Bu hafta İzmir’de bir taksi durağında yürek burkan bir trajedi yaşandı.
İki taksici…
İkisi de emekli…
İkisi de geçim derdindeydi…
İkisi de aynı anda kalp krizi geçirdi…
Ve ikisi de hayatını kaybetti.
Biri diğerine yardım etmeye çalışıyordu, diğeri hayatta kalmaya…
Biri 70’ini aşmıştı, diğeri 60’ına merdiven dayamıştı…
Ama ikisi de o gün ekmek parası için çalışıyordu.
Daha önce hiç görülmemiş olan bu olay...
Bir tesadüf değildir!
Bu; yıllardır süren yolsuzlukların, adaletsizliklerin ve kötü yönetimin acı sonucudur.
Bu; emeklilerimizin içine itildiği yoksulluğun ve çaresizliğin fotoğrafıdır.
Ve bu tablo, hepimiz için bir utanç vesikasıdır!
Çünkü biz;
-Gözümüzün önünde yıllardır açlıkla mücadele eden emeklilerin,
-Torun sevemeyen, harçlık veremediği için uzak duran dedelerin ve ninelerin,
-Tatil nedir bilmeyen, hastayken bile çalışmak zorunda kalan onca insanımızın çığlığını yeterince duyuramadık!
Ve kimse bana “çalışmak istiyorlar” demesin!
Mecbur kalan insan özgür değildir.
Bu ülkede emeklilik artık ne huzurdur, ne güven...
Sadece bir hayatta kalma savaşıdır.
Pazarda,
Taksicilikte,
Güvenlik kulübesinde,
Simit arabasında emeklileri görüyorsanız bilin ki:
İktidar yıllarca ödedikleri primleri, alın terlerini yok saymış;
onları açlığa mahkûm etmiştir!
Ve şimdi… o taksi durağında gördüğünüz gibi, kalp krizleri bile çifter çifter geliyor!
Peki bu ülkede kim rahat yaşıyor?
Kaçakçılar…
Uyuşturucu baronları…
Bir şekilde dolar milyoneri olmuş dar bir zümre!
Geçen hafta açıklanan UBS 2024 Küresel Servet Raporu ne dedi biliyor musunuz?
“Türkiye, dolar milyoneri artışında dünya birincisi; reel servet sıralamasında ise sonuncu!”
“Dünya genelinde bu artış %1,2 iken, Türkiye’de %8,4!”
Yani içimizden birileri dünyadan 7 kat hızlı zenginleşirken, milyonlarca insanımızda o hızla fakirleşiyor!
Yetmişinde hâlâ iş arayan,
Yetmişinden sonra çalışırken hayatını kaybeden bu insanlar için…
Bugün “Emekliler Günü” kutlayanlara tek bir sözümüz var:
YETER ARTIK!
Biz boş temenniler değil, ADALET istiyoruz!
Biz hamasi nutuklar değil, VİCDANLI BİR DEVLET istiyoruz!
Ey iktidar sahipleri!
Bu insanlar keyfinden çalışmıyor!
İşyerinde durup dururken ikişer ikişer kalp krizi geçirmiyor!
Açlar… Çaresizler… Ve stres içindeler!
Onları o yaşta çalışmaya, o strese ve o çaresizliğe sizler mahkûm ettiniz.
Size yalnızca bir siyasetçi olarak değil;
-Sağlık kökenli bir hukukçu olarak,
-Bir insan hakları savunucusu olarak,
-Ve bu halkın acısını yüreğinde taşıyan bir yurttaş olarak sesleniyorum:
Bir ülkenin en büyük vefa borcu; şehit ve gazilerinden sonra,
o ülkeyi omuzlarında bugünlere taşıyan emeklilerine karşı olmalıdır!
Ve bu borç;
Ne üç beş kuruşluk zamla,
Ne hamasi sözlerle,
Ne de süslü kutlamalarla, temennilerle ödenebilir!
Bu borç, ancak insanca yaşam koşulları sağlanarak ödenebilir.
Emekli maaşlarının açlık sınırının altında kalması;
Sadece ekonomik değil,
Ahlaki bir ayıptır.!Anayasal bir ihlaldir!
Ücret adaleti bir insan hakkıdır!
Ve artık bu ülkede emekli maaşı 30.000 TL’nin altında olmamalıdır!
Yalnızca bütçeyi değil,
Vicdanı da… Devlet aklını da… Devreye alın!
Ve artık, emeklilerimizin maaşlarına doğru düzgün bir zam yapın!
Unutmayın bu ülke, emeklisine vefa borçludur!
Ve bu borç, bugün ödenmelidir. Onlar yaşama veda ettikten sonra değil...
Yorumlar
Kalan Karakter: