daha
darbe olmamıştı!
askeri arabaların önündeki gmc logosu da cemse diye okunmuyordu o zamanlar!
yani postallar kışladan çıkmamıştı henüz
***
arkadaşım ayhan
teşrifatçıydı sinemada!
seyircinin yoğun olmadığı zamanlarda ‘yetkisini’ kullanırdı
aradan geçirdiği bir iki arkadaşını götürüp boş tahta sandalyelere oturturdu!
bazen gazoz ısmarladığı da olurdu
gönlü bol çocuktu
***
o zamanlar
yazlık sinemalarda farklı bir kültür yaşanırdı!
tek ya da iki kişi gelenler öndeki tahta sandalyelerde, ailece gelenler ise arkadaki tahta masalarda otururdu
***
bütün mahalle toplanırdı
sinema aralarında öyle bir toplumsal kaynaşma ve dayanışma sağlanırdı ki, filmin ikinci bölümünün nasıl başladığını anlayamazdınız
vakit çabuk geçerdi
arkadaşlıklar ve dostluklar çok koyu yaşanırdı o yıllarda
***
havaların ısınmasıyla
yani mayıs eylül arası
yazlık sinemalar dolardı!
televizyon çıkınca sinemaların beyaz duvarları da yavaş yavaş karardı
***
şimdi
çocuğun elinde tablet
baba ile annede cep telefonu!
aynı evde adeta birbirinden habersiz yaşayan insanlar olduk!
misafir gelen ev sayısı iki elin parmağını geçmez desek abartmış olmayız!
***
zaten
büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öptüğümüz bayram günlerini çoktan tatil ilan ettik!
kimse
kimseyi göremez oldu!
***
büyükşehir
belediyesi başta olmak üzere diğer belediyeler de yazlık sinema kültürünün yaşatılması yönünde ciddi adımlar atmalı!
belki seyyar sinemalar kurularak mahalle mahalle dolaştırılmalı ve halka yeniden dostluk, kardeşlik, dayanışma ve kaynaşma duyguları aşılanmalı
halk bir araya getirilmeli
***
çünkü
toplum öyle bir hale getirildi ki ya düğünlerde ya da cenazelerde birbirimize ancak görebiliyoruz!
o da gidersek
çoğu zaman yerimizden kalkıp gitmiyoruz bile!
***
eğer
adana genelinde yazlık sinema kültürünü yaygınlaştırmayı başarabilirsek!
yani seyyar araçlarla yapılacak sinema günlerinde mahalle halkını bir araya getirebilirsek, bu güç toplumsal huzuru ve dayanışmayı da inanın beraberinde getirecektir!
kemal sunal’ın bir gülüşü bile o günkü stresimizi alıp götürecektir!
***
diyeceğim o ki
provokatörlerin
halkları ayrıştırmak için ellerinden gelen gayreti gösterdikleri yerlerde, insanların ailece gittikleri yazlık sinemalar halkı kaynaştıran panzehir gibidir!
bir tahta sandalye
bir avuç leblebi
bir beyaz gazoz
koca mahalleyi buluşturur!
Yorumlar
Kalan Karakter: