hafız’dan beşar’a kadar kırk yıldır esed ailesi tarafından tek partili düzenle yönetilen suriye’deki baskı ve şiddet iç savaşı doğurdu
1960’dan sonra uygulanan olağanüstü hal sırasında gerçekleşen tadmur cezaevi ve hama katliamlarının failleri yargı önüne çıkarılmadı
ardından muhalifler sürgüne zorlandı
2000’de baba esed’in ölümü ve oğul esed’in başa geçmesi bahar gibi algılansa da
2001’de reform talep eden milletvekilleri hapse atıldı
2005’te şam deklarasyonuna imza atanlar tutuklandı
bunların ardından ülkenin iki yakası bir araya gelmedi
babadan sonra oğlunda baskısıyla karşılaşanlar gösterilere yöneldi
rejim gösterilere şiddet kullandı
gösteriler isyana dönüştü
muhalif gruplar eline silahı alınca da canını kurtaran Türkiye sınırına dayandı
en uzun sınır komşumuzun, en uzun sinir komşumuz olacağını kim bilebilirdi
***
savaş bu
yaşlı, kadın ve çocuklara diyeceğimiz yok
elbette sığınacak bir yer arayacaklardı
ve elbette Yüce Türk Halkı, geçmişinde olduğu gibi hiçbir masumu yarı yolda ve çaresiz bırakmayacaktı ve öyle de oldu
***
tamam
yaşlı, kadın ve çocuklar geldi de
ya o genç erkeklere ne demeli
kendi vatanını savunmaktan aciz gençlere!
adana’ya gelip gasp, kapkaç, hırsızlık yapana kadar vatanın uğrunda savaşsaydın ya!
ardından ‘hırsız’ diyeceklerine, ‘delikanlı gibi çatıştı, vatanı için öldü’ deselerdi ya
senin ne işin var adana’da
git yurdunu savunsana
***
vatanın on parçaya bölünmüş
sen son model arabalarınla akdeniz ve ege sahillerinde deniz alemlerine katılıyorsun
adana ve mersin sahilleri suriyelilerden geçilmiyor
oradan gelen yoksullar da senin gibi varlıklı vatansızlar yüzünden cami önlerinde dileniyor
vatanı işgal edilirken ve halkı açlıktan adana sokaklarında dilenirken, deniz sahillerinde alem yapıp gününü gün edenlere lanet olsun
***
işte mardin
sınır komşun
akrabalık bağların var
gidip gelenin var
hiç mi mardin’i anlatmadılar sana
hiç mi mardin’e gelip, o yiğitlerin suyundan içmedin
hiç mi suriye’ye gelen mardinlilerle görüşmedin
***
suriye’deki gibi muhalif silahlı kuvvetler de değil, ingilizler ve fransızlar dayanmış mardin’e
dayanmış tarihi kartal kalesine
önce, ırak valisi nüel, şehri istemiş, ancak halkın bu duruma karşı durması sebebiyle terk edip gitmiş
sonra, fransızlar, ingiltere'nin işgal edemediği mardin'i almak için harekete geçmiş
güneyde suriye'yi işgal eden fransızlar, mardin'i de işgal etmek için nusaybin sınır kapısından harekete geçerek mardin ovasına kadar gelmiş
***
işte tam o sırada, yüce lider Atatürk'ün oluşturduğu Kuva-i Milliye harekâtı, mardin’in kurtuluşunu politik zekâsıyla kan dökmeden ve acı günler yaşamadan elde etmiş.
***
şehrin ileri gelenleri düşmandan korunmak için dahice bir plan hazırlamış
düşmanı korkutmak için bir gecede şehirde ne kadar soba borusu varsa toplayıp kalenin etrafında dizerek soba borularının üstünü çadırla kaplamışlar
sabah şehri işgal etmek için harekete geçen fransız ordusu, kalenin etrafında gördüğü soba borularını top namluları zannedince işgali durdurmuş
***
ben cumaya yetişemedim!
ama emeviye camiinin suyundan içtim
şam tatlısını şam’da yedim
halep, hama, humus gezerken, soba borusu görmedim
boruyu görsem ne!
onu düşmana karşı akıllıca kullanıp…
vatanın kurtulması için canını feda edecek yiğitler olmadıktan sonra!
Yorumlar
Kalan Karakter: