Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin her yerinde birçok maske takmama cezası kesildi.Yapılan itirazlar üzerine Yargıtay , Adalet Bakanlığı’nın talebi doğrultusunda kanuna yararına bozmuştu ve gerekçe olarak polisin ceza kesme yetkisinin olmadığını , sadece tutanak tutup valiliğe bildirebileceğini göstermişti.Bu karardan sonra şu an Adana’da uygulamada trafik polisleri tutanak tutup kaymakamlığa bağlı ilçe emniyet müdürlüklerine bildiriyor ve cezayı kaymakamlar kesiyor.Ama kesilen bu cezalar da öncekiler gibi kanuna aykırı ve bir bir iptal oluyor.Çünkü aslında kaymakamların da ceza kesme yetkisi yoktur .Bu yetki sadece valiye aittir ve bu yetkinin kaymakamlar tarafından kullanılabilmesi için açıkça yetki devrinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Adana 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli maske cezasının iptali kararında ise gerekçe şöyle gösterildi;
‘’Ayrıca muteriz hakkında idari yaptırım karar tutanağının Seyhan Kaymakamlığı tarafından oluşturulduğu , 5326 sayılı kanuna dayanılarak idari para cezası düzenleme yetkisi emri veren makama aittir. Bu düzenleme karşısında kaymakamlığın ilgili yasa gereği idari para cezası verme yetkisinin bulunup bulunmadığı ya da Mahalli mülki amir tarafından yetki verilmesi durumunda kaymakamlığın tesis ettiği işlemin hukuka uygun olup olmayacağının tartışılması gerekmektedir.
Genel olarak yetki devri,"bir konuda karar almak, eylemde bulunmak veya emir vermek hakkını başkalarına devretmek ve elde edeceği sonuçlardan onu sorumlu tutmak" olarak tanımlanmaktadır. Yetki devrinin, ancak Kanunun açıkça izin vermesi halinde ve yine açıkça izin verdiği konular hakkında yapılabileceği ilgili Kanunlarda ve yargı içtihatlarında kabul edilmektedir.(Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı: E:2009/918, K:2013/2369, T:20/06/2013)
Dolayısıyla Yetki devrinin, ancak Kanunun açıkca izin vermesi halinde ve yine açıkça izin verdiği konular hakkında yapılabileceği ilgili yasalarda ve yargı içtihatlarında kabul edilmektedir. 5326 sayılı kanunun 32. Maddesinde emri veren makam tarafından ceza verileceği, bu yetkinin devredilebileceğine dair de herhangi bir düzenlemeye de yer verilmemesi karşısında ilgili yasa gereği başka bir makama yetki devrinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
5442 sayılı Kanun'un 66/1.maddesinde Valilerce kanunların verdiği yetkiye istinaden çıkarılan emirlere riayet etmeyenler hakkında 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 32. maddesi gereği idari para cezası uygulanacağı da açıkça hüküm altına alınmıştır.1593 sayılı kanunun 27. maddesinde Valinin Başkanlığında toplanan il umumi hıfzıssıhha meclisince il genelinde genel sağlığı korumak maksadıyla gerekli tedbirleri almaya vali yetkili kılınmıştır. 1593 sayılı kanunun 28. maddesi hıfzıssıhha meclisince alınan kararların il genelinde icra görevinin valilere verildiği görülmektedir. Dolasıyla illerde idari yaptırım uygulama yetkisinin vali'de olduğu, İlçelerde Kaymakamlar tarafından gerekli tedbirlerin alınabileceği ve bunun da halka duyurulabileceği fakat kaymakamlar tarafından idari yaptırım uygulanmasının hukuken mümkün olmadığı, itiraza konu yaptırıma baktığımızda 1593 sayılı kanunun 282. Maddesine göre idari yaptırım karar tutanağı oluşturulduğu, söz konusu yasada maske takma yükümlülüğünün zorunlu olduğuna dair açık bir hükmün bulunmaması ile idari yaptırımın yetkisiz merci olan kaymakamlık tarafından uygulanmasının hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla; muterizin itirazının kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.’’
Kararda da açıkça belirtildiği üzere kaymakamların da ceza kesme yetkisi yoktur. Bu yetki valiye aittir. Dolayısıyla vatandaşlara maske takmama , sokağa çıkma kısıtlamasında dışarı çıkma gibi cezalar tebliğ edildiğinde ilk önce cezanın kim tarafından kesildiğine bakması önem arz etmekte ve bunun sonucunda yargıya başvurulmalı ve haksız kesilen bir ceza ise kaldırtılmalıdır..Ama yine de bu yazımı Romalı Şair Ovidius’un bir sözünü hatırlatarak bitirmek istiyorum , ‘’Ceza kaldırılabilir , ama suç insanın içinde sonsuza kadar yaşar.’’