MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir, Türkiye’nin tarımsal alanlarını hızla kaybettiğini belirterek, Çukurova Bölgesi ve Adana’nın da bu kayıptan büyük oranda etkilendiğini söyledi.
1990 yılında 27 milyon 856 bin hektar olan toplam tarım alanı, yüzde 14 oranında azalarak, 2016`da 23,9 milyon hektar’a düştüğünü açıklayan Karademir, “Buna karşın nüfusumuz 56,4 milyondan 78.6 milyona yükselerek yüzde 39 oranında artmıştır. Artan nüfusun beslenmesi için tek kaynağımız tarım topraklarımızdır. Nüfusumuz hızla artarken tarım alanlarımız daralmaktadır.” dedi
Semih Karademir, “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Faruk Çelik her fırsatta, ekilmeyen arazi kalmayacağını, boş arazilerin kiralanmak suretiyle üretime kazandırılacağını belirtmesine karşın, Bilim-Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı, Üretim Reformu Paketi Kanun Tasarısı Taslağı’nda tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına yol açacak düzenlemelere yer verilmektedir.” diye konuştu
TARIM ALANLARI AMAÇ
DIŞI KULLANILIYOR
Aradan geçen 27 yılda, yaklaşık 4 milyon hektar tarım alanının çeşitli nedenlerle tarımsal üretimin dışına çıkarıldığını vurgulayan Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir, “Bunun yanı sıra kurak ve yarı kurak bölgelerimizde halen 4.0 milyon hektar tarım arazisi nadasa bırakılmaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye’nin tarım alanlarını korumak için, 184 ovayı sit alanı ilan ederken, Üretim Reform Paketi Tasarı Taslağı’nda tarım alanlarının amaç dışı kullanıma izin veren yeni düzenlemeler getirilmektedir.” şeklinde konuştu
ZEYTİN ALANLARIYLA İLGİLİ
YENİ DÜZENLEME YAPILIYOR
Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir, şu açıklamalarda bulundu: “Taslak Tasarı’da, 3 Temmuz 2005 tarihli Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na eklenen geçici maddeye göre; ‘11 Ekim 2004 tarihinden önce, gerekli izinler alınmadan, tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış bulunan arazilerin istenilen amaçla kullanımı için, bu kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde Bakanlığa başvurulması, hazırlanacak toprak koruma projesine uyulması ve tarım dışı kullanılan tarım arazilerinin her metre karesi için 8 Türk Lirası ödenmesi şartıyla izin verilir. Bu tutar, Maliye Bakanlığı’nca belirlenecek yeniden değerlendirme oranına göre artırılır. Tarım arazisi vasfından çıkarılan araziler, ilgili kuruluşlarca başvuru sahibinin isteği doğrultusunda vasfını değiştirir’ deniliyor.
Taslakta daha önce de gündeme gelen, ancak tepkiyle karşılanan zeytin alanlarıyla ilgili de yeniden düzenleme yapılıyor. Düzenlemeyle Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20’nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları değiştirilirken, ikinci fıkrada yer alan ‘zeytinlik alanları daraltılamaz’ hükmü yürürlükten kaldırılıyor. Yeni düzenlenmede; ‘zeytinlik sahaları içinde zeytinyağı fabrikası hariç, zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak tesis yapılamaz ve işletilemez’ denilirken, eski düzenlemede, bu madde kapsamında 3 kilometre mesafesinin yanı sıra ‘kimyevî atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez’ ifadeleri ile ‘Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan onay alınır’ ibareleri çıkarılıyor.”
TARIM POLİTİKALARI ÇİFTÇİYİ
GÖÇ ETMEYE ZORLUYOR
Türkiye’de uygulanan yanlış tarım politikalarının çiftçiyi göç etmeye zorladığını anlatan Semih Karademir, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre tarım arazilerimizin mevzuat çerçevesinde korunmaya başladığı 1989 yılından 2015 yılı sonuna kadar tarım alanlarımızın amaç dışı kullanılmasını talep eden yaklaşık 115 bin başvuru olduğu bilinmektedir. Bunlardan 1.7 milyon hektar alan için izin verilmezken, 2.6 milyon hektar tarım arazisinin amaç dışı kullanımına izin verilmiştir. Tarım arazilerimizin tek sorunu amaç dışı kullanımlar değildir. Bunun yanı sıra uygulanan tarım politikaları çiftçiyi göç etmeye zorlamıştır. Bakanlığın verilerine göre son 15 yılda çiftçinin üretmekten vazgeçtiği tarım arazisi miktarı 2.6 milyon hektara ulaşmıştır.” dedi
AMAÇ DIŞI KULLANIM ÖNLENMELİ
‘Milli Tarım’ ifadesini kullananların, mutlaka tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını da önlemeleri gerektiğini anımsatan Karademir, “Artan nüfusu besleyecek tek alternatif olan tarım arazilerine sahip çıkmayan, onları korumayan, tarım arazisi üzerinde beton dökeni cezalandırıp araziyi tekrar eski vasfına döndürmek amacı taşımayan hiçbir faaliyetin ‘milli‘ kelimesi ile bağdaştırılması söz konusu değildir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ‘Milli Tarım’ söylemi ile Bilim-Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı, Üretim Reformu Paketi Kanun Tasarısı Taslağı’nda yer verilen hususlar birbiriyle çelişmektedir.” ifadesini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: