gelip
tam önümde durdu!
sonradan fark ettim sağ arka koltukta oturanın başkan olduğunu!
Atatürk caddesinde trafik tıkanmış, araçlar kornaya basıyor!
ben de durakta
otobüs bekliyorum!
***
başkan
cep telefonuna bakıyor!
ya mesaj yazıyor ya da gelen mesajlarını okuyor!
solunda
bir kişi daha var
ama
tanımıyorum!
***
yüzü
asık gibi geldi bana!
sanki
mecliste tartışmış
gibi bir hali vardı!
***
sanki
bir meclis üyesine
ağır sözler kullanmış da kendi kendine onun kritiğini yapıyor gibiydi!
***
trafik tıkanınca araç yaklaşık bir dakika kadar bekledi, o süre içerisinde başkan başını kaldırıp dışarı bile bakmadı
hatta yanındakine bile bir şey demedi
***
mecliste
ne zaman
nasıl bir tartışma yaşandı ve başkan bu tartışmadan nasıl bir ruh haliyle ayrıldı bilmiyorum ama iyi görünmüyordu!
***
aslında
başkan dediğin!
bir meclis üyesinin sözü karşısında sinirlenip böyle küplere binmemeli
***
tam
tersine
mecliste ne yaşanıyorsa ve nasıl bir suçlama yapılıyorsa onu başkan olgunluğunda ele almalı ve öyle cevap vermeli ki; makamı, üzerinde kimin oturduğunu görsün!
***
ve
öyle bir cevap vermeli ki
karşısında çeşitli suçlamalarda bulunan meclis üyesi, oturduğu yerde dersini alsın!
***
diyeceğim o ki
böyle bağırıp çağırarak mecliste başkanlık olmaz!
başkan dediğin söz söyledi mi karşısındaki titretmeli ama bağırarak değil, edebi bir dil kullanarak!
***
hatta
beyefendiliğini bırakmadan
öyle bir cevap vermeli ki, karşısındaki ‘eğer haksızsa’ bırakın salonu terk etmeyi yerin dibine girmeli!
***
hiç
unutmam, oradaydım!
uzun boylu, eski bir belediye başkanı mecliste üyelerle medenice tartışıyordu, o sırada bir işgüzar devreye girip bir şeyler söylemeye çalıştı!
***
başkan,
onu tek sözle susturdu!
‘ben başa vuruyorum, ses ayaktan çıkıyor’ dedi, hem de bağırıp çağırmadan sağa sola el kol hareketi yapmadan!
ve orada herkes
kendi payına düşeni aldı!
***
‘kuzuların sessizliği’
filminde en iyi erkek oyuncu oskarını alan anthony hopkins’in, o oyundaki toplam performansı kaç dakikaydı biliyor musunuz?
16 dakika!
***
demek ki
işini en iyi şekilde
yaptıktan sonra 16 dakikalık bir performans da oskar alabiliyor
***
öyleyse
bir belediye başkanı da
güzel bir söz, unutulmayacak bir hizmet, asil bir davranış, saygın bir duruş ve kararlı bir kişilikle hafızalarda yer edinebilir!
sanatçının 16 dakikada oskar alması gibi, o da duruşuyla, konuşmasıyla ve davranışlarıyla gönüllerde taht kurabilir!
bunun için
beş yıl çalışmasına gerek yok, mecliste yürekten konuşacağı bir 16 dakika yeter!
***
şahsen ben
bağırıp çağırarak,
el kol hareketleri yaparak ve çevreme hakaretler yağdırarak anılan bir belediye başkanı olmak istemezdim!
Yorumlar
Kalan Karakter: