‘’Artık sözümü dinlemiyor çok inatçı, yapma dediğim şeyleri yapıyor hatta bazen gözümün içine baka baka yapıyor, evde sözümüzün bir kıymeti kalmadı’’ şikayetlerini çok fazla alır oldum.
O zaman bu hafta sevgili okuyucularımıza çocuklar neden söz dinlemez, neden bir yerden sonra ipler kopuyor, evdeki etkinliğimiz neden azalıyor, ergenlik döneminde hiç mi baş edemeyeceğiz bu soruların cevaplarına bir bakalım.
Söz dinlememek değil de ben çocuğun kendini iletişime kapattığını düşüyorum. Şunu da baştan kabul edelim çocukluk demek koşmak, hareket etmek, bazen itiraz edip söz dinlememek anlamına da gelir. Fakat bu durum artık tamamen anne-babanın kontrolünden çıkabiliyor. Peki nasıl baş edeceğiz?
Bu tür vakalar üzerinde dururken ebeveynlerde ilk gözlemlediğim şey çocuk ile bağ kurup kurmadıkları oluyor. Çünkü çocuklar bazen sadece annenin sözünü hiç dinlemezken babasının ya da dedesinin veya teyzesinin sözünü dinleyebiliyor. Onlara tesir etmek için ‘’acaba ben çocuğumla bu bağı tam kurabildim’’ diye bir düşünmekte fayda var. Kendini anlamadığını düşünen, hislerini paylaşamayan yani anne-baba ile bağ kuramayıp dolayısıyla ebeveynin tesir edemediği çocuklar söz dinlemez.
Dört yaşına kadar çocuklar fazlaca dürtüseldir, merak duygusu çok fazladır. Annenin yasakladığı veya tehlikeli olan şeyi bir an önce keşfetmek ister. Ve siz her ‘’ hayır, yapma, gitme, düşersin, dokunma’’ dedikçe bu çocuğu daha da fazla hırçınlaştırır. Çünkü onun temel ihtiyaçlarından olan öğrenme güdüsünü elinden almış oluyoruz. Bu yaş aralığında gerçekten tehlikeli olan şey için net bir şekilde uyarmak ve ortadan kaldırmak gerekir. Yani çocukların yaptığı her itiraz aslında söz dinlememek de değildir.
Yine söz dinletememenin ne büyük sebeplerinden bir tanesi de çok fazla uyarıda bulunmak çok fazla şey buyurmak. ‘’Ali odanı topla, Ali ödevine otur, Ali çıkma oraya düşersin, Ali kardeşini rahat bırak, Ali ver bana o tableti, Ali- Ali-Ali… Ali sizden o kadar çok uyarı aldı ki artık hangi birini yapacağını bilemiyor ya da aşırı buyurmalar çocuğu sıkmaya başladı. Kendinizden pay biçin; size defalarca anne diyen biri var, artık sadece birkaç tanesine dönüp cevap vermeye başlayacaksınız. Lütfen çocuklara çok fazla uyarıda bulunmayın. Hem sözünüzün bir kıymeti kalmayacak hem de ileri dönemde dikkat dağınıklığına sebebiyet verecektir.
Eğer çocuğun güveni sarsıldıysa çocuk söz dinlemez. Nasıl mı? ‘’ Şu ev temizliğini bitirelim, parka o zaman gidelim’’ diyen anne babanın verdiği sözü tutmaması. Ya da ‘’şimdi ver bu tableti yemekten sonra geri vereceğim’’ deyip vermemesi. Bazen de çocuğa çok kızdığımız bir an ‘’ver bakalım sen bana o topu, bundan sonra top oynamayacaksın’’ deyip ertesi gün ya unutup ya da kıyamayıp tekrar vermek. Çocuklara zaten sınırsız yasaklar koymak da yanlış bir tutumdur, en başından elinden topu alırken ‘’bugün sana top yok ‘’ demek daha inandırıcı olacaktır. Uygulayabileceğiniz sözler ve uyarılar verirseniz çocuğa tesir etmek daha kolay olacaktır.
Peki sizce çocuktan beklentiler de söz dinlemenin önüne geçiyor mudur? Eğer siz çocuğunuzdan her an oturmasını, özür dilemesini, hiç zıplamamasını, hep düzenli olmasını, ödevlerini eksiksiz yapmasını bekliyorsanız, çocuk bunlara en başından uymaya çalışsa da mükemmel olmayı başaramayacağı için bir süre sonra istekleriniz fazla gelecek ve yapmayacaktır. Bizlerin de mükemmel olmadığını unutmayalım.
Çocuğumuzun her davranışını eleştiriyor muyuz? Ortaya koyduğu her şeyi bizler gibi mi yapmasını bekliyoruz? Sürekli çocuğu düzeltme algısında mıyız? Çocukların söz dinlemesinin önüne geçen sebeplerden bir tanesi de çocuğun yaptıklarından memnun olmayıp sürekli düzeltmek ve eleştirmek oluyor. Lütfen bazen olduğu gibi kabul edip bazen de hatalarını görmezden gelelim.
Yapmasını istediğimiz bir şeyi ‘’ Ahmet odasını çok güzel topluyor teyzesi, Ahmet çok güzel konuşan bir çocuk biliyor musunuz?’’ deyip mesajı bu şekilde verdiğimiz zaman gerçekten de bir süre sonra çocuğun o yola girdiğini görüyoruz. Ağzımızdan ne çıkıyorsa çocuk o şekilde olacaktır unutmayalım.
Eğer ailede bir karar alınıyorsa veya bir kural belirleniyorsa mutlaka çocuğunuzu da dahil etmeyi unutmayın. Çocuklar fikir beyan ettiği kurallara uyma eğilimi gösterirler. Bunu seçenek sunma ile birleştirebilirsiniz, seçenek sunma yöntemi de işe yarayan yöntemlerdendir. ‘’ Anneciğim brokoli çok yararlı olduğu için artık onu da yemeye karar verdik, peki sen sade brokoli mi yemek istersin yoksa makarnalı brokoli mi?’’ şeklindeki tutumlar, sevdiği ve sevmediği şeyi bir arada ve seçenekli sunmak her zaman işe yaramıştır.
‘’Yemeğini yersen tablet vereceğim, ödevini yaparsan parka gideceğiz.’’ Bir de koşullu yaptıran daha doğrusu yaptırmak zorunda kalan ebeveynlerimiz oluyor. Sevgili anne-babalar biliyorum bu yöntem size çok kolay ve etkili geliyor. Fakat uzun vadede baktığımız zaman yani ileriki dönmelerde mevzu çıkılmaz bir hal alıyor. Her şeyi rüşvet ve karşılık ile yapmaya alıştırılan çocuk tatminsiz ve içten pazarlıkçı bir hale geliyor. Bir şeyleri yapması gerektiği için değil ödül için yapmaya başlıyor.
Keza ceza da yine aynı etkiye sahiptir. Bir şeyler yapması için verilen ödül ve cezalar anlık ‘’çözüm(!)’’ olup belli bir dönem sonra işlevini yitiriyor.
***
Bu ve bunun gibi aşamadığınız çocukluk dönemi problemleriniz varsa bizlerden danışmanlık alabilirsiniz. Mutlu günler.