Neşet KARADAĞ
ADANA (GÜNAYDIN) - Adana'da kendilerini polis, cumhuriyet savcısı ve askeri personel olarak tanıtarak milyonlarca liralık dolandırıcılık yaptığı iddia edilen 4’ü tutuklu 12'si firari 83 sanık hakkında 3 yıldan 181 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davaya devam ederken sanıkların tamamına yakını suçlamaları kabul etmeyip çeşitli bahanelerle kendilerini savunarak adeta insanlarla dalga geçti.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı koordinasyonunda, İl Emniyet Müdürlüğünce yürütülen soruşturma kapsamında, 25 Temmuz 2017'de Adana merkezli Adıyaman, Ankara, Elazığ, Kırklareli, İstanbul, İzmir, Sivas ve Şanlıurfa ile bu illere bağlı 6 ilçede telefonla dolandırıcılık yapan 5 ayrı çeteye yönelik operasyon düzenlendi. Yakalanan, 83 şüpheli hakkında "Kişinin kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık ve suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından dava açıldı. Polisin yaptığı tespitte sanıkların 10 kişiyi 500 bin lira dolandırdığı, düzenlenen operasyon sayesinde 30 vatandaşın ise 2 milyon lirasının alınmasının engellendiği belirlendi. Dolandırıcılık çetesi ile ilgili Adana 14. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilen duruşmaya tutuklu sanıklar N.A, A.B, S.P, Ö.D. ile tutuksuz sanıklardan A.Ç., K.A., Y.G., H.K., H.Ç., H.A. ve sanıkların avukatları katıldı. Duruşmada savunmaları alınmayan sanıkların savunmalarının alındı. A.Ç., iddianamedeki 12. Olay nedeniyle suçlandığını, başka olaylarla ilgisinin olmadığını söyledi. Suçlandığı tek olayla bağının yakalanan B.A. ve H.Ç.’ye avukat tutma meselesinde uzlaştırıcı olarak bu kişileri kendi evinde ağırlamak olduğunu iddia eden A.Ç., “Benim bu dosyaya dahil olmamın nedeni Yozgat’da yine bu iddianamedeki benzer suçtan aranıyor olmamdır. 2013 yılında A.B., K.K. ve A.K. ile birlikte dolandırıcılık olayından yakalanmıştım. Ben cezamı yattıktan sonra bu işleri bıraktım. Ben suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.
H.K. ise, olaylarla bir ilgisinin olmadığını belirtti. Yakalandığı gün üzerinde 4 bin 500, kardeşinin üzerinde de 14 bin 500 lira olduğunu ifade eden H.K., “Para kendi paramdır, A.A.’ya göndermeyecektim. A.A. ile sigara kaçakçılığı yapıyordum. A.A., kaçakçılıktan ona vermem gereken parayı bana bir hesap numarası göndererek yatırmamı istedi. Hatırladığım kadarıyla yatırdığım para 44 bin liraydı” dedi.
Dolmuşculuk yaptığını belirten Y.G. ise, kendisi ile kızının hesap numaralarını iş nedeniyle N.Ö.’ye verdiğini söyledi. N.Ö.’nün kendisini arayıp kızının hesabına gönderdiği parayı bankadan çekip PTT’den Ali isimli bir kişiye yatırmasını istediğini belirten Y.G., “Biz hiç komisyon almadan denileni yaptık. Bu olaydan menfaat demin etmedim” dedi.
H.A. da, V.G.’nin köylüsü olduğunu, hesabı bloke olduğu için verdiği kendi hesabına toplamda 26 bin lira olmak üzere 3 kez para yatırıldığını, parayı çekip V.G.’ye verdiğini söyledi. Diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi.
Daha sonra müşteki H.D. dinlendi. Kendisini kamu görevlisi olarak tanıtan kişiler tarafından dolandırıldığını belirten H.D., “25 bin lira zararım olmuştur. 16 bin 900 lira tarafıma iade edildi. Geri kalan iade edilmedi. Zararımın giderilmesini istiyorum” diyerek sanıklardan şikayetçi oldu.
Mahkeme Savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti.
Söz hakkı verilen tutuklu sanıklardan A.B., kronik göz rahatsızlığı bulunduğunu belirtip tahliyesini istedi. Ö.D. ise, 5 nolu örgütün yöneticisi olarak adlandırıldığını, ancak örgütte kendisinden başka kimsenin olmadığını iddia etti. Ö.D., “Örgüt yöneticisi değilim, suçsuzum” diyerek tahliyesini istedi.
S.P. de, suçlardan iki tanesini kabul ettiğini belirtti. S.P., “Ben maddi durumumun kötü olması nedeniyle bu işlere başladım. Örgüt yöneticisi olsam durumum kötü olmazdı” dedi.
Sanıklardan N.A., davanın mağdurları arasında olduğunu belirterek serbest bırakılmasını istedi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut durumunun devamına karar verip duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi.
Yorumlar
Kalan Karakter: