MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Dönmez, ahlaklı bir insanın bütün varlığı emanet olarak kabul ettiğini belirterek, “Emanet, güvenirliği gerektirir. Eminlik esastır. Emanete hıyanet, en büyük ahlaksızlıktır. Emaneti veren Tanrı’dır. Emanet edilense bugün yüksek değerleri haiz insan kavramına eşdeğer olan Türk evladıdır. Ben hem bana hem de sana emanetim. Kendimden sorumluyum. Senden sorumluyum. Cihandan sorumluyum. Türk cihan hâkimiyeti mefkûresi, emanetin korunması ve hakkın teslimidir” dedi
Ahlaklı insanın, hak talep eden değil, hakkı teslim eden olduğunu vurgulayan Süleyman Dönmez, “Hak talebi, zulmün, eşitsizliğin, adaletsizliğin; dolayısıyla haksızlığın kol gezdiği bir ortamda açığa çıkar. Oysa Türk hakkın teminatıdır. Hak edene hakkını eliyle teslim edendir ahlaklı Türk. Hakkın teslimi, doğruluğu, dürüstlüğü, güvenirliği, edebi ve nezaketi gerektirir” diye konuştu
Prof. Dr. Süleyman Dönmez, “Ahlaklığın ölçüsü, nasıl olduğunu söylemen değil, nasıl göründüğündür. ‘Ben şöyleyim, böyleyim ya da söylenildiği gibi değilim’ savunmaları geçerli değildir. İçi-dışı bir olan ahlaklı Türk’ün kim olduğu, nasıl bilindiği önemlidir. Eğer hakkımızda olumsuz söylemler, iftiralar, karalamalar varsa, öncelikli olarak kendini gözden geçirmelidir. Börkünü önüne koyup düşünmeli söylenenleri kulak ardı etmemelidir. Yanlışlar varsa, onları düzeltmekten korkmamalıdır. Ahlaklı Türk, yanlıştan dönme cesaretine sahip olandır. Aynı yanlışa ikinci defa düşmeyendir. Bilmelidir ki, ateşin olmadığı yerden duman çıkmaz. Yine bilmelidir ki, atılan her çamur iz bırakmaz. Ahlaklı insan, leke tutmayan kumaştır” şeklinde konuştu
Ahlaklı insanın dostuna sadık olduğunu dile getiren Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Dönmez, “Her koyunun kendi bacağından asıldığını bilir. Ama kendi bacağından asılmanın ‘Benim kimseye zararım yok, kendim ediyorum kendim buluyorum’ anlamına gelmediğini bilir. Yapıp ettiklerini emanet çerçevesinde düşünür. Uyarıcıdır. Uyarısı öncelikle Nasreddin Hocacadır. Anlayanadır. Türk, sabırlıdır. Bardak taşmadan sabrını taşırmaz. Fevri değildir. Us’ludur. Türkün tarihte ahlak timsali bir ulus olduğunun pek çok yazılı belgesi vardır. Büyük önyargılara sahip olmalarına rağmen, pek çok batılı araştırmacı bunu konuda hem fikirdir. İlginç bir şekilde benzer şeyler yazmaktadırlar. Bugün bir buhran yaşamaktadır Türk evladı. Geçmişini doğru okuyup, bugünü yeniden kurmalı, kendine düşeni yine kalleşçe değil Türkçe yerine getirmelidir” ifadesini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: