MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – “Görülecek şeydir o… Yumulmuş duvarlar, tavana yakın ufacık pencereler ve kalın kalasların üstünde simsiyah bir çatı… Sonra bir sürü çarklar, kocaman taşlar, miller, sıçraya sıçraya dönen tozlu kayışlar… Ve bir köşede birbiri üstüne yığılmış buğday, mısır, çavdar, her çeşitten ekin çuvalları. Karşıda beyaz çuvallara doldurulmuş unlar…”
Sevgi temasının doruk yaptığı bu öykünün kahramanları; Atmaca ve bir kolu olmayan Değirmencinin Kızı’dır…
Eğitimci – Yazar Ali İhsan Görmez, üç yıl önce başladığı Sabahattin Ali hakkındaki araştırmalarını ‘Benim Meskenim Dağlardır’ adlı eserinde değerlendirmiş.
Kitabı okurken geldiğim ‘Değirmen’ beni çok etkiledi. Yazar Ali İhsan Görmez, bu eseri öyle derinlemesine okumuş ki; satırlarında dolaşırken Atmaca ile Değirmencinin Kızı’nın aşkını yaşadım. Öykünün ‘Hiç sen bir su değirmeninin içini dolaştın mı adaşım!’ diye başlaması bile beni çok etkiledi.
Yazar Görmez, Sabahattin Ali’yi araştırırken yaşadığı şaşkınlığı, “Nasıl bir deryaya daldığımın şaşkınlığını sözcükler nasıl anlatır bilemiyorum” diye dile getiriyor.
Yazarın cesaretini takdir eden Prof. Dr. Mehmet Özmen de, “Çok bilinen, üzerine pek çok inceleme yapılmış, bir yazar hakkında kitap yazmaya kalkışmak, ilgili kaynaklara hâkim olmayı, söz konusu kaynakları eleştiri süzgecinden geçirebilmeyi, yazarın külliyatını tahlil edebilmeyi, daha önce yazılanlardan farklı şeyler söyleyebilmeyi göze almak cesaretini gösterebilmek demektir” diyor.
Süleyman Sırrı ise, “Bu çocuk müthiş! Sabahattin Ali’yi bu denli yalın, bu denli O’nunla kardeş kardeş yaşarmışçasına içselleştirmek var ya…” diyerek hayranlığını ifade ediyor.
Sabahattin Ali’nin hayatı ve eserleri üzerine hazırlanan ‘Benim Meskenim Dağlardır’, yazar Ali İhsan Görmez’in gerçekten de esere büyük emek verdiğini ve bu emeği satırlarında yaşattığını gözler önüne seriyor.
Karahan Kitabevi tarafından edebiyata kazandırılan ‘Benim Meskenim Dağlardır’ okurla kurduğu diyalog açısından da dikkat çekiyor. Keyifle okumalar dileğiyle.
ADANA (GÜNAYDIN) – “Görülecek şeydir o… Yumulmuş duvarlar, tavana yakın ufacık pencereler ve kalın kalasların üstünde simsiyah bir çatı… Sonra bir sürü çarklar, kocaman taşlar, miller, sıçraya sıçraya dönen tozlu kayışlar… Ve bir köşede birbiri üstüne yığılmış buğday, mısır, çavdar, her çeşitten ekin çuvalları. Karşıda beyaz çuvallara doldurulmuş unlar…”
Sevgi temasının doruk yaptığı bu öykünün kahramanları; Atmaca ve bir kolu olmayan Değirmencinin Kızı’dır…
Eğitimci – Yazar Ali İhsan Görmez, üç yıl önce başladığı Sabahattin Ali hakkındaki araştırmalarını ‘Benim Meskenim Dağlardır’ adlı eserinde değerlendirmiş.
Kitabı okurken geldiğim ‘Değirmen’ beni çok etkiledi. Yazar Ali İhsan Görmez, bu eseri öyle derinlemesine okumuş ki; satırlarında dolaşırken Atmaca ile Değirmencinin Kızı’nın aşkını yaşadım. Öykünün ‘Hiç sen bir su değirmeninin içini dolaştın mı adaşım!’ diye başlaması bile beni çok etkiledi.
Yazar Görmez, Sabahattin Ali’yi araştırırken yaşadığı şaşkınlığı, “Nasıl bir deryaya daldığımın şaşkınlığını sözcükler nasıl anlatır bilemiyorum” diye dile getiriyor.
Yazarın cesaretini takdir eden Prof. Dr. Mehmet Özmen de, “Çok bilinen, üzerine pek çok inceleme yapılmış, bir yazar hakkında kitap yazmaya kalkışmak, ilgili kaynaklara hâkim olmayı, söz konusu kaynakları eleştiri süzgecinden geçirebilmeyi, yazarın külliyatını tahlil edebilmeyi, daha önce yazılanlardan farklı şeyler söyleyebilmeyi göze almak cesaretini gösterebilmek demektir” diyor.
Süleyman Sırrı ise, “Bu çocuk müthiş! Sabahattin Ali’yi bu denli yalın, bu denli O’nunla kardeş kardeş yaşarmışçasına içselleştirmek var ya…” diyerek hayranlığını ifade ediyor.
Sabahattin Ali’nin hayatı ve eserleri üzerine hazırlanan ‘Benim Meskenim Dağlardır’, yazar Ali İhsan Görmez’in gerçekten de esere büyük emek verdiğini ve bu emeği satırlarında yaşattığını gözler önüne seriyor.
Karahan Kitabevi tarafından edebiyata kazandırılan ‘Benim Meskenim Dağlardır’ okurla kurduğu diyalog açısından da dikkat çekiyor. Keyifle okumalar dileğiyle.