Özarslan: Üniversitede süper kahramanlar yetiştirmiyoruz
13. Uluslararası Çukurova Sanat Günleri etkinlikleri kapsamında Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde ‘İki Dünya Arasında/Kesişimde Gerçek – Sanal Belirsizliği’ konulu panel düzenlendi.
Yayınlanma :
29.03.2019 08:21
Güncelleme :
29.03.2019 09:42


UĞUR PEŞMEN
13. Uluslararası Çukurova Sanat Günleri etkinlikleri kapsamında Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde İki Dünya Arasında/Kesişimde Gerçek – Sanal Belirsizliği konulu panelde konuşan Doç. Dr. Zeynep Özarslan, iletişim fakültelerinde yeni medya derslerinin daha kuramsal ve daha akademi ağırlıkta olduğunu belirterek, “Özel sektör bizden süper kahraman istiyor ama biz üniversitede süper kahramanlar yetiştirmiyoruz” dedi
Çukurova Üniversitesi’nde sanal ve gerçek dünya arasında gelinen noktanın irdelendiği panelde Doç. Dr. Oya Morva, “Dijital Benlik”, Doç. Dr. Zeynep Özarslan, “Yaratıcı Endüstriler”, Prof. Dr. Mutlu Binark ise “Dijital Kültür ve Yeni Medya Ekosistemi” konularında bilgi verdi.
İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Çubukçu'nun yaptığı açılış konuşmasının ardından Dr. Sevda Ünal panel oturumunu başlattı.
HER MEDYA ARACI KENDİ DÖNEMİNE GÖRE YENİ
Prof. Dr. Mutlu Binark, Dijital Kültür ve Yeni Medya Ekosistemi başlıklı konuşmasında bütün iletişim teknolojilerinin yaşamın içine gömülü ve yaşamın ta kendisine işlenmiş olduğunu belirterek; yeni medya kavramının aslında olmadığını her medya aracının dönemine göre yeni olduğunu, bilgisayardan önce televizyonun televizyonda önce ise telgrafın yeni medya aracı olduğunu ifade etti.
Binark, bağlam vurgusu üzerine dikkat çekme gerekliliğini dile getirerek “Bireyler geniş bir ağ akışı içerisinde ve bu akış halinde yalnız değil. Tartışmalara ve başka metinlere baktığımızda ‘public’ olarak nitelendirdiğimiz kamusal alan içerisinde dünyanın farklı birçok yerine bağlantılı olma hali, bireyin her an her yerde olma durumunu temin ediyor ve bu bağlam bireyde bağlantılı akış içerisinde ‘olma gereksinimi sağladığı’ için sürekli bir döngü şeklinde kendini tekrar ediyor.”diyerek internet ortamındaki katılım kültürünün günlük yaşam alanımıza yayılım etkisine dikkat çekti.
Bireyin görünür olma arzusunun da etkin rol üstlendiğini düşünen Binark akıllı telefon dolayımlı sosyalleşmenin arttığını ve süreklilik kazandığını ifade etti.
KATILIM ODAKLI YENİ BİR KAMU KÜLTÜRÜ
Teyit.org’un ilgili konu üzerine Ankara ölçekli yapmış olduğu anket çalışmasından bahseden Binark, Ankara’da yapılan ankete katılım gösteren bireylerin sıklıkla haberleri akıllı telefondaki App’lerden ve sosyal medyadan takip ettiklerini ve geleneksel iletişim araçlarının kullanımı çok düşük olduğundan söz etti.
Binark, “Bireyselleşmiş içerik üretimi kolektif bir üretime doğru evrilme potansiyeline sahip. Endüstri, içeriğin üretildiği ve o içeriğin kullandığı bir alan artık. Yeni medya tüketim odaklı değil üretimin de içinde olduğu bir sistem. Bu bağlamda katılım odaklı yeni bir kamu kültüründen bahsedebiliriz." dedi.
DİJİTAL BENLİĞİ ANLATTI
Panelin bir diğer konuşmacılarından olan Oya Morva ise Dijital Benlik adlı sunumunda benlik kavramının tarihsel kronolojisinden başlayarak dijital benlik kavramına geliş serüveninden söz etti. Morva, dijital benlik kavramını “ Çevrimiçi kimliklerimize” gönderme yapan bir kavram olduğunu söyleyerek bir kişinin kullanıcısı olduğu platformlarda kendini ifade ettiği kimlik olarak açıkladı. Morva “Dijital benlik içe yönelimlidir, anlatıya dayalıdır. Duyguları düşünceleri, tavırları ifade etmeye, dolayısıyla dijital benlikler anlatıya dayana benliklerdir.” diyerek dijital benliklerin özelliklerini şu şekilde sıralamaya devam etti: "Dijital benliklerin bir diğer özelliği de vazgeçiliyor olmalarıdır. O ortamda kendinizi var edebilir, silebilirsiniz, yeniden var edebilirsiniz. İstediğiniz gruba defaten (bir defada) dahil olabilirsiniz. Dijital benlikler çoklu ve çeşitli olabilir." ifadesini kullandı.
GERÇEK VE SANAL DÜNYA BİRBİRİNİN İÇİNE SIZIYOR
Facebook sitesinin kurucusu Mark Zuckerberg'den bir alıntı yapan Morva, “Çalışma arkadaşlarınız ya da meslektaşlarımızı tanıdığınız diğer insanlar için birbirinden farklı imajlara sahip olduğunuz günler kısa süre sonra sonlanacaktır. Onun facebook ile kurmaya çalıştığı şey bir bütünlük kavramıdır.”dedi.
Doç. Dr. Zeynep Özarslan ise yaratıcı endüstriler başlıklı sunumunda gerçek- sanal belirsizliği var mı yok mu sorusundan yola çıkarak, "X kuşağı için yani 80 öncesi doğumlular için bir belirsizlik olduğu noktasını doğrularken, y ve z kuşağı olarak adlandırılan milenyum kuşağı ve post milenyum kuşağı yani 1980 ve 2000 arası doğanlar ile 2001 sonrası doğanlar arasında böyle bir belirsizliğin söz konusu olmadığını belirtti.
Özarslan nedenini ise, "Çünkü sanal dünyalar bu bireyler için yaşamın ta kendisi, bu evren içinde bulunmak post milenyum kuşağı için bir trajedi değil. Gerçek dünya ve kurmaca sanal dünya sürekli birbirinin içine sızdığı ve karıştığı için arada kalma durumu pek hissedilmiyor." diye konuştu
YENİ MEDYA DERSLERİ DAHA KURAMSAL
İletişim fakültesi yeni medya bölümlerinde verilen dersler ve internette sektörün aradığını sosyal medya uzmanları arasında yaptığı karşılaştırmalara değinen Özarslan, “İletişim fakültelerinde yeni medya dersleri daha kuramsal ve daha akademi ağırlıkta, bu tarz eğitimler verildikten sonra yeni mezun öğrencilerin istihdam edilmesi noktasında post milenyum çocuklarından sektör ne bekliyor? Bir yandan bu öğrenciler neyle karşılaşacaklarını biliyorlar mı? Dijital medya uzmanı arayan kurumsal bir şirketin iş ilanına baktığımızda SEO, SEM, kısmi reklamlar, sosyal medya reklamları, mobil reklamlar, Google Analitic, Google Adwords programlarını kullanabilen, benzer pozisyonlarda deneyimli, sosyal medya hesaplarını yönetecek, proje oluşturacak, yıllık planlar yapacak, şikayetleri yanıtlayacak, bütçe yönetecek gibi gibi birbirinden bağımsız konulara pek çok konuya hakim, aslında bir süper kahraman arıyorlar. Fakat biz maalesef üniversitelerde süper kahramanlar yetiştirmiyoruz, çok üzgünüz." şeklinde konuştu.
İDEAL ÜNİVERSİTELER, BİLİM, SANAT VE FELSEFE ÜRETMELİ
Özarslan, gerçek ve sanal uzam belirsizliği soru ibresini eğitim sektörü ve şirketler arasındaki ilişkiye çevirerek, “Gerçek ve sanal dünya arasındaki belirsizlikten çok, eğitim sektörü ve şirketler arasında anlamlı bir belirsizliğin olduğu çok açık, peki üniversite şirketlere istihdam sağlama yönünde bir eğitim mi vermeli? Elbette hayır, ideal üniversite dediğimiz üniversitede olması gereken bilim, sanat ve felsefe üretmektir, en azından ben bunu sonuna kadar savunmaya devam edeceğim." şeklinde konuşmasını tamamladı.
Konuşmaların ardından Çukurova Sanat Girişimi Gönüllüsü Asuman Söylemez, panelistlere teşekkür belgelerini takdim etti.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: