'Adanalıların mücadelesi eşsiz bir direniş hikayesidir'
Kadın ve insan hakları savunucu Av.Türktekin, Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 100.yılı nedeniyle yayınladığı mesajda, “Bu şanlı tarihin yazılmasında Adana’mız hem Ulu Önderimize hem de Ulusumuza ilham vermiştir” dedi
Yayınlanma :
05.01.2022 08:45
Güncelleme :
05.01.2022 11:03


Kadın ve insan hakları savunucu Av.Türktekin, Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 100.yılı nedeniyle yayınladığı mesajda, “Bu şanlı tarihin yazılmasında Adana’mız hem Ulu Önderimize hem de Ulusumuza ilham vermiştir” dedi
‘Adanalıların mücadelesi eşsiz bir direniş hikayesidir’
ADANA(GÜNAYDIN)- Türk Kadınlar Konseyi Derneği (TKKD) Adana Şubesi ve Akdeniz Bölge Başkanı Av. Meryem Türktekin, Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yılı nedeniyle kutlama mesajı yayınladı. Av.Türktekin, “Adanalıların kadın-erkek omuz omuza vererek göstermiş olduğu bu eşsiz direniş ve olağanüstü kahramanlık mücadelesi, kurtuluş savaşında tüm ulusumuza cesaret ve umut olmuştur. ‘Adanalıyık, Allahın adamıyık’ sözü, öyle sanıldığı gibi anlamsız bir övünme cümlesi değildir. O bir hissediş meselesidir, haksızlık ve adaletsizliği algılayış şeklidir” dedi.
Kadın ve insan hakları savunucusu Av. Meryem Türktekin mesajında şu ifadelere yer verdi;
“Milletimizin eşsiz zaferlerle ve destanlarla dolu şanlı tarihi her daim onurumuz olmuştur. Bu anlamda en büyük gururumuz ise, bu şanlı tarihin yazılmasında Adana’mızın hem Ulu Önderimize hem de Ulusumuza ilham vermiş olmasıdır.
Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, kurtuluş mücadelesi kararını 1918’de Adana’da aldığını, 15 Mart 1923 tarihindeki ziyaretinde Türk Ocağı’nda yaptığı bir konuşmada, “Bende bu vakayin ilk his-i teşebbüsü, bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur” sözleriyle ifade etmiştir.
Ata’mız 31 Ekim 1918’deki ziyaretinde 11 gün Adana da kalmış, toplumu inceleyerek durumu Genel Kurmay Başkanlığı’na bildirmiştir. Gönderdiği telgraflarda da, hem mevcut durumu hem de ileriye dönük düşünce ve uyarılarını bildirmiş, işgal teşebbüsünde bulunulursa İskenderun’a asker çıkararak işgal kuvvetlerine ateş açılacağını hükümete ve başbakana telgrafla iletmiş ve kendine bağlı kumandanlara da bu yönde bir emir vermiştir.
Mustafa Kemal Paşa’nın Adana’dan verdiği bu ilk emir, Türk Kurtuluş Savaşı’nın ilk emridir.
Ancak Adana’dan İstanbul’a gönderilen telgrafların İstanbul hükümeti üzerinde hiçbir olumlu etkisi olmadığı gibi, kısa bir süre sonra Yıldırım Orduları Grubu ve 7. Ordu Karargâhı lağvedilmiş ve Mustafa Kemal Pasa İstanbul’a çağrılmıştır.
Adanalılar, bu durumu ve İstanbul Hükümetinin Adana ve dolaylarının boşaltılmasını zorunlu kılan 23 Kasım 1918 tarihli kararını, büyük bir tepki ile karşılamışlar ve dönemin İçişleri Bakanına bunu protesto ettiklerini bildiren bir telgraf yollamışlardır.
Kısa bir süre sonra işgal kuvvetleri Mersin Limanından Çukurova’ya girmiş, tüm kilit noktaları kontrol altına almış ve Adana’yı işgal etmişlerdir. Bunun üzerine Adanalılar, silah, teçhizat ve donanım olarak kendilerinden kat kat üstün durumda olmasına rağmen, korkmamış ve kadın- erkek, Adana ve dolaylarını boşaltmayı reddederek düşman kuvvetlerine karşı bir direniş başlatmışlardır.
Fransızlar, getirdikleri Ermenilerle birlikte Türk halkının soykırımı yoluna gitmiş, 1918-1919 yıllarında Adana’da tam bir terör ve cinayet dönemi yaşanmıştır. Bunlar arasında Abdiağa çiftliği olayları, şehir içi cinayetleri, Taşköprü’de Türklerin çarmıha gerilişi ve kırbaçlanarak işkence yapılması gibi insanlık dışı olaylar vardır.
Bu olaylar üzerine Adanalılar ve civar yöredeki Türkler örgütlenerek ‘Kilikya Milli Kuvvetler Teşkilatı’nı oluşturmuşlar ve Çukurova’yı bölgelere ayırarak her bölgeye milis kuvvetleri ve komutanı atamışlardır. Daha sonrasında tüm yöre, bu milli direnme ve mücadele teşkilatının denetimi altına girmiştir.
Bu milli kuvvetler, Şubat 1920’den itibaren düşmana karşı zaferler kazanmaya başlamış ve her zafer daha güçlü bir örgütlenme ve daha yüksek bir moral motivasyon sağlamıştır. 27 Mayıs 1920’de Gülekli Hatice’nin kılavuzluk yapıyormuş gibi davranıp, Fransız askerlerini ‘Karboğazı’nda pusuya düşürmesiyle de, Fransız orduları komutanını esir almışlar ve ele geçirdikleri cephanelerle savaşın seyrini değiştirmişlerdir.
Tarihe ‘Karboğazı Baskını’ olarak geçen ve Çukurova’nın kurtuluşunda önemli bir dönüm noktası olan bu olay, Kuvay-ı Milliye’nin ilk siyasi zaferidir. Fransızlarla yapılan Ankara Anlaşması'nın temelini oluşturduğu için de çok önemlidir.
Adana ve Çukurova halkı, Adananın kurtuluşundan sonra da milli kuvvetlere katılarak yurdun diğer cephelerinde çarpışmışlar, vatanımızın kurtuluş mücadelesinde sonuna kadar yer almışlardır.
Adanalıların kadın-erkek omuz omuza vererek göstermiş olduğu bu eşsiz direniş ve olağanüstü kahramanlık mücadelesi, kurtuluş savaşında tüm ulusumuza cesaret ve umut olmuştur.
Ulusumuzun kurtuluş mücadelesi sonraki yıllarda dünyada esaret altında yaşayan tüm uluslara da ilham kaynağı olmuştur.
Bu nedenle Adanalıların mücadelesi, geçmişte olduğu gibi, günümüzde de, gelecekte de esaret altında yaşayan tüm halklara ilham kaynağı olmaya devam edecek eşsiz bir direniş hikayesidir.
Adanalıların haksızlık ve adaletsizlik karşısındaki duruşu günümüzde de değişmemiştir. Bilakis, genetik miras yoluyla artarak devam etmektedir.
Bu nedenle, gururla söylenen o ‘Adanalıyık, Allahın adamıyık’ sözü, öyle sanıldığı gibi anlamsız bir övünme cümlesi değildir. O bir hissediş meselesidir, haksızlık ve adaletsizliği algılayış şeklidir. Adana halkının, kadına şiddete karşı yürüttüğümüz mücadeleye verdiği büyük destek de bunun açık bir göstergesidir.
Bu nedenle kadınların insan haklarının korunması için şiddetsiz bir toplum inşasında da Adanalıların ulusumuza ve tüm dünyaya ilham olabileceğine gönülden inanıyorum.
Bu arzu ve düşüncelerle, 5 Ocak 1922 tarihini tam bir asır önce, tarihe altın harflerle yazdırmış olan; Tufan Paşa’yı, Saim Bey’i, Gülekli Klavuz Hatice’yi, Ahmet Bey’i, Kasım Hoca’yı, Ulvi Bey’i, Tayyar Rahmiye Hatun’u, Sabit Efendi’yi, Mehmet Efendi’yi, Gizik Duran’ı, Ramazanoğlu Suphi Paşa’yı, Molla Nasrullah’ı, Kara Fatma’yı, Sinan Tekelioğlu’nu, Cemil Nardalı’nı, Ahmet Remzi Yüreğir’i, İbo Osman’ı ve Adana kurtuluş mücadelesinde yer almış olan tüm adsız kahramanları saygıyla anıyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, bu topraklar uğruna can vermiş olan kadın-erkek tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, şükranla ve minnetle yad ederek, Adanalı hemşehrilerimin ‘Kurtuluş Günü’nü en içten duygularımla kutluyorum.”
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: