MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nesrin Mengi, ünlü yazar Selim İleri’nin yaşamını anlatırken, “Selim İleri’ye göre, çocukluk yalanları yazarlığın çekirdeğini oluşturuyor.” dedi
Çukurova Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkoloji Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Deniz Abik, bu haftaki toplantıda Mersin Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Nesrin Mengi’yi konuk etti.
Selim İleri’nin Türk edebiyatının en verimli yazarlarından biri olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Nesrin Mengi, “1970’li yılların en çok okunan, edebiyat yaşamı boyunca yazıdan başka bir uğraş edinmeye; roman, öykü, şiir, deneme, tiyatro, anı, inceleme gibi edebiyatın farklı türlerinde, edebiyat ve kültür dünyamızın tanıklığını, değerlendirmelerini içeren bir üretkenlikle- nitelikli eserler ortaya koyan Selim İleri, çağdaş Tür edebiyatının önemli yazarlarından biridir. Selim İleri, çok genç bir yaşta girdiği edebiyat dünyasında, geniş okur kitlelerine ulaşmayı başarmış Türk edebiyatının üretken kalemlerindendir.” dedi
AİLECE ALMANYA’YA GİTTİLER
Ali Selim İleri’nin 30 Nisan 1949’da İstanbul’un Kadıköy semtindeki Bahariye Caddesi’nde bulunan Gerede Apartmanı’nda dünyaya geldiğini anlatan Mengi, “Kıbrıslı olan babası Hasan Hilmi İleri, Lefkoşa’dan İstanbul’a gelerek öğrenim görmüş, daha sonra devlet bursuyla gittiği İsviçre’den yüksek makine mühendisi olarak dönmüştür. Ev hanımı olan annesi Süheyla İleri, Adapazarılıdır. Selim İleri’nin, kendisinden 9 yaş büyük ablası Meral İleri, Alman Filolojisi eğitimi aldıktan sonra Almanca okutmanlığı yapar. İstanbul Teknik Üniversitesinde öğretim üyesi olan babası, 1953 yılında konuk profesör olarak Almanya’ya giderken ailesini de beraberinde götürür. Çocukluk döneminde karşılaştığı bu yeşil ülke, onun romanlarına da yansıyan doğa tutkusunun miladı olur.” diye konuştu
NOEL’DE KİLİSEYE GİTMİŞ
Selim İleri’nin doğayla birlikte Almanya’da gördüğü kiliselerin ihtişamından etkilendiğini dile getiren Mengi, “Bu etkinin izdüşümlerinin eserlerine yansıdığını her fırsatta dile getiren Selim İleri yaşadıklarını şöyle anlatıyor; ‘Noel’de kiliselere gittik. İnanılmaz bir görkem. Öylesi bir görkemi ilk kez görüyorum. Kenarları sırmalı, küçücük yeşil kadife örtü üstünde mumdan bir İsa verdiler bana. Hıristiyan olmaya kalkışmıştım. Bizimkiler örtüyü, İsa’yı ortadan yok ettiler’. İşte Selim İleri’nin böyle önemli anıları da var.” şeklinde konuştu
ANNESİNİN ETKİSİ BÜYÜK
Selim İleri’nin yazarlığı hakkında açıklamalarda bulunan Mengi şunları söyledi: “1954’te aile İstanbul’a döner; 1955’te okul hayatına başlayan Selim İleri, birinci sınıf Cihangir İlkokulunda, sonraki dönem de Firuz Ağa İlkokulu’nda tamamlarlar. Önce kısa bir Bakırköy Lisesine devam ettikten sonra, “hayatımın dönüm noktası” dediği Atatürk Erkek Lisesine geçer. İlk ve ortaokulda başarısız bir öğrenciyken bu durum burada değil. Bu okul Saik Faik, Sabahattin Ali gibi çağdaş Türk edebiyatı yazarlarıyla, aynı zamanda edebiyat yaşamına yön veren, onun “yazarlık ülküsü” nü biçimlendiren iki öğretmenle tanışmasını da sağlar. Edebiyat öğretmeni Rauf Mutluay, ona edebiyatı sevdiren insanlardan biri olarak yaşamındaki yerini alır. Onu öykü yazmaya yönlendirerek edebiyat dünyasına adım atmasını sağlayan, Fransızca öğretmeni Vedat Günyol olur. Selim İleri’nin yaşamında kitabın değer kazanması, annesinin ona okuduğu masallarla başlar. Roman okuma tutkusunu iyi bir okur olan annesinden edindiğini söyler. Annesinin romanı okurken mutlaka sonuna baktığı için alışılmamış bir okur olduğunu ve bu yüzden ‘belki yazdığım her romanı belli belirsiz bitirmeyi yeğlerim’ sözleriyle romancı kişiliğinin şekillenmesinde annesinin etkisine işaret eder.”
Yorumlar
Kalan Karakter: