NEŞET KARADAĞ-ÖZEL
Tellidere Mahallesi Alparslan Türkeş Bulvarı’nda ehliyeti olmayan Soner A. (31), 1 Nisan 2014’de kontak anahtarı üzerinde unutulmuş otomobili çaldı. Ehliyetsiz olan Soner A., 2 arkadaşı ile gezerken işe gitmek için servis bekleyen Ali İhsan Yiğit’e (35) çarparak ölümüne neden oldu. Kazanın ardından yakalanıp tutuklanan Soner A., ‘Taksirle ölüme neden olmak’ suçundan yargılandığı Adana 14.Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘kazanın oluş biçimi, kazadan önceki ve sonraki davranışları, sabıkalı oluşu, suç işleme yönündeki eğilimi, kusurunun yoğunluğu ve eyleminin diğer özellikleri’ dikkate alarak istenen cezanın en üst sınırı olan 6 yıl hapis cezasına mahkum edildi. İndirim yapılmayıp tutukluluğunun devamına karar verildi. Soner A., savunmasında, kaza günü acele olarak çalıştığı şirkete gitmesi gerektiğini belirterek, “Aracın üzerinde anahtarın olduğunu fark ettim. Araç sahibini aradım bulamayınca bu araçla şirkete gitmek için yola çıktım. Yolda 2 arkadaşımı da aldım. Yorgunluk ve uykusuzluk nedeniyle aracın kontrolünü kaybedip araçlara çarptım. Ölenin orada olduğunu sonradan öğrendim. Sürücü belgem olmadığı için kaçmıştım, 2 gün sonra teslim oldum” dedi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi kısa süre önce yerel mahkemenin verdiği bu kararı yerinde bulup onadı.
Sanık Soner A.’nın çarparak ölümüne neden olduğu Yiğit’in ailesinin avukatı Ali Şahin Vural Atal, mahkeme hakiminin sanığı kanunun belirttiği en üst seviyeden cezalandırdığını belirterek, “Ancak, ‘hırsızlık otomobille, alkollü ve ehliyetsiz araç kullanarak işlenen taksirli ölümlü’ suçlarda en üst sınırdan verilen 6 yıl bile az. Uygar ülkelerde böyle ölümlü trafik kazalarında kişiler silahla cinayet işlemiş gibi yargılanıyor. Bu tür olaylar kasıtlı suç sayılmalı. En asgari cezası 10 yıl olmalıdır. Cezalar yükseltildiği zaman şoförler daha dikkatli araç kullanacak, ölüm olayları en asgariye inmiş olacak. Bir defa artan ceza caydırıcı olacaktır” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: