Bazı kişilerin, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından resmi olarak verilmemiş basın kartlarına rağmen, araçlarında "basın trafik kartı" kullandığı ortaya çıktı. Bu durum, hem basın mensuplarının güvenilirliğine gölge düşürüyor hem de kamu düzeni açısından risk oluşturuyor.
Basın kartı, mesleğini fiilen sürdüren gazetecilere ve medya çalışanlarına resmi yollarla verilirken, söz konusu araç kartlarının da yalnızca bu kişilere tanınan bir ayrıcalık olması gerekiyor. Ancak Erzincan’da bazı kişilerin bu hakkı kötüye kullanarak sahte veya geçersiz belgelerle trafikte imtiyazlı şekilde hareket ettikleri ve basın mensubu olmadığı halde trafikte Basın Trafik Kartı kullandığı iddia ediliyor.
Nitelikli olarak basın mesleğini icra eden gazeteciler, Erzincan İl Emniyet Müdürlüğü’ne çağrıda bulunarak, şehir genelinde bu tür araçlar üzerinde sıkı denetimler yapılmasını istedi. Sahte basın kartı kullanımıyla trafik kurallarının ihlal edilmesi, aynı zamanda kamusal adalet duygusunu da zedeliyor.
Basın mensuplarının yetkililerden beklentisi ise, sahtecilikle mücadele kapsamında bu tür usulsüzlüklerin önüne geçilmesi ve gerçek basın mensuplarının haklarının korunması yönünde adımlar atılması.
İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü Ahmet Akbuğa, basın sektöründe eskiden sarı basın kartı olarak bilinen basın kartının önem arz ettiğini belirtti.
"Belki kimine göre bir kağıt parçası olabilir ama bizim gibi bu mesleğe gönül vermiş, kendini adamış meslek mensupları için bu karta sahip olmak onur meselesidir" diyen Akbuğa şöyle konuştu:
"Öncelikle basın kartı, sonrasında ise sürekli basın kartı bizler için belki en önemli ödül sayılıyor. Basın kartının önemine değinmişken sahtesinden de bahsetmemek olmaz. Her şeyde olduğu gibi bizim camiada da bu tarz tasvip edilmeyen yöntemler kullanılabiliyor.
Bizim gibi bu mesleği hakkıyla yapanlar olduğu gibi, maalesef suiistimal edenlerde olabiliyor. Bunların ayıklanması çok önemli.
Sahte basın kartları ile maddi kazanç elde etmeye çalışanlar da var maalesef. Bu kartlar kullananlara karşı dikkatli olunması gerekiyor.
Sahte basın kartı kullananların dolandırıcı olarak kabul edilip yasal işlem başlatılması gerekiyor. Bu gibi zihniyetler bizim gibi mesleğini layıkıyla yapmaya çalışanların da ismini lekeliyor. Kamuoyunda basın mensuplarına bakış açısı değişiyor. Herkesin aynı kefeye koyulmaması gerekiyor. Her basın kartı taşıyan basın mensubu değildir. Bu konuda daha duyarlı ve bilinçli olunması gerekirse denetim yapılması gerekiyor. Sahtecilik suç sayılmalı ve ders niteliğinde cezalar verilmeli. Güvenlik ihlali yapan ve basın kartını kendi çıkarı için kötü amaçlı kullananlar ihbar edilmeli meslekte uzaklaştırılmalı. İletişim Başkanlığından verilen kart ile kurum kartı aynı şey değil.
Bu iki kart arasındaki fark mutlaka herkes tarafından araştırılmalı. Kullanımda olan basın kartları zaten internette mevcut. Söz konusu kartın üzerinde yazan kurum aranarak mutlaka kendisini basın mensubu olarak tanıtan kişi ile bağlantısı olup olmadığı sorgulanmalı. Sadece İletişim Başkanlığı tarafından verilen kartlar ciddiye alınmalı. Kimliğin sahte olup olmadığı kontrol edilmeli. Çünkü aynı kartı para ile sahte olarak tasarlatmak mümkün değil. Mümkün olsa bile büyük suç teşkil ediyor. Karttaki isim ve soy isim ile kimlikte yer alan tutmuyorsa mutlaka ihbar edilmeli. Gerekirse İletişim Başkanlığı aranarak kartın sahte olup olmadığı da araştırılabilir. Şüpheli durumlarda mutlaka güvenlik güçleri ile iletişime geçmenizi öreniyorum."
Kaynak:İHA
Yorumlar
Kalan Karakter: