RÖPORTAJ: MEHMET ŞAHİN
Çetin Bey, gazeteciliğe nasıl başladınız? Mesleki kariyerinizi ana hatlarıyla anlatabilir misiniz?"
Memleketim Ordu’nun Kumru ilçesindeki bir yerel gazetede mesleğe ilk adımımı attım. Yazım dünyasına ilgim nedeniyle üniversitede gazetecilik bölümü nü tercih ettim. Konya’da birinci sınıftan itibaren önce Milli Gazete’de çalışım; daha sonra Merhaba gazetesinde 16 yıl yazı işleri müdürlüğü görevini üstlendim. Merhaba, bir okul niteliğindeydi. O dönem yoğun bir çalışma temposu içerisindeydik. Mesleki hayatım boyunca 200’den fazla röportaj yaptım, çok sayıda ödüle layık görüldüm. Bu söyleşiler bana yeni ufuklar açtı ve ciddi bir kültürel birikim oluşturdu. Çeşitli panel ve toplantılarda gazetecilik, yerel basın ve sorunları üzerine sunumlar gerçekleştirdim.
Gazetecilik ve Edebiyat İç İçedir: Edebiyat ile gazetecilik arasında geçişkenlik vardır. Basın tarihimizdeki ilk gazeteci İbrahim Şinasi, edebiyatçıdır. Lise yıllarında elimde amatör fotoğraf makinesi ile çekimler yapıyordum. Gazetecilik, yazı ve fotoğrafın birbirini tamamladığı bir alandır. Gazeteciliğin toplumu etkileme, değiştirme ve yararlı bir şeyler sunabilme gücü beni hep etkilemiştir. Bu mesleği her zaman söyleyecek sözü ve idealleri olan insanların uğraşı olarak gördüm. Kısacası gazetecilik idealist insanların işidir. Tüm bu ilgi noktaları beni mesleğe yönlendirdi ve işimi sürekli severek yaptım.
BASININ SORUNLARI ÇOK BOYUTLUDUR
Günümüzde yapay zekâ, 5G, gelişmiş internet altyapıları ile drone ve robot kameralar iletişim ve medya alanında sıklıkla kullanılıyor. Bu yenilikler gazeteciliği nasıl etkiliyor?
Dijitalleşme Medya Sektörünü Dönüştürüyor: Hepimizin net bir şekilde gördüğü bir tablo var. Dijitalleşme medya sektörünü derinden etkiliyor. Bundan 13 yıl önce, “gazetecilik biçim değiştiriyor” diyerek, meslektaşlarımın dikkatini çekmiştim. Şimdi hep birlikte içerikten ziyade görüntüye dayalı anlık haberlerin öne çıktığı bir süreci yaşıyoruz. Yeni teknolojiler ve sosyal medya olgusu, yaygın basın gibi yerel gazeteciliği de dönüştürüyor. Artık yerel basında da dijital alanı ve sosyal medyayı etkin şekilde kullanan meslektaşlarımız mevcuttur.
Sosyal Medya Dezenformasyon Merkezidir: Sosyal medya, doğru kullanıldığında pek çok yarar sağlayabilir. Ancak ortamlar doğrulanmamış bilgilerin, çoğu zaman yalanın, içine az miktarda doğrunun katıldığı gri propagandanın hızla yayıldığı iletişim kanallardır. Sosyal medya dezenformasyon merkezidir. Yazılı, görüntülü, işitsel gazetecilik dalları; yani geleneksel-konvansiyonel medya, çok önemli bir olguya sahiptir. Fakat sosyal medyada editoryal mekanizma bulunmamaktadır.
Basılı gazetecilik Gelecekte de Yaşayacaktır: Yazılı basın, dijital dönüşüm sürecini yaşamaktadır. İnternet haberciliği bu noktada önemli bir rol üstleniyor. Değişen şartlara uyum sağlayan gazeteler gelecekte de ayakta kalacaktır. Basılı gazeteciliğin yarınlarda da yaşayacağına inanıyorum. İçeriğini okurların beklentilerine göre şekillendiren yerel ve yaygın gazeteler varlığını sürdürecektir. Zengin metinler, özel detaylar, kaliteli görseller burada kilit noktada bulunmaktadır. Dosya haberler, söyleşiler ve özgün makaleler, bu mecrayı başarılı kılacaktır. Kaldı ki batı ülkelerinde ve Japonya’da bunun güzel örnekleri vardır. Yerel gazeteler dijitalleşme trendi ve özgün-nitelikli içeriklerle varlığını devam ettirebilir.
Yerel Basında Nitelikli İşgücü Sorunu Var: Günümüzde yerel basının sektördeki payının azalmasın da güncel gelişmeleri doğru okuyamaması ve gerekli tedbirleri alamaması bir etkendir. Yerel basında nitelikli işgücü sorunu öne çıkmaktadır. Bunun gerekçelerine bakıldığında ise tatmin edici ücretlerin verilmemesi meselesi göze çarpar. Bu nedenle iletişim fakültesi mezunları, basın sektörü yerine başka alanlarda çalışmayı tercih etmektedir. Ayrıca iletişim fakültelerinin verdiği eğitimin ne derece sektörün ihtiyaçlarını karşıladığı da tartışmalı bir konudur. Yerel gazetelerin dağıtım ve satış sorunları, içerik ve baskı kalitesi problemleri de burada merkezde durmaktadır. Yerel basının sorunları çok boyutludur; reçetenin çok sayıda ilacı ihtiva etmesi zorunludur!
ELEŞTİREL HABERCİLİK ÖNEM KAZANDI
Türkiye’de gazetecilik dönüşüyor? Dönüşen gazetecilikte hangi unsurlar öne çıkıyor?
Hesabın Başladığı Yerde Gazetecilik Biter: Bu soruya 2011 yılında kaleme aldığım “Gazetecilik Kan Kaybederken” başlıklı bir yazımdan bölümle cevap vermek istiyorum:
“…Gazetecilik, gün geçtikçe dönüşüyor, teknolojideki gelişmeler bir bakıma işi kolaylaştırsa da ‘etik sınırlar’ açısından mesleğimiz daha da kötüye gidiyor. İnternet medyası ile başlayan ‘sanal devrim’ gazeteciliği şüphesiz ki derinden etkiledi. Bunun neticesinde yazılı basın açısından çok yönlü bakış, detaycılık ve eleştirel habercilik ön plana çıktı. Böyle bir ortamda gazetelerin ayakta durabilmesi için ‘derinlemesine yaklaşım ortaya koyması, milletten ve milletin sorunlarından yana tavır alabilmesi, yöneten-yönetilen ayrımında yönetilenin yanında durabilmesi gittikçe daha fazla değer kazanmaktadır. Ne yazık ki her şeyin siyah ve beyaz gibi iki zıt kutba ayrıldığı günümüzde böyle bir duruş sergilemek her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Böyle bir ortamda gazetecilik daha fazla ticarileşmekte, bu da gazetecilerin özgürlük alanını daha da daraltmaktadır. Bizim meslekte geçerli olan bir kural vardır; hesabın başladığı yerde gazetecilik biter…”
MESLEĞE BAŞLADIĞIMDA YARGILANDIM
Meslek yaşamınızdan, gazeteci adaylarının ders çıkarabileceği bir anekdot paylaşabilir misiniz?
Elbette, 20 yıllık mesleki geçmişimde çok sayıda anım vardır. Bunlardan birisi; henüz İletişim Fakültesi’nde öğrenci iken çalıştığım gazetede yaptığım bir röportaj nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmamızdır. 28 Şubat süreci yaşanıyordu ve Rahmetli Hasan Celal Güzel ile Ankara’ya giderken yaptığım röportaj çok ses getirmişti. Fakülte öğrencisi, genç bir gazeteciyi karşısında gören Ağır Ceza Reisi, bize, “evladım” diye hitap ediyordu. Yargılama süreci ilerlerken, çıkan bir kanun sayesinde dava düşmüş oldu. Ancak henüz yolun başında böyle bir tecrübe yaşamak, insanı ürkütse de şimdi çok daha değerli ve anlamlı. 1999 Gölcük depremi sonrası genç bir gazeteci olarak deprem bölgesine gitmiş, gözlemlerimi kaleme almıştım.
GAZETECİLİK MÜCADELE ALANIDIR
Bürokrat kimliğininiz yanında akademisyen olarak de iletişim fakültesinde dersler veriyorsunuz. Geleceğin gazetecilerine neler anlatıyorsunuz? Onların umutları, beklentileri nelerdir?
Meslek Ahlakından Asla Kopmamak Gerekir: Gazeteciliğin nasıl evrildiğini anlatmaya çalışıyorum. Derslerimde meslek etiğine vurgu yapıyorum. Ben her şeyden önce dürüstlükten, meslek ahlakından asla kopmamak gerektiğini düşünüyorum. Şartlara göre pozisyon almanın doğru olmadığına, temel prensipler çerçevesinde hareket edilmesi önemini savunuyorum. Öğrencilerime ders içerikleriyle mesleğin genel durumunu, pratiklerini ve etik çerçevesini anlatmaya çabalıyorum. Gazetecilikte “empati” çok önemli bir kavramdır. Meslek hayatımda vicdanıma sığmayan bir şeyi yapmamaya özen gösterdim…
Öğrencilerimiz sektörün genel durumu nedeniyle zaman zaman umutsuz davranabiliyor, bazıları da yüksek beklentilere kapılabiliyor. Ama gazetecilik hep bir mücadele alanıdır. Kendi çabanla geleceğini inşa etme zorunluluğu vardır bu meslekte. Bunları unutmamak gerekir…
CİDDİ BİR İSTİHDAM SORUNU VAR
İletişim meslek liseleri ile üniversitelerin gazetecilik, radyo-televizyon ve sinema bölümlerinden her yıl binlerce öğrenci mezun oluyor. Bu mezunlar sektörde yeterince istihdam edilebiliyor mu?
Maalesef bu sektörde ciddi bir istihdam sorunu vardır. Bunun temelinde de planlama meselesi yatıyor. İletişim mezunlarının büyük bir kısmı başka alanlarda istihdam ediliyor -ki bu da olağan- karşılanabilir. Ancak sektörün ihtiyacı olan nitelikte mezunların verilmesi de çoğu kez ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
SÜREKLİ OKUMAK ÇOK ÖNEMLİDİR
“Gazetecilik” adlı kitabınızda mesleğin temel özelliklerini detaylı biçimde anlatıyorsunuz. Bu bağlamda, gazetecilik mesleğini düşünen muhabir adaylarına hangi önerilerde bulunursunuz?
Her Şeyin Başı Sevgidir: İyi bir iletişimci her şeyden önce insan sevgisine, merak duygusuna, sorgulama beceresine ve yazım kabiliyetine sahip olmalıdır. Okuyan, araştıran, kendini geliştiren iletişimcilere her zaman ihtiyaç vardır. Hem günceli iyi takip etmek hem de iyi bir genel kültüre sahip olmak için aralıksız okumak çok önemlidir. Bunun yanı sıra öğrenciler alanları ile ilgili verimli bir şekilde kullanabilecekleri ölçüde mutlaka yabancı dil öğrenmeli ve mesleki teknolojiye hâkim olmalıdır. Gazeteci adayları, henüz fakültedeyken kendilerini iyi geliştirmelidir. Ancak her şeyin başı sevgidir. Bir işi sevmeden onu yapmak işkencedir. Bu sebeple gençler, her şeyden önce sevdikleri ve kabiliyetlerine uygun alanları tercih etmelidir.
YAPABİLECEĞİMİZ BİR İYİLİK VARDIR
Son olarak, eklemek istedikleriniz var mı?
Teşekkür ediyorum. Yol ortasındaki taşı kaldırmak bizim inancımıza göre imanın alametlerinden biridir. İnsanın mutlaka her an yapabileceği bir iyilik vardır, bu asla akıldan çıkarmamalıdır. Yaptıklarımız kadar, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz. Bu nedenle algılarımız açık şekilde, insanlara, hayvanlara, çevreye yani cümle yaratılmışa faydalı olmaya çalışmak gerekir. Okumaya-yazmaya, insanlarımızın dertleri ile dertlenmeye devam inşallah…
DR. ÇETİN ORANLI KİMDİR?
1974 yılında doğduğu Ordu’nun Kumru ilçesinde ilk, orta ve lise tahsilini tamamladıktan sonra Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını yaptı. 2022 yılında Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı’nda doktorasını tamamladı. 2012 yılından bu yana Basın İlan Kurumu’nda çalışıyor. Sürekli Basın Kartı sahibidir. 2024-2025 Akademik Yılı’nda Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nde ders veren Dr. Çetin Oranlı, evli ve 3 çocuk babasıdır. Oranlı’nın gazetecilik ve edebiyat alanlarında yayımlanmış eserleri şunlardır: Olaylar ve Kişisel Tecrübe Işığında Gazetecilik, Sözün Ardı-İz Bırakan Söyleşiler, Demir Kepenkli Ev–Anadolu Hikâyeleri, Ruha Dokunan Patiler, Ruha Dokunan İnsan Öyküleri, Her Mevsim Baharı Yaşayan Şehir Adana.
- Gazetecilik idealist insanların işidir.
- Gazeteci adayları, henüz fakültedeyken kendilerini iyi geliştirmelidir.
- İnsanın mutlaka her an yapabileceği bir iyilik vardır.
- Basın sektöründe ciddi bir istihdam sorunu vardır.
- Meslek yaşamımda vicdanıma sığmayan bir şeyi yapmamaya özen gösterdim.
- Basında çok yönlü bakış, detaycılık ve eleştirel habercilik ön plana çıktı.
- Gazetecilik hep bir mücadele alanıdır.
- Sosyal medyada editoryal mekanizma bulunmuyor.
- Basılı gazeteciliğin yarınlarda da yaşayacağına inanıyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: