Neşet KARADAĞ -ÖZEL
ADANA(GÜNAYDIN)-Adana’da nikahsız yaşayan çiftin, töre baskısıyla Çocuk Esirgeme Kurumu’na verdirilip daha sonra kurumca koruyucu aileye teslim edildiği iddia edilen erkek bebeklerini almak için açtıkları davada mahkeme, ‘çiftin nikahsız olmaları’ nedeniyle bebeği öz anne ve babasına vermedi.
Yüreğir İlçesi’nde evli olan 25 yaşındaki Ö.Ş. ile nikahsız yaşayan 25 yaşındaki F.D. isimli kadın 2014’de dünyaya bir erkek bebek dünyaya getirdi. F.D., bebeğini ailesinin zorlamasıyla Antalya Çocuk Esirgeme Kurumu’na verdi. F.D. ve nikahsız eşi Ö.Ş., erkek bebeklerini alabilmek için geçen yıl Antalya 5.Aile Mahkemesi’ne ‘Çocuk hakkındaki koruma tedbirinin kaldırılması ve öz annesine teslimi’ davası açtılar.
Nikahsızlar diye bebek öz anneye verilmedi
Yaklaşık 8 ay süren dava kısa süre önce sonuçlandı. Mahkeme hakimi, öz bebeklerini almak isteyen anne ve babanın açtığı davayı red ederek M. isimli bebeği öz annesi ve babasına vermedi. Kararın gerekçesinde, “…tüm delillerin birlikte değerlendirilmesin davacının halen evli olmadığı, diğer davacı ile birlikte de olsa küçüğe gereği gibi bakıp gözeteceği yönünde mahkememizde hiçbir kanaat oluşmamıştır. Çocuğun yüksek menfaatleri gereğince ve yasal düzenlemeler karşısında davacı F.’nin rızanın geri alınmasına çocuğun kendisine teslimine yönelik davasının reddine karar verilmiştir” denildi. Ö.Ş. yönünden de davada taraf sıfatı bulunmadığından davasının reddine karar verildi.
Yurda verirken gördü
Şu anda 1.5 yaşını geçen oğlunu sadece ailesinin baskısı sonucu yurda verirken bir kez gördüğünü belirten anne F.D., avukatı aracılığıyla kararı temyiz ettirdi. Bebeğini alabilmek için hukuk mücadelesine devam edeceğini belirten yavrusunun özlemiyle yanan F.D., törenin bebeğini elinden aldığını belirterek şunları söyledi:
Film gibi dram
“Adana’da 2010 yılında serada çalışırken benim gibi tarım işçisi olan Ö.Ş. ile tanıştık. Birbirimizi sevdik. Ailem durumu öğrenince 2013’te Antalya’ya taşındı, beni de zorla götürdüler. Kaçıp 2014’de Ö.Ş.’nin yanına geldim. 7 ay birlikte nikahsız yaşadık. Eşim berdel evliliği yaptığı için aile baskısı yüzünden boşanamıyordu. Ablam beni arayarak, Antalya’ya dönmemi aksi taktirde birlikte yaşadığım Ö.Ş.’nin ‘töre’ gereği öldürüleceğini söyledi. Ö.Ş.’nin öldürülmek istenmesine dayanamayıp, baskı ve tehditle tekrar Antalya’ya dönmek zorunda kaldım. Babam R.D. ve ağabeyim H.İ.D. , nikahsız eşim Ö.Ş. ile iletişimimi engellemek için telefonuma el koyup sim kartını kırdı. O sıra 2.5 aylık hamileydim. Bebeği aldırmam için ailem ısrar etti. Karnımdaki bebeğimi korumak için 155 İmdat Polisi arayarak yardım istedim. Çocuğum için her türlü baskı ve şiddete direndim. 2 Ağustos 2014’te Antalya Atatürk Devlet Hastanesi’nde bir erkek bebek dünyaya getirdim. Ancak, ailem beni bir odaya kapatıp bebeğimi görmeme, emzirmeme izin vermedi. Babam, hastane kayıtlarıyla nüfus müdürlüğüne gidip bebeğime ismini M. yazdırıp nüfus cüzdanı aldı. Bana da, ‘Ya bebeğin açlıktan ölür ya da yurda bırakırsın’ dedi. Bebeğimin öldürülmesinden korkup, 4 Ağustos 2014’te, ‘Tecavüz sonucu doğurdum, bakamıyorum’ diyerek yavrumu Antalya Çocuk Esirgeme Kurumu’na bıraktım. Yaşadıklarımdan dolayı bunalıma girip canıma bile kıymak istedim. Yaşadığım olaylara dayanamayıp polisi arayıp koruma istedim. Koruma altındayken Adana’ya gidip tekrar eşimle yaşamaya başladım.”
‘Bebeğimi bana verin’
“Şu anda eşimle mutluyum, bir çocuğumuz daha oldu” diyen F.D., evli olan eşinin diğer eşinden berdel yüzünden boşanamadığını da belirterek, “Yavrumu benden kopardılar. Doyasıya kucağıma alıp sevemedim. Öpüp koklayamadım. Şimdi başkalarının elinde. Ne olur yavrumu, oğlumu bana verin. Ben baskı ve tehdit sonucu yurda vermek zorunda bırakıldım. Hiçbir anne yavrusunu yurda vermez. Devlet büyüklerimize, Aile Bakanımıza yalvarıyorum, oğlumu tekrar bana verin. Yavrumsuz yaşayamıyorum. Bana yardımcı olun” diyerek ağladı.
Karar temyiz edildi
Acılı annenin avukatı Ayşe Duygu Özgüven, kararı temyiz ettiklerini belirterek, “Mahkeme müvekkiller arasında resmi nikahın bulunmayışını gerekçe göstererek davayı reddetmiştir. Ancak çocuğun menfaati, resmi nikah üzerinden değil, ruhsal ve bedensel gelişiminin koşulları üzerinden değerlendirilebilir. Karar tarafımızdan temyiz edilmiş olup, Yargıtayca incelenecektir. Müvekkillerin 01.11.2015 tarihinde ortak bir kız çocukları daha dünyaya gelmiş olup, M.Ş'nin kız kardeşinden ayrılmasının çocukların menfaatine uygun olmadığı Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarıyla da sabittir” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: