17 yaşlarındaki O.K. ile D.K., ailelerinin de onayını alarak 3 Ağustos'ta resmi nikah kıyıp evlendi. Nikah sonrası 3 gün 3 gece olmak üzere yapılmasına karar verilen düğün için damadın memleketi Balıkesir'in Susurluk ilçesinde hazırlıklara başladılar. Bu süreç zarfından damat tarafı kız tarafına 250 bin lira başlık parası verdi. Aileler, 19 Ekim'de Susurluk'ta bir araya geled,. Burada, iddiaya göre kız tarafının düğünün 2'nci günü kız tarafı, takı töreninin ardından bir yakınlarının öldüğünü söyleyerek Konya'ya dönmek istedi. Kız tarafının aceleci tavırlarından şüphelenen erkek tarafı, gelinin üzerindeki takıları bırakıp Konya'ya gitmesini istedi. Bunun üzerine iki taraf arasında arbede çıktı. Damadın ailesi, düğünde takılan altınların bir kısmını geri alırken, bir kısmı da gelinin üstünde kaldı. Bunun üzerine düğünü terk eden gelin ve ailesi Susurluk'taki yakınlarının yanına gitti. Gelin D.K.,1 gün sonra eşi O.K.'ye dönerek, ailesinin daha önce de kendisini başkalarıyla evlendirmek isteyerek dolandırdığını söyleyip, şikayetçi olacağını anlattı.
Emniyette ifadesini değiştirdi
Gelinin söylemleri üzerine damadın ailesi D.K.'yı alarak Susurluk İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gitti. Burada ise olaylar daha da ilginçleşerek gelin D.K., eşi ve eşinin ailesinden şikayetçi olduğunu söyledi. Emniyetteki ifadesinin ardından D.K. ailesiyle birlikte Konya'ya döndü.
''Beni kaçır, sen erkek değil misin?''
Damat O.K ve ailesi de kız tarafından 'yağma' iddiasıyla şikayetçi olduklarını söyleyerek, düğün gününe kadar her şeyin normal olduğunu, kız tarafının niyetini düğünün 2'nci günü anladıklarını söyleyerek, "Kızın babası, bizden 500 bin lira başlık parası istedi. Karşı tarafın ailesine, o parayı veremeyeceğimizi söyledik ve kız bana 'Beni kaçır, sen erkek değil misin?' dedi. Bunların amacı; başlık parasını çoğaltmakmış. Kızın babası bizim bu parayı veremeyeceğimizi anlayınca, babamı aradı ve 'Ben mi senin oğlunu istemeye geleyim yoksa sen mi benim kızımı istemeye geleceksin?' dedi. Başlık parası 250 bin lira sununca aileler anlaştı. Düğünün ilk günü her şey çok güzeldi ama 2'nci günü, bize Konya'ya döneceklerini ve babaannesinin öldüğünü söyleyince kuşkulandım. Düğün anında kızın annesi kızının yanından hiç ayrılmadı ve onun aklını karıştırdı. Düğünün 2'nci günü kızı alıp, ziynet eşyalarıyla döndüler" dedi.
''Beni hayattan soğuttular''
Düğün yarıda kalırken, düğünün 3'ncü gününde, eşinin geldiğini ve ailesinden şikayetçi olacağını söyleyen O.K., "Kız evine döndükten sonra beni aradı ve ailesinin kendisine hep bunu yaptırdığını, bu durumdan kurtulmak, ailesinden şikayetçi olmak istediğini söyledi ve yanımıza geldi. Birlikte polise gittik. Kız polise verdiği ifadede bizi suçladı. Beraber motora binmiştik, ayağı yandı. Bizim adetlerimizde kına gecesi gelini havaya atmak vardır. Onu havaya atarken kafasını tahtaya çarptı, gözü şişti. Saçlarında boncuk silikon vardı, onları yolmuş ve bunların hepsini ben yapmışım gibi gösterdi. Kendisini darbettiğimizi iddia etti. Polise, ailemin onu silahla tehdit ettiğini ve darbettiğini söyledi. Çok mağdur olduk. Gururumla oynadılar. Yüzümüze güldüler ama canımıza kıydılar. Hayattan soğudum. Evlenmeyi düşünmüyorum. Beni hayattan soğuttular, içimdeki yaşam sevincini sömürdüler" diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: