Bu kara liste, 2020 Temmuz ayı kadın cinayetleri listesidir.
Bir ayda tam 35 kadın…35 yaşam bu toplumun gözleri önünde yok edildi.
Kimi varile tıkılıp benzinle yakıldı, kimi dayakla, kimi bıçakla, kimi kurşunla koparıldı yaşamdan…
Ne çığlıkları durdurabildi katilleri, ne toplum, ne de devlet.
Peki ne için katledildiler?
Kimi kıskançlık uğruna, kimi boşanmak istedi diye, kimi küsüp annesine gitti diye…vs. vs.……
İNSANLIKTA SINIFTA KALDIĞIMIZINAÇIK VESİKASIDIR BU KARA LİSTE!
İnsanın sosyalbir varlık olduğu söylense de, bir kısmımızın ilkel kaldığı ortadadır. En ufak çatışmada karşısındakine her türlü şiddeti uygulayan, yakan, yıkan, parçalayan vahşilerle ve canilerle iç içe yaşıyoruz.
AHLAKI DA ÜRETEN TOPLUMDUR HUKUKU DA ÜRETEN TOPLUMDUR
Bu katiller, bu toplumun içinde yetişmektedir.
Bu utanç listesi karşısında toplum olarak nerede hatalar yaptığımızı ve nasıl düzeltebileceğimizi artık ciddi anlamda düşünmeliyiz.
Bu konuyu yasal açıdan da tüm yönleriyle ele almalıyız. Cezaların caydırıcı olmadığı, katilleri cesaretlendirdiği açıktır. Yasama yetkisi devlete ait olsa da unutulmamalıdır ki,ahlakı da üreten hukuku da üreten toplumdur. Devleti harekete geçirecek olan da aksaklıkları düzeltip ilerlemeyi sağlayacak olan da her daim toplumdur.
Adliyeler,karakollar, hastaneler, eğitim kurumları toplumun ruhunu ve zihniyetini yansıtan kurumlardır. Bakıp görmeyen, duyup işitmeyen gönüllere dönüşmemişse yüreğimiz, bu kurumlardaki vakalara baktığımızda insanlığın kötüye gittiğini hepimiz anlayabiliriz.
BİREYLERİN GELECEK HAYALİ KURAMADIĞI TOPLUMLAR HER TÜRLÜ SUÇA GEBEDİR
Yaptığım işler gereği uzun yıllar bu kurumları yakından gözlemleme imkanım olmuş ise de, insanın içinde yaşadığı toplumu tam olarak anladığını söyleyebilmesi büyük bir iddiadır. Lakin, adalet arayışını kaybetmiş, öfke kontrolünü bilmeyen, bana değmeyen yılan bin yaşasın anlayışı ile hareket eden bir topluma dönüşmüş olduğumuzu, bu utanç listesininde bunun açık delili olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Bu utanç listesi karşısında ruhumda hissettiğim infial, daha öncesinde vakit ayıramam dediğim köşe yazarlığı teklifini kabul etmemi ve burada bir ‘TOPLUM KÜRSÜSÜ’ kurma kararı vermemi sağlamıştır. Bu köşedeki öncelikli amacım kadına yönelik şiddetle alakalı toplumu bilgilendirmek ve toplumsal mücadele yöntemleri ve çözüm yolları üretebilmektir. Yeri geldikçe diğer toplumsal sorunlarımızı da gündeme almaya çalışacağım. Bu kara listeyi gören bir çok vatandaşımızın da ruhunda aynı infiali hissedeceğine ve bir şeyler yapmak isteyeceğine inanıyorum. Bu kapsamda;
TOPLUMA SESLENİYORUM !!!
Kadına yönelik şiddet, bir kadın/erkek meselesi değildir; doğrudan insan hakları ihlalidir;ülkemizin en temel sorunlarından biri olup, ortak akıl ve ortak güçle çözülebilecek bir konudur. Bu utanç listesinden rahatsızlık duyan tüm vatandaşlarımızı KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI MÜCADELEYE DAVET EDİYORUM.
Bu yerküre, bu ülke hepimizindir; ‘Yaşama Hakkı’ en kutsal ve en dokunulmaz insan hakkıdır; ve insan haklarını korumak sadece devletin ve STK’ların görevi değildir, insan olmamız hasebiyle her birimizin görevidir. Bu konuda etkisi ve yetkisi dahilinde her birimizin yapabileceği bir şeyler mutlaka vardır. Bu nedenle, bu utanç listesi daha fazla büyümeden gelin şiddet mağduru binlerce kadının çığlığına birlikte kulak verelim. Kadına yönelik şiddeti sona erdirebilmek için hepimiz elimizi taşın altına koyalım, yeni çözüm önerileri getirelim, bu yöndeki projeleri destekleyelim, yeni projeler geliştirelim. Bu anlamda ilerleyen zamanlarda topluma farklı bakış açıları kazandırabilecek, çözüm önerileri getirebilecek donanımlı bireyleri bu kürsüye davet edeceğim.
Lakin şimdiden belirtmek isterim ki;
Kadına yönelik şiddetin sona ermesinin yolu da,yaşamın tüm alanlarında mutlulukla ilerleyebilmenin yolu da;ancak ve ancak kadının her alanda güçlenmesiyle ve kadın erkek dayanışmasının sağlanması ile mümkün olabilir.
Her birimiz üzerine düşen sorumluluğu üstlenmediği takdirde emin olunuz ki, daha binlerce kadın katledilecek, kadınlarımızda aile kurumumuz da toplumumuz da daha uzun yıllar zarargörecektir.
Bize düşen ise, katledilen kadınlarımızın acısıyla ve bu utanç listelerinin ayıbıyla yaşamak olacaktır.
Keşke bu utançtan bir parça da failleri hissediyor olabilse.
"Kadına yönelik şiddet, bir kadın/erkek meselesi değildir". Bence de bu bir insan hakları meselesidir.
KadınIarını okutmayan miIIetIer, yıkıImaya mahkûmdur !
Konuyu kadın erkek çekişmesine sürüklemeden, net bilgilerle durumu ortaya koyan bir anlatım olmuş. Tebrikler..
Sayın Meryem Türktekin, yüreğinize ve kaleminize sağlık, bu ülkenin kadınlarının, analarının üzerinde kara bela gibi duran şiddetin yürekleri nasıl yaktığını, bu yangının söndürülmesi , son bulması için ; toplumda her kesimin insan hakları çerçevesinde bu olayı değerlendirip gerekli hassasiyeti göstererek üzerine düşen görevleri yerine getirmesinin önemini çok etkin bir şekilde vurguladınız