‘yarin yanağından gayrı paylaşmak için her şeyi...’
eline diken değdiğinde canı yanan bir toplumdan, yüreğine mıh saplandığında bile mücadelesinden vazgeçmeyen bir börklüce mustafa çıkmış.
bugün, onun gibi devrimci bir ruh yaşatılamadığı için…
işçi, 50 liraya boyun eğiyor
emekli, 40 liraya sesini çıkarmıyor
köylü, ektiğinin karşılığını alamıyor
öğretmen, eşitsizliği haykıramıyor
bu yüzden, ‘itibar’ adı altında saltanat sürenler de gittikleri secdede saatine kılıf, parasına kutu arıyor
***
elbette saf niyeti ve temiz kalbiyle secdesinde o’nu arayanları ayırıyoruz bunlardan…
zaten ‘yarin yanağından gayrı paylaşmak için her şeyi...’ diyen börklüce mustafa da ayırmış.
evini, barkını, ekmeğini, sofrasını paylaşmış hiç ayrım yapmadan
yarin yanağından gayrı sermiş gönlünü, vermiş her şeyini hiç usanmadan
hatta dimitri baba’ya bile öğüt vermiş: ‘cehennemde dal odun yok, herkes ateşini buradan götürür’ diye.
bir ne not düşmüş dede sultan:
‘başka arayışları olan bir kalple bin yıl namaz kılsan boşuna’
***
avukat kemal derin, anadolu devriminin dede sultanını…
kalplerin ışığı börklüce mustafa’yı önce yaşamış, sonra yazmış.
hem de onun devrimi soluduğu toprakları, sakız’ı, karaburun’u, mimas’ı adım adım gezerek, o ruhun şahlandığı dağları dolaşıp, düşünerek!
ve ancak okuyunca anlarsınız…
‘yarin yanağından gayrı paylaşmak için her şeyi...’ ne demek!
***
bakın, kemal derin’in kitabında ne diyor dede sultan:
‘adem, bir manayı taşıyan kafestir. asıl olan kafesteki kuş misali vücutta taşıdığımız o manadır. o kafes, bir gün yorulup bu manayı taşıyamayacağı bir hale geldiğinde, can dediğimiz bu mana kafesten uçup gidecektir. bunun için her insan farkında olsa da olmasa da kafes içinde mühim bir cevheri taşıyan kervan gibidir. biz! yani adem nesli, farkında olmadan bu yükü taşırız. taşıdığı yükün farkına varan can, men arif sırrına ermiş demektir.’
***
ey insan!
taşıdığının farkında değilsen…
neylesin dede sultan!
Yorumlar
Kalan Karakter: