Eğer gitmek ya da gitmemek arasındaysanız gitmeyi seçin!
Mehmet Ateş'in kitabı, Antakya'nın çok kültürlülüğünü, ilgi çekici insan ilişkilerini, inançlarını, doğasını, mimarisini, yemeklerini ve sosyolojisini sohbet ederek anlatma özelliği taşıyor
Yayınlanma :
06.09.2019 09:40
Güncelleme :
06.09.2019 09:40


MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – Öyle diyor Mehmet Ateş 'Keşf-i Antakya' kitabında. Yayın editörlüğünü Seyfi Karahan'ın yaptığı ve Karahan Yayınevi'nden çıkan kitap, okurunu Antakya'nın kılcal damarlarında yürütüyor. Çocukluk yıllarından başlayarak anlattığı öyküler Mehmet Ateş'in Antakya'yı nasıl bir yaşam biçimi haline getirdiğini ele veriyor. Kitabın 'Seyahate Dair...' bölümünde bakın Mehmet Ateş neler söylüyor; "Kendinizi gitmek ve gitmemek arasında tereddüt ederken bulursanız gitmeyi seçin… İnsanlar bütün alışkanlıklarını, rahat ve güvenli hayatlarını bir kenara koyup bir süreliğine neden farklı yerlere giderler? Uzak ya da yakın… Yani neden seyahat ederler? Binlerce yıldır yapılageldiği gibi bu sorunun cevabını vermekle başlamalı seyahat. Seyyahlar, yeni ve farklı bir yer görmek, hayalde kurulan yaşamı kısa bir süreliğine de olsa gerçeğe dönüştürmek, günlük hayatın sıradanlığından, tekrarından kaçmak, düşünmek, değişmek, farklı sesler duymak; kendilerine benzemeyen insanlar, yemekler, şarkılar, inançlar, eğlenceler, evler, ağaçlar, yollar, başka canlılar ve sular tanımak için sürekli yaşadıkları mekânları bırakıp az şey bildikleri yerlere doğru yola çıkarlar. Yani kısa süreliğine yer değiştirirler ve böylece hayatları değişir… Aslında göç etmenin ilk adımıdır seyahat…
Seyahat dinamik bir itirazdır aynı zamanda. İçinde yaşanılan ülkeye ve şehre bir itiraz… Bazı seyyahlar kendi kentleri ve toplumları için hayal ettikleri şeylerin kısa sürede gerçeğe dönüşmediğini gördüklerinden dolayı da yola çıkarlar. Ne de olsa değişimler hızlı ve istenilen yönde gerçekleşmez çoğu zaman. Bu insanlar içlerinde arzu ettikleri şehrin ve yaşamın gerçeğe dönmüş olduğu şehirlere gitme arzusunu güçlü bir şekilde hissederler. Ve seyahat bu kentlere doğru gerçekleşir çoğu zaman. İçerisinde kişiye eşlik eden heyecanın ve sevimli bir tedirginliğin olduğu bir yolculuktur bu. Gidilen yerde insan elbette şaşıracak şeylerle karşılaşır, sürekli kendi şehri ile karşılaştırmalar yapar ve yeni fikirler kafasına dank eder. Beynin en özgür ve en açık olduğu anlardır… Kişi kararlar alır, aldığı kararlardan vazgeçer, iç dünyasında kendisi ve birileri ile hesaplaşıp durur. Bazen de içinde büyüttüğü sorunların bir anda eriyip yok olduklarını ve hatta gülünç bir hal aldıklarını fark eder. Yüzlerce yıl önce Leonardo Da Vinci seyahatin farklı yönleri konusunda bakın ne demiş: “Bulduğun her fırsatta uzaklara git, biraz dinlen, çünkü işine geri geldiğinde kararların daha kesin olacak. Biraz uzaklaş çünkü o zaman iş gözünde büyümez ve daha çok şeyi halledebilirsin. Uyum ve orantıdaki eksikliği daha rahat fark edebilirsin.”
Keyifli okumalar dileğiyle...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: