işçi kadrosuna alınmasını talep etti. Büyükşehir Belediyesi’nin avukatı da, mevzuat hükümlerinin emredici nitelikte olduğunu, işlemin hukuka uygun olduğunu iddia ederek davanın reddini istedi.
İdare mahkemesi heyeti, davacı S.Y.’nin kadroya alınmayıp işten çıkartılmasıyla ilgili verilen kararın iptaline oy birliğiyle karar verdi. Mahkeme kararında, Anayasanın , ‘Çalışma ve sözleşme hürriyeti’, ‘Çalışma hakkı ve ödevi’ ve ‘Hizmete girme’ başlıkla maddelerine atıfta bulunarak, “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez” düzenlemesine yer verdi. Davacı S.Y. hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda, devletin güvenliğini tehlikeye düşürebilecek yasa dışı ideolojik bir görüşü benimsediği, böyle bir yapılanmanın içerisinde yer aldığı veya kurumun güvenliğini ihlal edebilecek tutum ve davranışlar içerisinde bulunduğunu ortaya koyan hukuken kabul edilebilir somut bir tespite yer verilmediğine dikkat çekilen kararda, “Mahkememizce yapılan araştırmalarda da somut bir veriye rastlanmadığı, davalı idare bünyesinde 1994 yılından beri işçi olarak görev yaptığı hususları birlikte gözetildiğinde, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin, davacının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunun olumsuz olarak değerlendirilebilmesi için yeterli olmadığı sonucuna varıldığından, sürekli işçi kadrosuna geçiş başvurusu kabul edilmediğinden görevine son verilmesine ilişkin dava konusu 5.6.2018 gün ve 16646 sayılı işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, dava konusu 5.6.2018 gün ve 16646 sayılı işlemin iptaline oy birliği ile karar verilmiştir” denildi.
S.Y.’nin avukatı Kemal Derin, gazetecilere yaptığı açıklamada, mahkemenin işçi mağduriyetini giderme yönünde önemli bir karar verdiğini söyledi. Son kararı Konya Bölge İdare Mahkemesi’nin vereceğini de ifade eden Av.Derin, “Mahkeme, müvekkilimin kadroya alınmaması için gerekçe yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını hukuken kabul edilebilir somut verilere dayanmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline ve davanın kabulüne karar verdi. Ayrıca, idarenin keyfi tutumu ve yıllardır işçi kadrosunda çalıştırdığı birisini soruşturma gerekçesiyle işine son vermesi de yargı kararıyla ortadan kaldırılmıştır” dedi.
ADANA(GÜNAYDIN)-Adana Büyükşehir Belediyesi’nde taşeron şirketinde işçi olarak çalışırken kadroya alınmayıp işine son verilen S.Y., işe geri dönmesi ve kadroya alınması için açtığı davayı kazandı.
Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir taşeron şirketinde 1994 yılında işçi statüsünde çalışmaya başlayan S.Y., taşeron işçilerin kadroya geçmesi ile ilgili 696 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) gereği kadrolu olabilmek için başvuruda bulundu. Başvurusu Tespit Komisyonu’nca uygun görülen S.Y., katıldığı sözlü ve uygulamalı sınavlarda da başarılı oldu. Ancak, yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonuçlarının Tespit Komisyonu’nca değerlendirilmesi sonucunda S.Y.’nin sürekli işçi statüsüne geçiş başvurusu kabul edilmeyip işine de son verildi.
Kadroya geçemediği gibi işinden de olan S.Y., avukatı Kemal Derin aracılığıyla Adana 3.İdare Mahkemesi’ne başvurarak, yeniden kadrolu işe alınması için dava açtı. Av.Derin, müvekkili ile aynı durumda olup da daimi kadroya geçirilen başka kişilerin de bulunduğunu, isnat edilen suçlamanın maddi dayanaktan yoksun olup müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu öne sürerek verilen kararın iptal edilip, tekrar sürekli işçi kadrosuna alınmasını talep etti. Büyükşehir Belediyesi’nin avukatı da, mevzuat hükümlerinin emredici nitelikte olduğunu, işlemin hukuka uygun olduğunu iddia ederek davanın reddini istedi.
İdare mahkemesi heyeti, davacı S.Y.’nin kadroya alınmayıp işten çıkartılmasıyla ilgili verilen kararın iptaline oy birliğiyle karar verdi. Mahkeme kararında, Anayasanın , ‘Çalışma ve sözleşme hürriyeti’, ‘Çalışma hakkı ve ödevi’ ve ‘Hizmete girme’ başlıkla maddelerine atıfta bulunarak, “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez” düzenlemesine yer verdi. Davacı S.Y. hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda, devletin güvenliğini tehlikeye düşürebilecek yasa dışı ideolojik bir görüşü benimsediği, böyle bir yapılanmanın içerisinde yer aldığı veya kurumun güvenliğini ihlal edebilecek tutum ve davranışlar içerisinde bulunduğunu ortaya koyan hukuken kabul edilebilir somut bir tespite yer verilmediğine dikkat çekilen kararda, “Mahkememizce yapılan araştırmalarda da somut bir veriye rastlanmadığı, davalı idare bünyesinde 1994 yılından beri işçi olarak görev yaptığı hususları birlikte gözetildiğinde, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin, davacının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunun olumsuz olarak değerlendirilebilmesi için yeterli olmadığı sonucuna varıldığından, sürekli işçi kadrosuna geçiş başvurusu kabul edilmediğinden görevine son verilmesine ilişkin dava konusu 5.6.2018 gün ve 16646 sayılı işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, dava konusu 5.6.2018 gün ve 16646 sayılı işlemin iptaline oy birliği ile karar verilmiştir” denildi.
S.Y.’nin avukatı Kemal Derin, gazetecilere yaptığı açıklamada, mahkemenin işçi mağduriyetini giderme yönünde önemli bir karar verdiğini söyledi. Son kararı Konya Bölge İdare Mahkemesi’nin vereceğini de ifade eden Av.Derin, “Mahkeme, müvekkilimin kadroya alınmaması için gerekçe yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını hukuken kabul edilebilir somut verilere dayanmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline ve davanın kabulüne karar verdi. Ayrıca, idarenin keyfi tutumu ve yıllardır işçi kadrosunda çalıştırdığı birisini soruşturma gerekçesiyle işine son vermesi de yargı kararıyla ortadan kaldırılmıştır” dedi.