100.YILIMIZDA 23 NİSAN
Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal
ATATÜRK’ümüzün; yalnızca, Cennet Vatan ülkemiz TÜRKİYE’mizin değil, Dünya
Çocuklarına tümüne armağan ettiği “23 Nisan Ulusal ve Egemenlik Çocuk
Bayramımız” ın bugün 100 üncü yıldönümü. Ne mutlu bu ulusun evladı olarak
önelcikle bize sonra dünya ulusunun çocuklarına. Büyük Atamızın bu anlamlı ve
önemli armağanı ve bayramımız nedeniyle başta Gazi ATATÜRK olmak üzere tüm
değerlerimize en kalbi duygularımızla rahmet ve dualar gönderiyoruz. Bayramımız
kutlu ve mutlu olsun.
BAYRAMIMIZIN ÖNEMİ VE 23 NİSAN TARİHİNİN ANLAMI
Ulusça ayrımsız Türk milletimizin hür iradesini temsili olan İlk Büyük Millet
Meclisimizin uran-ı Kerim okunarak açıldığı ve Türk ulusumuzun egemenliğinin
tüm dünyaya ilân ettiği tarihtin adıdır bundan tam bir asır önce yani 100 yıl önce 23
NİSAN 1920. Daha sonra ise; Gazi ATATÜRK, 23 Nisan 1924'te '23 Nisan' gününü
BAYRAM olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra da yani tarihler
23 Nisan 1929 u gösterdiğinde ATATÜRK bu ANLAMLI bayramı yazımızın
girişinde de belirttiğimiz üzere; biz çocuklara armağan etmiş ve 23 Nisan 1929 da ilk
kez Çocuk Bayramı olarak da ülkemizde kutlanmaya başlanmıştır.
1979 YILI İTİBARIYLA DA DÜNYA İLE 23 NİSAN BAYRAMIMIZI KUTLUYORUZ
Ve aradan geçen yarım asırdan sonrada 1979 yılında, yine ilk olarak 6 ülkenin
iştirakiyle uluslararasına taşıdığımız bu anlam ve önem arz eden millî bayramımıza,
ortalama olarak her sene 40 dolayında ülkeden gelen ve Türk çocuklarının evinde
misafiri olan yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünya’da çocuklarına bayram
hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke TÜRKİYE’dir.
HER TÜRK YURTTAŞININ BİLMESİ GEREKEN EGEMENLİĞİN AYRICALIKLARI
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet
yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir.
Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve
mevcudiyetidir.” Anayasamızın “Egemenlik” başlıklı 6. maddesi aynen şöyle
demektedir: “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini,
Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa
bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet
yetkisi kullanamaz.”Toplumda hiçbir kimse, hiçbir zümre, hiçbir sınıf ya da gurup,
doğrudan üstün emretme gücüne sahip olamaz. Toplumda üstün emretme
gücünün tek kaynağı ve tek sahibi milletin kendisidir.
Millî Egemenliğin en kısa tanımı şudur; “Egemenliğin tek meşru kaynağı ve sahibi
Millettir.” Millet iradesi, fertlerin iradelerinin bir araya gelmesinden ve
kaynaşmasından oluşmaktadır. Millî egemenlik, milletin bölünmez iradesini temsil
eder. ATATÜRK, “Türküm” diyen her insanın vatan toprakları üstünde ayrıcalıksız
ve kaynaşmış bir Türk ulusunu temsil ettiğini özellikle vurgulamıştır. “Egemenlik
Kayıtsız Şartsız Ulusun Olacaktır” ilkesi doğrultusunda hiç bir güç, hiç bir iç ve dış
kuvvet bu hakkı ulusun elinden alamaz. Ulusumuz, en kutsal varlığı olan
bağımsızlığını gerektiğinde canı pahasına korumuştur ve her zaman da koruyacaktır.