MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – Adana’nın yeni bir film festivaline hazırlandığı bu günlerde Araştırmacı Yazar Özlem Aydoğmuş Ördem’in büyük bir özenle hazırladığı ‘Sosyolojik Bir Bakışla Adana Sineması’ çalışması dikkat çekiyor.
Araştırmacı Yazar Ördem, sinemanın evrensel boyutuyla olduğu kadar yerel boyutuyla da önemli bir sanat alanı olduğunu belirterek, çalışmasının Adana’nın sinema alanında son yıllarda kazandığı deneyimleri ve becerileri sosyolojik bir bakış açısıyla ele aldığını dile getiriyor.
REKLAMCI KAFASI VAR
Araştırmaya konuk olan ünlü yönetmen Zafer Özgentürk, “Adana sinemasını bugünün gözüyle değerlendirirsek, reklamcı kafaların zihniyetinden başka bir şey göremeyiz.” diyor.
“Süveydiye’nin Çiçekleri” gibi muhteşem bir belgesele imza atan Özgentürk, “Aslında Yılmaz Güney ile var olan Adana sineması varlığının devamını getiremedi. Özellikle de 1980’ler sonrasında Adana sineması oluşmadı. Yılmaz Güney’in “Endişe” filmi tam bir Adana sinemasıdır. Ama bugün için “Adana İşi” filmi bu kenti temsil etmemektedir.” diye konuşuyor.
ADANA RİSK ALTINDA
Özgentürk, şöyle diyor; “Bugün aslında Adana büyük bir risk altındadır. Nasıl mı? Altın Koza Film Festivali Uzun metrajlı film yarışması tamamen reklamcı kafasıyla hareket eden kişilerin elinde, yani popülizmin temsilidir bu. Öğrenciler senaryo yarışmalarında çalışırlar, ünlü biriyle iletişime geçerler, yemekler yenilir, istekleri varsa yerine getirilir ve sonunda da bu kişi jüri olarak gidip belirlenen yarışmacıyı seçer. Peki, bunun neresinde gerçek sinemacılık? Adana sineması ve sinemacılığı böyle ilerleyemez.”
FESTİVAL KÖPRÜ OLMALI
Altın Koza Film Festivali’nin önemli bir işe imza atsa da, Adana sinemacılığı açısından eksik kaldığını ifade eden Özgentürk, “Festival, öncelikle üniversite ve kent arasında bir köprü olmalıydı. Adana halkı ile üniversiteyi buluşturabilirdi. Adana’da sinema üzerine iş yapmak isteyen akademisyen ve sanatçıların yereli tanıyarak yola çıkmaları gerekir.” açıklamasını yapıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: