MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – Hangimiz şehirlerarası yolculuklarda uğramadık bir gara… Hangimiz bir çay, çorba içmedik soğuk bir kış günü içimizi ısıtan...
Ve hangimiz kendi kendimize konuşmadık gar duvarları arasında!
Kelebekten Sığınak adlı o muhteşem eserin sahibi Kezban Şahin Taysun, Yitik Ülke Yayınları’ndan çıkardığı kitabında ‘Eski Gar’ adlı öyküsüyle dikkat çekiyor.
“…Duvarlar da onarımı kabul etmeyip yüzlerine geçirilen maskeden yakınır gibiydiler. Dertleşmek istiyorlardı burada geçmişi olan konuk kadınla; “Unutmadık o korkunç tarihi! 20 Nisan 1985’i,” der gibi... Az sonra bina konuşmaya başladı:”
Siz hiçbir taş yığınının konuştuğunu gördünüz mü?. Yazar Kezban Şahin Taysun duvarı konuşturuyor. Duvara can veriyor. Kendinden bir parça gibi kabul edip duvarın yüreğine dil veriyor.
Aslında çoğumuzun yapamadığını yapıyor Kezban Şahin Taysun… Çoğumuz duvarlarla konuşuruz ama ona can vermeyiz. İçimizde kalır konuştuklarımız, dışımıza taşırmayız.
Yazar Taysun, “Eski Gar’ adlı öyküsüyle içindekini dışına taşırıyor. Hani bir bardağın taşması için önce dolması gerekiyor ya… İşte öyle bir şey… “Eski Gar” adlı öykü, bir bardak gibi doluyor ve sonra taşıyor. Duvar, yüreği yanık bir insana dönüşüyor…
Öyküsünde akıcı bir dil kullanan Yazar Taysun, Eski Gar’da duvarla konuşmasını şöyle tamamlıyor; “İşte böyle, biz de yandık o gün. Yaralarımız gözükmese de, biz aynı yanık garız aslında. Dış görüntümüz sizi yanıltmasın. Her zaman, dışımızın gösterdiği değildir gerçek!”
Yitik Ülke Yayınları, yazar Kezban Şahin Taysun’ın Kelebekten Sığınak adlı eseriyle Türk edebiyat tarihine muhteşem bir eser daha kazandırmış. İyi okumalar dileğiyle…
Yorumlar
Kalan Karakter: