cebinden
eski bir çakmakla
üç lira döküldü
yere düşerken!
ağlıyordu kadın
***
sinirden yumruklarını
öyle bir sıkmıştı ki
açmak ne mümkün!
çırpınıyordu!
112’yi çağırıp, ‘acele gel’ dediler; adnan kahveci bulvarından beyazevler mahallesine dönülen köşeye!
***
çocuğunu pusetle
gezdiren bir anne
bebeğinin yastığını verdi, kadın başını asfalta vurmasın diye!
***
köşedeki
taksi şoförü
ellerini tuttu kadının!
diğer bir esnaf
sinirden bükülen dizlerini açmak için ayaklarından çekti geriye!
***
derken
kısa sürede geldi
sağlık müdürlüğünden
01 DMA 20 plakalı cankurtaran ve içinden iki genç sağlık teknisyeni indi!
geçmişte de birkaç kez sinir krizi geçirmiş, yine aynı sağlık ekibi müdahale etmiş, bu yüzden daha önceden tanıyorlarmış onu!
hemen sedyeye koyup
taşıdılar cankurtarana!
***
ilk önce
araçta müdahale ettiler!
10 dakika kadar bekleyip sakinleştiğini görünce, evini aradılar, sonra götürüp yalçınpark’ın köşesinde oturan yaşlı annesine bıraktılar!
yaşlı kadın, kızını kolundan tutup parka götürdü, mahalle sakinleri sinir krizi geçiren genç kadınla yakından ilgilendiler!
***
bakmayın siz!
kanmayın
‘insanlık öldü’ diyenlere!
biz nerede bir yaralı kuş görsek, tutup kanadını sararız!
geçip gitmeyiz, yerde kıvranan bir insanın yanından, hemen 112’yi ararız!
çağırıldıkları yere kendi canlarından bir parçaymış gibi koşar; o cankurtaranlarda çalışan şoförler, sağlık teknisyenleri ve doktorlarımız!
***
eskiler bilir
gaz ocağında tek bir yemek pişirilirdi!
ama
akşam olduğunda sofrada beş çeşit yemek yenirdi!
çünkü
aynı sokakta oturanlar, mutfağında o akşam ne pişirdiyse, bir tabak da komşusuna verirdi!
***
şimdi
sevginin, şefkatin
dostluğun, kardeşliğin
ve dayanışmanın daha çok arandığı, hatta can cana kenetlenmeye ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz!
din, dil, ırk, renk, siyasi görüş ve düşünce ayrılığına düşmeden birbirimize bayram sevinciyle sarılmamız gereken günlerden…
***
yaşadığı
sinir krizinden dolayı
kaldırımda düşen bir kadına, taksi şoförüyle, esnafıyla, yoldan geçen annesiyle, cankurtaranıyla, sağlıkçısıyla, parktaki bekçisiyle, komşusuyla nasıl sahip çıktıysak öyle!
***
sofrasında
bir kap yemeği olana,
komşuluk hakkına sığınıp götürdüğümüz tabak tabak yemeklerle o akşam yuvasında nasıl mutlu bir an yaşattıysak öyle!
***
birinin sizi
uyarmasını beklemeden!
sevginizi, saygınızı, dostluğunuzu, kardeşliğinizi gösterin herkese, kenetlenin!
şimdi tam zamanı
ne duruyorsunuz
haydi öyleyse!
Yorumlar
Kalan Karakter: