Sağlıklı beslenmek konusu son yıllarda biraz daha günlük hayat konuşmalarına dahil edilsede, aslında eski ve yalın gerçeklerden biridir… Ne yersek oyuz… Neyi niçin yediğimizin farkındamıyız?
Danışanlarımla konuşurken hep söylerim; sağlıklı beslenme, bir listeye bağlı kalmak değil, vücudumuza gerçekten kulak vermektir. Vücudumun gereksinimleri neler? Bu soruya doğru cevaplar vermeye başladığımızda, zaten sağlıklı bir yaşama bir adım atmış oluyoruz.
Modern hayata adapte olalım derken sağlığımızdan oluyoruz. Günün ilk öğünü yerini sadece kahvelere, hamur işlerine vb., öğle yemeklerimizi fast food zincirlerinden yer olduk. Gün biterken de yorgun bedenimize ne gelirse onu koyar olduk. Fakat beden, bunu bir yere kadar tolere etmekte. Sonra alarm vermeye başlar. Yorgunluk, sindirim sorunları, uyku bozuklukları... Derken daha ciddi sorunlar hastalıklar.
Oysa değişimler minik adımlarla başlar. Güne bir yudum suyla başlamak bile bir adımdır. Bir öğünü atlamak değil, dengelemek. Renkli, çeşitli ve mevsiminde beslenmek… Bunlar kulağa sıradan gelebilir ama uzun vadede en büyük farkı yaratıyor.
Sağlıklı beslenmek demek her şeyi kusursuz yapmak değil. Kimse her gün tam kurallara uyarak yiyemez. Önemli olan, ipin ucunu kaçırınca kendimize kızmadan ve salı vermeden, yavaşça tekrar toparlanmak. Herkesin bedeninin gereksinimleri farklı, önemli olan bize iyi gelen dengeyi bulmak.
Bu yazıyı okuyan herkese bir diyetisyen olarak şunu demek isterim. Sağlık, market raflarından, pazardan geçer; mutfağımızda bir enerjiye dönüşür ve tabağımızda yeniden hayat bulur. Yediğimiz her lokma, bu zincirin bir halkasıdır...
Sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler dilerim.
Yorumlar
Kalan Karakter: