Tedavide yeni yöntemler riskleri en aza indiriyor

 Kalpten çıkan ve tüm vücuda dağılan kanı pompalayan ana atardamara aort adı veriliyor. Kalbin son karıncığından çıkan aort, ortalama 2,5 cm’lik genişliğiyle vücudumuzdaki en büyük damar. Bu damarın zaman içerisinde farklı nedenlerle giderek büyümesi ve balonlaşması anlamına gelen aort anevrizması, kalbin büyümesine, solunumun güçleşmesine, bayılmalara ve sonuna ani ölüme kadar gidebilen çok ciddi bir sağlık sorunu. Bu sorunun genellikle başka amaçla yapılan tetkikler sayesinde tespit edildiğini belirten Acıbadem Adana Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Bilal Kaya, daha önce ciddi cerrahi yöntemlerle ortadan kaldırılan bu hastalığın artık anjiyo yöntemiyle çok daha kolayca tedavi edilebildiğini belirtti.
Aort anevrizması çoğunlukla hastanın hiçbir şikayeti yokken, örneğin prostat veya bel ağrısı için yapılan taramalar sırasında ortaya çıkıyor. Karın içerisinde yer alan zamanla balonlaşmış aortun, yani şah damarının patlaması hastanın hayatını tehdit eden çok ciddi bir durum. Öyle ki doktorlar bu tür durumlarda hasta ile teşhisi paylaşırlarken "İçinizde pimi çekilmiş bir bomba var ve maalesef ne zaman patlayacağını bilemeyiz" demek ihtiyacı bile duyabiliyor. Çünkü bu damarın patlaması kişiyi ölüme kadar götürebiliyor.
Eskiden cerrahi yöntemlerle düzeltilen aort anevrizması sorunu son yıllarda giderek artan oranda endovasküler yöntemlerle, yani damar içinden tedavi ediliyor. “Cerrahi tedavide bütün karnın açılıp organların kenara alınması, daha sonra da karnın en arkasında yer alan balonlaşmış ana şah damarının kesilip çıkartılması ve yerine yenisinin dikilmesi gerekiyordu. Bu hem çok daha yüksek risk hem de daha uzun iyileşme süresi anlamına geliyor” diyen Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Bilal Kaya, endovasküler yöntem sayesinde karın hiç açılmadan, yalnızca kasıklarda ufak kesiler ile balonlaşmış ana şah damarının için özel stentler  yerleştirdikilerini ve böylece tedaviyi sağladıklarını vurguluyor.