Türk Kadınlar Konseyi, İstanbul Sözleşmesi'nin siyasete malzeme yapılmasına tepki gösterdi
Yayınlanma :
23.07.2020 13:20
Güncelleme :
23.07.2020 17:21


ADANA(GÜNAYDIN)- Türk Kadınlar Konseyi Derneği Genel Başkanı Fatma Fatoş İnal, İstanbul Sözleşmesi'nin son günlerde siyasete malzeme yapılmasına tepki göstererek, "Ülkemizin büyük bir başarısı olan ve Türk kadınları olarak iftiharımız olan bir sözleşmenin güncel siyasetin konusu yapılmasına itiraz ediyor, titizlikle uygulanmasını ve kadın cinayetlerinin durdurulmasını istiyoruz. Bu sözleşme şiddet karşısında temel insan hakkını koruyan, hayat kurtarıcı role sahip önemli bir sözleşmedir" dedi.
KADININ GELECEĞİ ÜLKENİN GELECEĞİDİR
Kadına şiddetin ülkemizin en önemli sorunu olduğuna dikkat çeken Türk Kadınlar Konseyi Derneği Adana Şube Başkanı Arb. Av.Meryem Türktekin ise, ‘Ülke nüfusunun yarısı kadındır, Ata’mızın da ifade ettiği gibi, mümkün mü dür ki, bir toplumun yarısı yerlerdeyken, diğer kısmı göklere yükselebilsin. Bu nedenle her kesim ve herkes bilmelidir ki, kadının geleceği, ülkenin geleceğidir" diye konuştu.
ŞİDDETE KARŞI KADIN/ERKEK BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ
Cinsiyet eşitliği ve cinsler arasındaki dayanışmanın;ailelerimizi ve ülkemizi daha güzel yarınlara taşıyabilmenin ve kalkınabilmenin olmazsa olmaz koşullarından biri olduğunu vurgulayan Av.Türktekin, kadına şiddetin hiçbir gerekçeyle meşrulaştırılamayacağını, bu konuda kadın/erkek el ele verip, hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğini, bunun evrensel bir mesele olduğunu ifade etti.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANMALIDIR
Bir takım grupların, son zamanlarda aile kurumuna zarar veriyor gerekçesiyle İstanbul Sözleşmesi’ne itiraz ettiğine dikkat çeken Arb. Av.Türktekin, tartışmalara neden olan bölümün sözleşmenin 4’üncü maddesinin 3’üncü bendi olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu maddeye baktığımızda; Sözleşmeye taraf ülkelerin '..mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü gibi herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin edeceklerdir” hükmünün düzenlenmiş olduğu görülmektedir. Sözleşme, bu hükümde ‘cinsel yönelim’ ve ‘toplumsal cinsiyet kimliği’ üzerinde ayrım yapılmaması gerektiğini ifade ettiği için eleştirilmekte, bu iki ibare nedeniyle, İstanbul Sözleşmesiyle toplumun cinsiyetsizleştirilmeye çalışıldığı, Türk aile yapısına zarar verildiği iddia edilmektedir; Oysa bu ifadeler, AİHS ve CEDAW gibi insan haklarını düzenleyen taraf olduğumuz başka belgelerde de mevcuttur. AİHM kararları da bu konularda ayrımcılık yapılamayacağını belirtir. Anayasamıza göre de, temel insan hakları yönünden herkes kanun önünde eşittir. Bu nedenle, devletin cinsel yönelimi nedeniyle şiddeti meşru kabul etmesi veya koruyamam demesi bu sözleşme hiç imzalanmamış olsaydı bile, mümkün değildir. Sözleşme kesinlikle eşcinselliği meşrulaştırmamakta, sadece şiddet durumunda ‘..engelliye, evliye, bekara, göçmene, .v.s.’ ayrım yapılamayacağı gibi bu kişilere de ayrım yapılamayacağını belirterek bu kişilerinde temel bir insan hakkını koruma altına almaktadır."
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ KADIN ERKEK AYNILIĞI DEĞİLDİR
Sözleşmenin tartışılan diğer ibaresinin de topluma yanlış anlatıldığını ifade eden Av.Türktekin, "Zira, toplumsal cinsiyet eşitliği iddia ettikleri gibi kadın erkek aynılığı demek değildir; toplumun, kadınlara ve erkeklere yüklediği roller, davranışlar ve diğer özellikler üzerinde bir hiyerarşi olmaması demektir. Kadını mülkü zanneden cehalet ve kadın karşıtı zihniyet; geçmişte sadece erkeklerin üstlendiği yük ve becerileri çağımızda kadınlarda üstlenmiş olmasına rağmen, halen tarihsel süreçte kadın cinsi üzerinde oluşmuş olan hiyerarşik üstünlüğünü devam ettirmeye çalışmakta, aile kurumunun ardına gizlenip kadına şiddetle mücadeleye sekte vurarak bunu sağlayabileceğini sanmaktadır.Sözleşmede aileyi hedef gösteren tek bir hüküm dahi bulunmamaktadır. Sözleşme tamamen, kadına yönelik şiddetin ve aile (ev) içi şiddetin önlenmesine, korunmasına, kovuşturulmasına ve şiddeti engelleyecek politikaların oluşturulup desteklenmesine yönelik olarak düzenlemiştir.”dedi.
KADINA ŞİDDET VE VAHŞET SINIR TANIMAZ HALE GELMİŞTİR
İstanbul Sözleşmesi’nin sadece kadın örgütleri veya belli kesimdeki kadınlar tarafından değil, toplumun her kesimindeki kadın/erkek birçok vatandaşımız tarafından geniş destek gören, hayat kurtarıcı bir sözleşme olduğuna vurgu yapan Av.Türktekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde son bir ayda; kaza, kayıp, intihar süsü verilen cinayetler hariç öldürülen kadın sayısı 27’dir; Şiddetin bu boyutlara varmış olduğu ve Pınar Gültekin olayında görüldüğü gibi vahşetin sınır tanımaz hale geldiği bir ülkede İstanbul Sözleşmesi titizlikle uygulanıp, şiddeti engelleyecek yeni projeler üretilmesi gerekirken sözleşmeden çekilsek mi? tartışmalarını açıkçası aklımız almamaktadır."
KADININ SİYASETE MALZEME YAPILMASI ÜLKEYE ZARAR VERİR
"Hangi gerekçeyle ve kim tarafından yapılmış olursa olsun, kadının ve kadına şiddetin
siyasetin malzemesi yapılmasına karşıyız, bu yaklaşım ülkemize zarar verir, bu siyaset üstü bir konudur." diyen Av.Türktekin, "İstanbul sözleşmesi; kadına yönelik politikalar içerisinde son çeyrek asırda yapılmış en başarılı işlerden biridir; güncel siyasetin konusu yapılamayacak kadar önemlidir; şuan en temel sorunumuz olan konuyu düzenlemektedir ve titizlikle uygulanması halinde kadın cinayetlerini durdurabilecek güçtedir; uygulanmasını ve kadın cinayetlerinin bir an evvel durdurulmasını istiyoruz" dedi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: