Günümüzde pek çok kişi, kendini kolayca bir alanın uzmanı olarak tanıtıyor. Sosyal medyada birkaç tıklamayla ulaşılabilen bilgiler ise bazen sağlığınızı ciddi şekilde riske atabiliyor. Karbonhidratı tamamen hayatınızdan çıkarmanızı önerenler, sadece tek bir besinle kilo verdiren yöntemler sunanlar ya da mucizevi detoks tarifleri paylaşanlar… Peki, bu önerilerin arkasında gerçekten ne var? Çoğu zaman, bu iddiaların bilimsel hiçbir temeli bulunmuyor.
Sosyal medyada 1 günde 2 kilo verin başlıklı içerikler, tek tip çözümler sunarak herkese aynı formülü pazarlıyor. Üstelik bunu yapanların bazıları meslektaşlarım.
Yanlış Bilginin Bedeli Ağır Oluyor
Bu bilgi kirliliği toplumun geneli için risk teşkil ediyor. Yeme bozuklukları artıyor, gençler tek tip beden algısıyla mücadele ediyor, kronik hastalığı olanlar yanlış yönlendiriliyor. Peki, bu içerikleri paylaşanlar sorumluluk alıyor mu? Hayır. Çünkü onlar için önemli olan etkileşim, beğeni, takipçi sayısı ve maddi kazanç.
Ne Yapmalıyız?
Eleştirel düşünmeyi öğrenmeliyiz. Her gördüğümüz bilgiyi sorgulamalı, kaynağını araştırmalıyız. Sağlık okuryazarlığımızı geliştirmeliyiz. Her öneriyi uygulamadan önce gerçek bir uzmana danışmalıyız. Kısacası, çok şey bildiğini iddia eden kişilere değil, bilgiyi doğru şekilde kullanan, sürekli öğrenen ve bunu toplum yararına sunan ilgili akademik geçmişe sahip kişilere güvenmeliyiz.
Sağlık Profesyonellerine Düşen Görev
Bizler, doğru bilgiyi daha fazla yaymalıyız. Sosyal medyada aktif olmalı, bilimi halkın anlayacağı bir dille anlatmalıyız. Sessiz kalmak, yanlış bilginin yayılmasına izin vermek demektir.
Diyetisyen Mervan Dağ